Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki saldırılarının Türkiye’yi de hedef alabileceğini ifade etti. Tayiz, Türkiye’nin içten içe karıştırılmaya çalışıldığını söyledi. Türkiye’nin Siyonistlerin planlarına karşı uyanık olması gerektiğini vurgulayan Tayiz, provokasyon ve kaos girişimlerine karşı her zamankinden daha dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Tayiz, İsrail’in bölgedeki acelesine dikkat çektiği yazısında şunları kaydetti: “Siyonizm’in Abdülhamid’den sonra belki de en çok hınç duyduğu ve intikam almak istediği Türk lider Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Abdülhamid, Siyonistlerin Filistin topraklarının Yahudi göçüne açılması talebini reddettiği için “Kızıl sultan” olarak yaftalanmış, Siyonist kara propagandanın hedefi olmuştu. Bir asır sonra da Erdoğan “ikinci İsrail’in” önüne dikildiği için Siyonistlerin hedefi oldu. Siyonizm’in başkenti New York’ta “haydut devlet” olarak nitelediği İsrail’in durdurulması için BM’den “kuvvet kullanılması” talebinde bulunması da Siyonizm’in şimşeklerini üzerine çekmesi için yetti. Siyonizm bir asır evvel Abdülhamid’i devirip Osmanlı’yı parçalayarak “birinci İsrail’in” önünü açmayı başarabildi; fakat, bu kez Türkiye’yi parçalayıp ikinci İsrail’in önünü açması o kadar kolay değil. Erdoğan liderliğindeki Türkiye’de bu artık çok zor. Siyasi istikrarsızlık, sosyal kaos ve ekonomik kriz dayatmalarını Türkiye bir şekilde aşmayı başardı. Askeri, siyasi ve ekonomik olarak güçlü bir Türkiye bulunuyor. Erdoğan öncülüğünde kurulan mevcut denklem bozulmazsa ne İsrail’in ne ABD’nin Türkiye’yi bölmeyi başarması mümkün. Bu denklemi CHP’nin de bozması çok zor. Seçimle işbaşına gelip PKK’yla birlikte Türkiye’yi önce özerkliğe, sonra da bölünmeye sürüklemeleri imkânsız. Anlıyoruz ki Gazze’den sonra Lübnan’a giren Siyonistlerin acelesi var. Bir Suriye’yi, bir İran’ı bombalayan İsrail’in acelesi var. Bu yüzden Türkiye’yi zorlayacaklar. Yeni paylaşım savaşlarından önce genelde riskli ülkelerde sessiz sedasız bazı liderler susturulur ya da devre dışı bırakılır. Bazen gizli suikastlarla bazen de açık darbelerle. Yine Ortadoğu’da büyük bir savaşın eşiğinde dururken içeriye dikkat etmek gerekiyor. Darbelere, suikast girişimlerine, sosyal kaos ve istikrarsızlık üretecek provokasyonlara karşı her zamankinden daha fazla dikkatli olunması şart.”
