Gazze ve Batı Şeria’da hobilerini sürdüren kuş gözlemcileri, faaliyetlerinin savaşın ortasında kendilerine umut verdiğini dile getirdi. 10 yıldır kuş gözlemcisi olan Muhammed Shuaibi, “Guardian”a yaptığı açıklamada, Ekim ayından bu yana 4 kez gözaltına alındığını söyledi. Shuaibi, “Kuşları izlemek için sabahın çok erken saatlerinde dışarı çıkmamız gerekiyor. Ancak askeri operasyonların çoğu erken saatlerde oluyor, bu yüzden bu saatlerde dışarıdaysanız vurulabilirsiniz” dedi.
Savaşa rağmen
İlkbaharda milyonlarca kuş, dünyanın en yoğun ikinci kuş göçü koridorunun bir parçası olan işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde uçuyor. Shuaibi, “Göç durmadı. Bu kuşlar, savaşa rağmen geliyorlar. Bu bize umut veriyor” diye konuştu. Filistin’in biyolojik çeşitliliğini göstermek için sergi açmayı düşleyen Filistinli genç, “Dünyaya Filistin’in başka yönlerini de göstermek istiyorum. Burada zor koşullarda bile yaban hayatıyla ilgilenenler var. Burada hayat var. Ve biz hayatı seviyoruz” diye konuştu.
‘Ölsem de gam yemem’
Filistin’de kuş gözlemcisi olan ikiz kardeşler Lara ve Mandy Sirdah, yaban hayatını izlemenin, savaşa karşı teselli verdiğini söyledi. İsrail’in tahliye emrinden sonra kuzeydeki evlerini terk etmek zorunda kalan Sirdah kardeşlerin ekipmanlarını yanlarında götürmelerine izin verilmedi, ancak yine de kuş gözlemciliği yapıyorlar. 39 göçmen ve yerleşik türü listeleyen ikizler, “Tıpkı kuşlar gibi savaş bittiğinde biz de evimize dönebileceğimiz” dedi. Filistin Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin kurucusu Saed Shomaly, Filistin’de kuş gözlemciliğine olan ilginin arttığını ama tehlikeli hale geldiğini belirtti. Shomaly, “Geri dönüp dönmeyeceğimi bilmeden dışarı çıkıyorum. Ama ölsem de Filistin ve kuşlar için çalışmış olacağım” dedi.
