ABD İsrail’i satıyor mu? Ortadoğu’da büyük ihanet
Sabah gazetesi yazarı Bercan Tutar, ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmeye başlamasıyla İsrail’in yalnızlaştığını belirtti. Tutar, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım politikalarının Batı’dan beklediği desteği bulamadığını savundu. ABD’nin İran’a yönelik belirleyici bir saldırı düzenlemekten kaçındığını söyleyen Tutar, İsrail’in bölgesel projelerinin giderek zorlaştığını ifade etti. Bercan Tutar, Ortadoğu’da dengelerin değiştiğini vurguladığı yazısında şunları kaydetti: “Bakmayın siz siyonist propaganda mekanizmasının ve Mossad devşirmesi yerli kalemlerin manipülasyonlarına! Ortadoğu’da yeni bir dönemin ayak sesleri duyuluyor. İsrail’in Gazze’deki soykırım politikası ile Hamas, Hizbullah ve İran’a yönelik suikast stratejisi ters tepiyor. İsrail’in sadece Filistin’i değil Lübnan, Suriye, Yemen, Irak, İran ve hatta Türkiye’yi de kapsayan yedi cepheli bölgesel savaş projesi ABD ve Avrupa’dan veto yedi. Hedef seçilen ülkelerde her tür işgali, iç savaşı, darbeyi ve kaosu alkışlayan siyonist Evanjelik aklın emperyal fantezileri artık birer kâbusa dönüşüyor. Mossad’ın suikast girişimlerinden hareketle üst perdeden konuşan siyonist cephe, İsrail’in Ortadoğu’yu yeniden şekillendireceğini iddia ediyor. Siyonistlere yakın medya ve akademi dünyası İsrail’in gazabının İran’ı ve yeni Ortadoğu dizaynına karşı duran Türkiye dahil bütün ülkeleri dümdüz edeceğini söyleyerek efeleniyor. Oysa gerçekler çok farklı. Bu böbürlenmeler korkudan mezarlıkta ıslık çalanların halet-i ruhiyesinden farksız. Bazı muharebeleri kazansa da İsrail ve destekçisi Batı, Ortadoğu’daki savaşı kaybediyor. *** Demir Kubbe’nin delinmesi, Hamas’ın direnişinin kırılamaması, Hizbullah’ın aldığı darbelere rağmen İsrail’i 2000 ve 2006’da olduğu gibi yine bozguna uğratacak kabiliyette olması ABD’yi geri adım atmaya zorluyor. En önemli faktör de İsrail’in ABD Hava Kuvvetleri’nin doğrudan desteği olmadan İran’ın nükleer programına karşı belirleyici saldırı seçeneklerine sahip olmamasıdır. Londra’daki Jeostrateji Konseyi müdür yardımcısı Gabriel Elefteriu gibi birçok Batılı analistin de işaret ettiği gibi İran’ın dağlara inşa edilmiş ve süper sertleştirilmiş nükleer tesislerini yok etmek çok zor. Bunun için 30 tonluk mühimmat (MOP) ile yapılmış dünyanın en güçlü sığınak delici GBU-57/B bombalarının kullanılması gerekiyor. İsrail’in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a karşı kullandığı bir tonluk bombalardan 30 kat daha ağır ve güçlü olan bu sığınak delici bombalar sadece ABD’nin B-2 bombardıman uçakları tarafından atılabiliyor. Üstelik ABD, İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırıya girişmeyeceğini ve desteklemeyeceğini açıkladı. ABD Başkanı Joe Biden, İsrail’in vereceği yanıtın ‘orantılı’ olması gerektiğini söyledi. *** Ayrıca İsrail kendi başına İran’a karşı daha küçük bir operasyona girişebilir ancak havada yakıt ikmali ve binlerce kilometre mesafedeki İran hava savunmasıyla başa çıkması onun için büyük riskler içeriyor. Peki, ABD neden İsrail’in bölgesel savaşına destek vermiyor daha doğrusu veremiyor. Çünkü ABD’nin bölgedeki gücü azalıyor ve bu da uzun vadede İsrail’in konumunu zayıflatıyor. Makro düzeyde bu, ABD’yi kaynaklarını daha çok Pasifik’te Çin’e ve Avrupa’da da Rusya’ya karşı ayırmaya zorluyor. Haliyle küresel güç dengesindeki jeo-stratejik dayatmalar ve realiteler ABD için Ortadoğu ve İsrail’in bekasını üçüncü plana itiyor. Buna ek olarak Amerika’nın enerji devriminin Körfez petrolüne olan ihtiyacı ortadan kaldırması da bölgedeki ağır ve maliyetli ABD angajmanının sonunu hızlandırıyor. Nitekim İran’ın İsrail’e füze saldırısından hemen sonra ABD Irak’taki 2 bin 500 kişilik son askerlerini de tamamen çekme kararı aldı. Bunlar İsrail için iyi haberler değil. Özetle ABD’nin bölgeden çekileceğini gören İsrail can havliyle barbar hamlelere girişti ancak hepsi de elinde patladı. Bu da siyonist rejimin geleceğini daha da zora sokuyor. Dolayısıyla post-siyonist döneme giren Ortadoğu’da bütün dengeler yeniden kurulacak.”