Bekir Hazar, ABD’nin Ortadoğu’daki askeri varlığını artırma çabalarını eleştirdi. ABD’nin bölgedeki savaş politikalarının İsrail’in çıkarlarına hizmet ettiğini söyleyen Hazar, Pentagon’un savaş isteyen generalleri ve silah lobilerinin ABD’yi savaşa sürüklediğini belirtti. İsrail’in ABD’yi bölgedeki savaşlarda araç olarak kullandığını ifade eden Bekir Hazar, Takvim gazetesindeki yazısında şunları kaydetti: “Pentagon’dan gelen açıklama hayra alamet değil. Amerikalı generaller bölgedeki asker sayısının artırılacağını duyurdu. ABD 40 binin üzerinde askerinin olduğu Ortadoğu’ya yenilerini yığmaya hazırlanıyor. Peki bu ne anlama geliyor? Eylül 2020’ye gidelim öncesinde… O dönem ABD Başkanı olan Trump ilginç bir açıklama yapıyor; “Savaş isteyen Pentagon’un komuta kademesi muhtemelen beni sevmiyor.” diyor. “Çünkü onlar savaş istiyor. Böylece bombaları, savaş uçaklarını ve başka şeyleri üreten şirketler mutlu olacak” diye ekliyor. Savaş isteyen o generaller nasıl rütbe alarak yükseliyor? Peki ABD’de Genelkurmay Başkanları nasıl seçiliyor? Eğer Genelkurmay Başkanı olmak istiyorsanız, öncelikle Meclis’te kurulan komisyonda Senatörlerin huzuruna çıkmak zorundasınız. Orada birinci ödeviniz “Eğer beni Genelkurmay Başkanı seçerseniz…” diye söze girerek, “İsrail’in çıkarlarını sonuna kadar, ölümüne nasıl koruyacağınızı” ballandırarak anlatmak. hayati göreviniz. Adaylar içinden bunu en iyi yapanı Genelkurmay Başkanı seçiyorlar. Peki bir ABD Başkanı çıkıp “Generallerim savaş istiyor çünkü şirketler kazanacak” diyorsa bu ne anlama geliyor? Gayet basit. O şirketlerin tamamı İsrail’i kuran dünya dolar imparatorluğu ahtapot ağının bir numaralı sahipleri. Yeryüzünün doymak bilmek en büyük zenginleri. Onların Türkiye’nin üç dört katı büyüklüğünde dünyanın her yerinde toprakları var. O arazilerde madenden tutun, petrole, doğalgaza kadar tüm zenginlikleri çıkarıp ceplerine koyuyorlar. Asla hiçbir zaman küçülmüyorlar tam aksine daima büyüyorlar. Exxon Mobil, Chevron Texaco, BP, Aramco, Royal Dutch, BHP Billiton, Anglo American, Rio Tinto gibi ABD ve İngiliz merkezli şirketler bunlar. Hepsinin sahibi de aynı isimler. Ortak noktaları, İsrail’in kurucusu olmaları. Mesela Amerikan uçakları Irak’ı vurmak için havalanıyor. Bir bakıyorsunuz hemen iki yancı beliriveriyor. İngiliz ve Fransız uçakları da onlara eşlik ediyor. Çünkü bir ülkeyi yerle bir ettikten sonra sıra savaş tazminatı ve paylaşıma geliyor. İki yancı İngiltere ve Fransa’yı da bu paylaşımda masada görüyorsunuz. Irak petrollerinin yüzde 7’si toprak sahibi ülkeye kalıyor. Gelirin yüzde 93’ü ise ABD ile yancı ülkelerin şirketlerine gidiyor. Bir bakıyorsunuz Ukrayna ile Rusya birbirine giriyor. 10 yılı da geçebilecek bir savaşın içine giriyor. Rusya’da Putin’in sarayında bir numaralı ve en önemli danışmanlar Yahudi. Aynı şekilde Ukrayna Devlet başkanı Zelensky de Yahudi. Onlar savaşırken Ortadoğu karışıveriyor aniden. İsrail Gazze’de katliam yapıyor. Doymuyor Suriye’yi, Yemen’i bombalıyor, Irak topraklarını vuruyor. Durmuyor Lübnan’a yüzlerce savaş uçağı ile dalıyor yüzlerce insanı öldürüyor. Küçücük bir ülke cepheyi büyütüyor. Yüz milyonlarca insanı ve 1 milyarı aşan İslam dünyasını karşısına alıyor. İran’ın kendisine saldırması için durmaksızın suikastler düzenliyor, İran’ın içinde bombalar patlatıyor. İran’ın Lübnan’daki kolu Hizbullah üyelerini çağrı cihazlarını ve telsizlerini patlatarak binlerce kişinin elini, kolunu havaya uçuruyor, gözlerini kör ediyor. İsrail, İran’a adeta “Hadi gel lütfen bana saldır, misilleme yap” diyor, bu konuda bir tek yalvarmadığı kalıyor. İsrail’in bu İran’la savaşma aşkı nedir böyle? Gayet basit. İsrail’i kuran şirketler bunu istiyor. Tek amaçları var. Amerika ve iki yancısı İngilizlerle Fransızları da bu savaşın içine çekerek adeta bir 3. Dünya Savaşı başlatmak. Paralar şirketlere girecek, daha da parçalanmış Ortadoğu ise israil’e güvenliği için ödül olacak. İran’ın ambargo ve yaptırımlara rağmen petrol ve doğal gaz gelirleri düşmeyi bırakın katlanarak büyüyor. Enerji sektöründen yıllık 70-80 milyar dolar gelirleri var. İsrail’in güvenliği sağlanırken, enerji rezervlerindeki 10 yılda trilyon doları bulan servete bu şirketler konacak. Ayrıca, ABD’nin de gireceği bir savaşta, Washington elindeki binlerce ton bombayı ve silahı kullanarak stoklarını eriteceği için silah şirketlerine de gün doğacak. Silah üretimini yapan şirketler de aynı zamanda İsrail’in kurucusu olan ailelere ait. Birileri ölürken kazanan 13 aile ve onların sahibi olduğu 2000 holding ile onların bağlısı 20 milyon şirket olacak. Böylece hızla 10 milyar sınırını aşmaya giden dünya nüfusu da kontrol edilebilecek. Çünkü bu servet sahipleri kameralar önünde “Nüfus fazla, azaltılmalı” diyor. Hatta içlerinde Rockfeller gibi “Dünya nüfusu 500 milyona indirilmeli. İdeali bu” diyenler de var. İsrail nasıl çağrı cihazları operasyonu ile toplu katliamı denediyse, terör devletinin kurucusu olan aileler de laboratuvarlarda geliştirdikleri HIV virüsü ile Afrika’da katliam testleri yaptılar. Covid de bu denemelerden biriydi. Tarihi örnek aldılar. İngilizler ABD’ye ilk göç ettikleri yıllarda kızılderili soyunu kurutmak için bataniyeler kullanmıştı. Çiçek hastalığı virüsü bulaştırılmış battaniyeler binlerce kızılderili’yi toprağa gömmüştü. Dolar imparatorluğu battaniye operasyonu ile kurulmuştu. Şirketlerin ve paranın firavunlarının İran’a sahip olma gibi bir niyetleri yok. Amaçları parçalayıp kontrol etmek. Rockfeller “Sahip olmak hiçbir şeydir. Kontrol ise her şeydir” diyor açık açık.İran’ın enerji rezervlerini kontrol eden güç olursan, bu ülkeden en büyük petrol alımını gerçekleştiren Çin’i de daha daha kontrol eder ve iyice kendine bağımlı hale getirip, tıpkı ahmak ABD gibi esir yaparsın. Bu bir köle operasyonu! İkinci planda kalacak ABD ihtimaline karşı 2050’nin en zengin ülkesi olmaya hazırlanan Çin’i kucağa oturtma yatırımı da diyebilirsiniz… İş adamı ileriyi düşünür daima. Pentagon gibi ahmaklar nasılsa hizmetçi ve uşaktır kendisine. Tabii ki kullanacak!”
