Gazeteci Fatih Altaylı, yurt dışı çıkış harcının 3 bin liraya yükseltileceğiyle ilgili tartışmalara dahil olarak, hükümetin vergi politikasını topa tuttu.
Yurt dışı çıkış harcının 3 bin TL’ye yükseltileceğiyle ilgili yaşanan tartışmalar gündemdeki sıcaklığını korurken gazeteci Fatih Altaylı’dan dikkat çeken ifadeler geldi.”BU AÇIK BİÇİMDE ‘YURT DIŞINA GİDECEK PARAN VARSA BANA DA 3 BİN TL VERECEKSİN’ VERGİSİDİR”Fatih Altaylı, 150 lira olan yurt dışı çıkış harcının 3 bin liraya yükseltileceğine yönelik tartışmalara ilişkin olarak, “Devleti yöneten basiretsizler buna harç diyor ama bu harç falan değil. Bu çok açık biçimde bir ‘dolaylı vergi’. ‘Yurt dışına gidecek kadar paran var ise bana da 3000 TL vereceksin’ vergisi” yorumunu yaptı. “ŞİMDİ BİR DE BU SAÇMALIK GÜNDEMDE”Altaylı, bugünkü yazısında bunun bir seyahat özgürlüğü kısıtlaması olduğunu dile getirirken, “Biz pasaport harcının ‘Anayasal özgürlükleri’ kısıtlayıp kısıtlamadığını tartışmak isterken, şimdi bir de bu saçmalık gündemde” dedi.Türkiye’nin en yüksek pasaport ücreti alan ülke olduğunu ve bir de seyahat edenlerin bir de vize ücreti ödediğini belirten Altaylı, muhalefetin ‘yurt dışı çıkış harcı’ konusunu Anayasa Mahkemesi’ne taşıması gerektiğini söyledi. ECEVİT DÖNEMİNİ İŞARET ETTİAltaylı, şöyle devam etti:”Tabii bu vergideki korkunç artış talebi aynı zamanda iktidarın da aczini ve ülkeyi getirdiği berbat durumun itirafı. Çünkü bu vergi ülke ekonomisinin en kötü durumda olduğu 2001 yılında ihdas edilmişti. Ve o gün 50 ABD doları olarak uygulanıyordu. Demek ki, bugün ekonomik durumumuz 2001’den de daha kötü ve bu paraya daha çok ihtiyacımız olmalı ki, 100 dolara çıkarılması isteniyor. Ve demek ki, 2001 krizinde bile ekonomimiz daha iyi durumdaydı ve daha iyi yönetiliyordu.”VERDİĞİMİZ HARAÇLAR OLMASA BU ‘İTİBAR’ NASIL KORUNACAK!”Ee tabii Ecevit ile de Erdoğan’ı kıyaslayacak halimiz yok. Elbette ki, bugün daha fazla paraya ihtiyaç var. Ecevit’in altında yerden teker kesmesi milyonlarca dolar olan Boeing 747, A 340, A 330 makam uçakları, Mercedes filoları yoktu. Bizim verdiğimiz haraçlar olmasa bu ‘itibar’ nasıl korunacak!”
