Klavye soytarısının hadsiz mesajları bizi korkutamaz
SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ
Ana vatanımızın ayrılmaz bir parçası olan, Mavi Vatanımıza sahip çıkma noktasında en küçük bir geri adım atmayacağız. Bunu böyle bilsinler. Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.
Dış politika bağlamında şu gerçeği özellikle vurgulamak isterim. Biz 2200 yıldan fazla devlet geleneği olan, devlet aklı olan bir milletiz. Hadiselere bakarken, başkaları gibi sadece 50-100 yıllık birikimle değil binlerce yıllık köklü tecrübenin merceğinden bakıyoruz. Planlarımızı buna göre şekillendiriyoruz, hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz, hamlelerimizi buna göre tayin ediyoruz. Bizim çizgimiz, karakterimiz bellidir. Biz başına vurunca, ekmeği alınan bir ülke değiliz.
“BUGÜN DE MAZLUMUN YANINDAYIZ”
Hitlerin toplama kamplarından kaçan Yahudilere nasıl kucak açtıysak; bugün de mazlum ve mağdurların yanındayız. Bizim için zalimin de mazlumun da kimliğinin bir önemi yoktur. Türkiye tüm imkanlarıyla, tüm kapasitesiyle, elbette hiçbir ihtimali göz ardı etmeden mazlum Filistin halkının yanındadır, birileri rahatsız olsa da bu vicdanlı tavrını sonuna kadar koruyacaktır.
OLİMPİYATLARDAKİ LGBT PROPAGANDASINA TEPKİ
İnsana ve insani değerlere yönelik savaş birçok alanda şiddetini artırarak devam ediyor. Şu bölüm çok hassas, çok önemli. Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarının açılışında sahnelenen ahlaksızlık, karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Macron beni davet etti. Ben de gelebileceğimi söyledim. 13 yaşındaki torunum, dede gitme dedi. Niye dedim? Orada LGBT gösterisi yapacaklar dedi. çıkardı bana İnstagram’dan o görüntüleri. Tamam kızım gitmeyeceğim dedim.
Düşünebiliyor musunuz? İnsanları birleştirmesi gereken bir uluslararası spor etkinliği; maalesef insanlığa, fıtrata ve insanı insan yapan değerlere düşmanlıkla açıldı. Bakınız bizim inancımızda insan “yaratılmışların en şereflisi”dir. İnsanın bu dünyadaki çabası yüksek bir ahlak üzerine yücelmektir.
Paris’te yapılmak istenen ise “Eşref-i mahlukat” olan insanı, “Esfeli safilin”e, yani hayvanlardan dahi aşağı seviyeye çekme projesidir. İlk fırsatta sayın Papa’yı da bununla ilgili arayacağım. Onunla Hristiyan alemine ve tüm Hristiyanlara karşı yapılan ahlaksızlığı paylaşacağım.
“DÜNYADA İNFİAL OLUŞTURDU”
Olimpiyatlar; insan tabiatını bozan, aileyi ifsat eden, nesillerin emniyetini ve bekasını tehdit eden sapkınlığa alet edilmiştir. Olimpiyatların uluslararası etkisi kullanılarak, en masum varlıklarımız olan çocuklarımız iğrenç bir şekilde hedef alınmıştır. Paris’teki rezil sahne, sadece Katolik alemini, sadece Hristiyan dünyasını değil; en az onlar kadar bizi de rencide etti, bizde de infial oluşturdu.
Macaristan Başbakanı Sayın Viktor Orban’ın verdiği haklı tepkiyi takdirle karşıladık. Esasında, kutsala yönelik bu apaçık saldırı karşısında daha fazla liderin, daha fazla siyasetçinin sesi çıkması gerekiyordu. Maalesef bunu göremiyoruz. Kimi umursamazlıktan, kimi korkudan, kimi siyasi kariyeri uğruna LGBT lobisine ses çıkaramıyor. CHP çıkarmasa ne yazar, DEM çıkarmasa ne yazar?
En küçük bir eleştiriye dahi tahammülü olmayan bu lobi, Avrupa ve Batı dünyasını tamamen esir almış durumda… LGBT lobisi giderek daha da pervasızlaşırken, eş zamanlı olarak insanlık büyük bir kuşatmayla karşı karşıya bırakılıyor. Küresel ölçekte bir korku iklimi oluşturuyorlar. Burada şunu vurgulamak durumundayım. Karşımızda sadece bir yönelim yok; doğrudan çocuklarımızı hedef alan faşizan bir dayatma var. Normale, fıtrata, aileye, insan nesline yönelik çok boyutlu, çok kapsamlı, çok acımasız bir savaş yürütülmektedir.
İslamofobi’yle İslam’a savaş açanlar, LGBT sapkınlığı üzerinden kutsal olan ne varsa, hepsine birden savaş ilan etmişlerdir. LGBT sapkınlığını “özgürlük” olarak lanse edenlerin, başörtülü sporculara tahammül edememesi, bunların kafalarındaki “özgürlük” tarifini de ortaya koymaktadır. Fransa, Fransız sporcuların içerisinde başörtülü olanlar varsa onların müsabakalara katılmasını engellemiştir. Nasıl bir anlayış. Ben Fransa’da yaşayan Faslı, Cezayirli, Tunuslu vs. oranın halkına bu konuda niçin tavır koymazlar ya da koymadılar bunu anlamakta zorlandığımı ifade etmek isterim.
Bunlar sadece İslam’a ve Müslümanlara değil; fıtri olan, kutsal olan her şeye düşmanlar. Paris skandalı, bu gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır.
Cinsiyetsizleştirmek demek, insan soyunu bozmak demektir. Akıl ve izan sahibi herkesin, LGBT zorbalığına karşı direnmesi ulvi bir görevdir. Biliyorsunuz AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu konudaki duruşumuzu çok net biçimde ortaya koyduk. 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde birileri sırf iktidara gelmek adına bunlara şirinlik yaparken, biz ailenin korunmasından yana çok güçlü bir tavır aldık. Bugün, dünden daha kararlıyız. Bugün, dünden daha dikkatliyiz.
Sapkın akımlarla ve bunları insanlığın başına bela eden küresel güçlerle mücadelemizi tavizsiz bir şekilde sürdüreceğiz.
“DEM’İ ANLIYORUZ DA CHP NİYE DESTEK VERİYOR?”
Tabii burada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Cinsiyetsizleştirme projelerinin ülkemizde hamiliğini bölücü örgütün siyasi uzantılarının ve CHP’li belediyelerin üstlenmesi gerçekten ibret vericidir.
Türkiye’ye karşı her taşın altından çıkan DEM’i anlıyoruz da CHP’nin bu projeye niye bu kadar hevesle destek verdiğini açıkçası anlamakta zorluk çekiyoruz.
Paris’te sahnelenen rezaletin herkesin gözlerini açacağına, hepimiz için bir uyanış, bir toparlanma vesilesi olacağına inanıyorum. Rabbim evlatlarımızı bu tür melun akımlardan korusun diyorum. Bu düşüncelerle Mevla yar ve yardımcımız olsun diyor, toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Dün gece yoğun ve yorucu bir mesainin ardından sahipsiz hayvanlara yönelik kanunun teklifini Meclis Genel Kurulu’nda kabul eden tüm milletvekillerimizi tebrik ediyorum. Muhalefetin tüm kışkırtmalarına, tamamı yalan ve çarpıtma üzerine kurulu kampanyalarına rağmen milletin meclisi bir kez daha milletin sözünü dinlemiş, sessiz çoğunluğun çığlığına kulak tıkamamış, çocuklarımızın feryatlarına bigane kalmamış, son derece kritik bir sınavı alnının akıyla vermiştir. Gerek yasa teklifinin hazırlık aşamasında gerekse komisyon ve genel kurul sefahatinde emeği geçen tüm arkadaşlarımıza, AK Parti grubuyla birlikte MHP grubuna, sivil toplum kuruluşlarımıza, ailelerimize ve medya mensuplarımıza buradan teşekkür ediyorum. Milletimizin acil çözüm beklediği konuların başında gelen başıboş köpek meselesini hükümet, yerel yönetimler ve hayvanseverler el ele vermek suretiyle inşallah kısa sürede hal yoluna koyacağız.