CHP medyası, o gelişmeden rahatsız! “Akşener sana söylüyorum, Özgür Özel sen anla”
Serkan Fıçıcı, Akşam gazetesindeki köşe yazısında CHP medyasının Meral Akşener’e yönelik linç kampanyasını masaya yatırdı. Akşener’in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin neden eleştirildiğini sorgulayan Fıçıcı, Özgür Özel’in de Erdoğan ile bir araya geldiğini, ancak benzer eleştiriler almadığını belirtti. CHP medyasının normalleşme sürecinden rahatsız olduğunu yazan Fıçıcı, şunları kaydetti: “CHP medyası yine başladı. Neye? Akşener’i linç etme seanslarına…
ÖNE ÇIKAN VİDEO Sebep? Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğü için. Ama… Aynı Erdoğan ile görüşen biri daha var. Kim? CHP Genel Başkanı Özgür Özel… Müzakere ise müzakere… Temas ise temas… Fark yok. Peki ona bir şey diyebiliyorlar mı? Biraz… Eh…kem, küm…mırın…kırın! Şimdi bundan ne anlayalım? Galiba… CHP Medyası Özgür Özel’in “normalleşme” olarak nitelediği süreçten rahatsız. İstemiyorlar. Bunu hissettirmeye çalışıyorlar. Nasıl? “Akşener sana söylüyorum Özgür Özel sen anla” gibi… İpler kopsa… Köprüler atılsa… Yüz yüze bakılamaz hale gelinse… Rahatlayacaklar. Özgür Özel de durumun farkında… Hürriyet’e yaptığı açıklamalarda gördük. Bazıları ona “tam kutuplaşacak zaman normalleşiyorsun” diyorlarmış. İşte geliyoruz aynı yere… Tribünlere oynamak mı çoğunluğun hissiyatını yakalamak mı? O taraf… Bu taraf… Soru herkes için geçerli. Özgür Özel “22 yıldır kutuplaştık, ulaştığımız yer belli” diyor. Seçim meydanlarında “kavga etmeyeceğim sadece sizin sorunlarınızı gündeme getireceğim” diye seslendiğinde seçmenden en büyük alkışı aldığını hatırlatıyor. Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yumuşama” ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “normalleşme” diye tarif ettiği süreç aslında taktik-stratejik yaklaşım mı yoksa millet çoğunluğunun talebi mi? Kamuoyu araştırma şirketleri biraz bu meseleye yoğunlaşsa çoğunluğun ne düşündüğünü anlayabiliriz, eğer rakamlar “yumuşama-normalleşme” adımlarını olumluyorsa o taraf, bu taraf, hep birlikte “eyvah sakinleşiyoruz” paniğinden kurtulabiliriz. Neyse… Serdivan’ın Kırantepe’sinde hava sıcak, “serin bir rüzgar esse de kucaklasak” umuduyla bekleyen ağaçların dalları arasından sakin bulutları seyrediyorum, donmuş umutlarım serinletmiyor, etrafı sulasam kuşlar gelir, biliyorum, yormaktan yorulduklarını fark edemeyen kediler yüzünden vazgeçiyorum.”