Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2028 yılı sonuna kadar tamamlanması hedeflenen 4 ayaklı dijital devrim için harekete geçti. Sahtecilik ve kaçaklığın sonunu getirecek olan projeler kapsamında müzelerdeki eserlerin tamamı dijital ortama aktarılacak, görünmez DNA ile de kimliklendirilerek koruma altına alınacak. 2024 yılında başlatılacak olan ‘Ulusal Envanter Projesi’ ile Osmanlı coğrafyasındaki tüm Türk-İslam dönemi eserlerinin envanteri çıkarılacak, tarihi mirasın veri tabanı oluşturulacak. Bir başka proje ile de Anadolu’daki tüm kaya anıtları ve yazıtlarının 3 boyutlu taramaları gerçekleştirilecek.ESERLERE DNA KORUMASI
Sene başında Tarihi Eserlerin Güvenliği İçin Kimliklendirme Projesi’ni hayata geçiren bakanlık, bugüne kadar müzelerde ziyarete açılan eserlerin yüzde 85’ini görünmez DNA ile kimliklendirdi. Laboratuvar ortamında üretilen, kopyalanamayan, zararsız ve inorganik malzemeyle gerçekleştirilen kimliklendirme çalışmaları, sene sonuna yüzde 100’e ulaşacak. 2024 yılı ile ikinci etaba geçilerek depolarda bulunan eserlerin de kimliklendirme çalışması başlayacak. Tüm kimliklendirme işlemlerinin 2028 yılı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor.UNESCO ÖRNEK GÖSTERDİ
Bakanlığın bir diğer önemli çalışması olan ‘Müze Ulusal Envanter Sistemi (MUES) Projesi’ ile bugüne kadar müzelerdeki 730 bin eser, ayrıntılı bilgileriyle dijital ortama aktarıldı. UNESCO tarafından dünyaya örnek gösterilen sisteme 2024 yılı sonuna kadar yaklaşık 200 bin eserin daha aktarılması hedefleniyor.KAÇAKÇILARA DARBE
Sahtecilik ve kaçaklığa darbe indirecek bir diğer proje ise ‘Anadolu’nun Kaya Anıtları ve Yazıtları Projesi’ olarak ön plana çıkıyor. Bu proje kapsamında Anadolu’daki tüm kaya anıtları ve yazıtlarının üç boyutlu taramaları yapılıyor, kataloglanarak kayıt altına alınmaları sağlanıyor.
