Heniyye suikastı sonrası dikkat çeken “İran” iddiası! Bu saatten sonra…
Eray Güçlüer, Heniyye suikastının Ortadoğu’daki büyük kırılmaların habercisi olduğunu yazdı. Güçlüer, Lübnan-Suriye-Irak-İran hattında siyasal sınırların değişeceğini öngördü. İsrail’in bölgedeki saldırılarına dikkat çekerek, Ortadoğu’nun artık güvenli olmadığını belirten Güçlüer, Rusya ve Çin’in bölgeye doğrudan müdahale etmeyeceğini ifade etti. Eray Güçlüer, Akşam gazetesindeki yazısında şunları kaydetti: “Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin üç gün önce İran’ın başkenti Tahran’da bir suikast sonucu şehit edilmesi Ortadoğu’daki daha büyük kırılmaların ayak seslerinden biri. Ortadoğu büyük fay hattı olarak da görülebilecek olan Lübnan-Suriye-Irak-İran hattında siyasal sınırların kalıcı olarak değişeceği ve vekalet devletçiklerinin oluşturulmak istendiği yeni bir süreç başlamış gibi görünüyor. Bu sürecin ilk adımları olarak Lübnan ve İran’ın Iraklaştırılması ve böylece Doğu Akdeniz’den Basra Körfezi’ne kadar bir emperyalist koridor oluşturulması amaçlanmakta. ORTADOĞU HİÇ KİMSE İÇİN GÜVENLİ BİR YER DEĞİL Son bir haftadaki gelişmelere bakıldığında İsrail’in Lübnan’a, Suriye’ye, Irak’a, İran’a ve Yemen’e saldırılar yaptığını görmekteyiz. Geride ne kaldı? Suudi Arabistan merkezli birkaç küçük Arap ülkesi. İsrail’in vurduğu yerler göz önüne alınırsa bölgedeki diğer ülkeler çemberin içinde kalmış durumdalar. Onların başına ne zaman ne gelir şimdiden bilmek zor ama artık Ortadoğu’da hiç kimse güvende değil. Zaten İsrail’in ABD ve Batı destekli Ortadoğu’ya saldırtılmasının asıl amacı Ortadoğu’daki bütün güç ve kaynaklar üzerinde mutlak hakimiyet sağlamak istemelerindendir. Bir diğer amaç ise emperyalizme hizmet edecek yeni köle toplumlar oluşturmaktır. Ve hedefte Arap toplumlarının olduğu görülmekte.
ÖNE ÇIKAN VİDEO İRAN DAHA DA ÇOK YAYILABİLİR İran istikrarsızlaştıkça Irak ve Suriye alanlarında vekalet güçlerini artırarak daha da yayılabilir. Çünkü İran 1988 yılından itibaren savunmasını büyük ölçüde dışarıdaki vekalet güçlerine dayandırmış durumda. Artık kısa sürede ana karasındaki milli ordusunu güçlendirebilmesi çok mümkün değil. Bunun için her şeyden önce zamana ihtiyacı var. Ancak gelinen durumda konjonktürel gelişmeler bu saatten sonra İran’a bu fırsatı vermez. Bunun yerine yıllık yaklaşık 100 milyar dolar harcadığı vekalet unsurlarına daha fazla destek vermek zorunda kalabilir. Bu çıkışı olmayan bir döngü yaratır ve İran güvenliğini sağlamakla merkezde zayıflamak arasında daha fazla kalabilir. RUSYA VE ÇİN TOPA GİRMEZLER Bütün bu olup bitenler yaşanırken Rusya ve Çin’in ne yapacağı merak konusu. Rusya’nın Ukrayna ve Avrupa’daki durumu, Çin’le Ortadoğu arasındaki mesafenin uzaklığı göz önüne alındığında Rusya ve Çin’in İran’ı kurtarmak adına Ortadoğu’da doğrudan topa girmeleri çok mümkün görünmemektedir. Ancak enerji eko politiği ile ticari çıkarlarını korumak adına bölge ülkelerine daha fazla yardım etmek ve daha güçlü ilişkiler kurmak yönünde çaba göstereceklerdir. Hiç kimse kendi ülkesi dururken ölmesi için askerlerini İran’a göndermez. Buna karşılık ABD ve Batılı güçlerin Güney Kıbrıs’a, Mısır’a, Irak ve Suriye’ye, Lübnan sınırına ve Lübnan ile Kıbrıs arasındaki deniz bölgesine ciddi askeri yığınaklar yaptığı bilinmektedir. Sonuçta iş başa düşecek gibi görünüyor.”