Başkan Erdoğan liderliğinde AK Parti’de MKYK toplantısı
“AK PARTİ’DE DEĞİŞİM, OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM DEĞİLDİR”
AK Parti Rize İl Başkanı Hikmet Ayar’ın istifasını nasıl değerlendirdiği ve istifaların il başkanları düzeyinde gelmesinin beklenip beklenmediği sorulan Çelik, “bir değişim sürecinin başlangıcı” gibi yorumlar gördüğünü ifade ederek, “AK Parti’de değişim, olağanüstü bir durum değildir. Biz geleneklerimizi, tecrübelerimizi koruyarak sürekli değişim içerisinde olan bir partiyiz.” dedi.
AK Parti Teşkilat Başkanlığı’nın olağan bir gündemi bulunduğunu belirten Çelik, “Gündem de şu, bu çerçevede çeşitli yerlerde pekiştirmeyle ilgili adım atılacak, bazı yerlerde değiştirmeyle ilgili adım atılacak, bazı yerlerde görev değişimi olacak. Bazı yerler vekaletle devam ediyor, o vekaletler devam eden yerlerin asalete çevrilmesi söz konusu olacak. Bunlar Teşkilat Başkanlığının olağan gündemi içerisinde gerçekleşecek. Bugün yarın da başka illerle ilgili bu şekilde tasarruf olacak.” ifadelerini kullandı.
“OLAĞAN BİR İŞLEMDİR VE OLAĞAN BİR ŞEKİLDE GÜNCELLENMİŞTİR”
Resmi Gazete’de yayınlanan Seferberlik ve Savaş Hali Yönetmeliğine ilişkin soru üzerine Çelik, daha önceki seferberlik tüzüğünün 1990’da hayata geçtiğini anımsatarak, değişen savaş teknolojileri, savaş koşulları, jeopolitik gelişmeler etrafında bu tip belgelerin güncellenmesi gerektiğine işaret etti.
Bunun, Milli Savunma Bakanlığı koordinasyonunda Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin katkısıyla gerçekleştiğini belirten Çelik, şu yanıtı verdi:
“Bu seferberlik meselesinde stratejik olan esas şudur; herhangi bir savaş durumunda bütün kurumlardaki ve sivil toplumdaki milli güç unsurlarının Türk Silahlı Kuvvetlerine destek verecek, onun emrine verilecek şekilde koordine edilmesi esastır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, milletimizin egemenlik haklarını ve güvenliğini sağlayacak şekilde bütün milli güç unsurları nasıl senkronize edilecektir. 1990’lı yılların koşullarında hayata geçmiş olan bu belge 6-7 kere küçük değişikliklere uğradı. Daha sonra teknik sebeplerle tüzüğün düzenleyici olmaktan çıkması, yönetmeliğin düzenleyici bir belge haline gelmesiyle de esasında 2011’den itibaren çeşitli kurumlardan, bütün bakanlıklardan, bütün kurum ve kuruluşlardan yani ‘milli güç unsuru’ diyeceğimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini sağlama ve muhafaza etmeyle ilgili herkesin görüşleri alındı.”