Krizleri azaltan pil devrede! Elif Erva’nın yeni umudu, ilaç yetmiyorsa imdada koşuyor
Melike Sarıkaya / Milliyet.com.tr – Epilepsi, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen, nöbetlerle karakterize bir nörolojik hastalık. Ancak son yıllarda tıbbi teknoloji alanındaki ilerlemeler, epilepsi hastalarının yaşam kalitelerini önemli ölçüde artırmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen epilepsi pili ameliyatı 10 yaşındaki Elif Erva Akdi’nin umudu oldu. 10 yaşındaki Down sendromlu Elif Erva Akdi epilepsi nöbeti geçirdiği anlarda yere düşüyor, kafatasını ve vücudunu vuruyordu. Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne çocukları için başvuran aile, yönlendirmeler sonucunda Op. Dr. Dursun Türköz’e muayene oldu. Yapılan tetkikler sonrası epilepsi pili takılmasına karar verilen hastanın ameliyatını da Op. Dr. Dursun Türköz gerçekleştirdi. Takılan bu epilepsi piliyle atakların sıklığının ve şiddetinin azalacağını dile getiren Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzm. Op. Dr. Dursun Türköz, epilepsi pilini ve bu ameliyatın detaylarını anlattı.
VAGAL SİNİR ARACILIĞIYLA NÖBETLERE MÜDAHALEEpilepsi tedavisinde uygulanan çeşitli ameliyatlar bulunuyor. Epilepsi cerrahileri her hastaya uygulanmazken, uygulanan hastalarda da her faktör bu gereksinime göre değişiklik gösteriyor. İlaç tedavisine dirençli bir epilepsi hastalarında uygulanan cerrahi operasyonlardan biri ise epilepsi pili. Epilepsi pili (Vagal Sinir Stimulasyonu) ameliyatının diğer ameliyatlara kıyasla daha düşük riski olduğunu belirten Op. Dr. Dursun Türköz, “Epilepsi pili daha çok dirençli hastalarda uygulanan bir işlemdir. Normalde dünyada şu anda yapılan birkaç tane epilepsi ameliyatı var. Bunların birçoğu beyin ameliyatı gerçekleştirerek yapılan ameliyatlardır. Riskleri daha farklıdır. Kimisinde ameliyat esnasında kanama olması, felç kalması, yaşamını yitirmesi gibi komplikasyonlar gelişebilir. Son 25 yılda geliştirilen teknolojiyle, beyinden vücudumuza inen vagus sinirine elektriksel bir kablo bağlanarak, kablo aracılığıyla ucuna konulan pille aralıklı bir elektrik uyarısı gönderiliyor. O uyarı da sinirden beyne iletiliyor. Bu sayede de epilepsi ataklarının sıklığını ya da şiddetini azaltıyor. Eğer hastanın nöbetlerinin şiddeti azalıyorsa ayarlarını değiştirebiliyorsunuz. Dışarıdan bir tabletle bluetooth yoluyla bağlantıya giriliyor. Hastanın şikayetine göre tablette pil ayarını artırıp azaltabiliyoruz. Epilepsi pili ameliyatının diğerlerine nazaran riski çok daha düşük. Buna rağmen her epilepsi hastasına epilepsi pili uygulanamıyor” dedi.ÇOCUKTAN YETİŞKİNE HER YAŞTA UYGULANIYOREpilepsi pilini son olarak 10 yaşındaki bir kız çocuğuna uygulayan Op. Dr. Dursun Türköz, “3-4 yaş ve üstünde nöbet tipine uygun iki farklı antiepileptik ilacı en az iki yıldır kullanıp fayda görmeyen hastalarda bu ameliyat uygulanabiliyor. Yani epilepsi pili cerrahisi 18 yaş üstü yetişkinlerde de uygulanabilir. Tabii her ameliyatta olduğu gibi bu ameliyatın da dezavantajları bulunabiliyor. Bunlardan bir tanesi de sinire zarar verilirse fonksiyona sahip noktaların fonksiyon göremez hale gelmesidir. En sık görülen dezavantajlardan bir tanesi ses kısıklığı ve öksürüktür. Bu şikâyet kimi hastalarda geçici olabilirken kimilerinde de kalıcı olabiliyor. Ameliyat sonrasında biz 1-2 hafta boyunca hastanın pilini aktif etmiyoruz. Bu süre zarfında hastayı gözlemliyoruz. İki hafta boyunca hastada bir problem görmezsek pili çalıştırıyoruz. Sonra hasta geliyor ve kullandığı diğer ilaçlar ve hastalıklarına göre en düşük dozdan pili başlatabiliyoruz. Hastanın şiddetleri atakları değişmezse pilin akım yoğunluğunu yani dozunu artırıyoruz. Deneme yanılma diyebileceğimiz yolla hastanın ihtiyacına göre bu akımı ayarlıyoruz. Bazı hastalarda düşük doz yeterli olabiliyor. Takip süreci hastadan hastaya değişebiliyor çünkü bazı hastaların sadece epilepsi problemi olmayabiliyor” diye konuştu.Bazı hastalarda nöbet anında beynin, vücudun, nöronların oksijensiz kalabildiğini ve bu duruma bağlı olarak nöron kaybı gelişebileceğini kaydeden Op. Dr. Türköz sözlerine şöyle devam etti: “Nöron kaybı gelişmesi hastada hasar bırakabiliyor. Çocuğun okul başarısından sosyal hayatına kadar etkileyebiliyor. Elif Erva ise her nöbet geçirdiğinde bilincinin çoğunu kaybediyormuş. Kendini kaybettiği için yere düşüyormuş. Birkaç kere kafasını vurmuş ve kafasına dikiş atılmış. Annesinin anlatımına göre günde 10-15 kere nöbet geçiriyormuş. Biz epilepsi piliyle bu nöbetleri 1’e, 2’ye, 3’e düşürürsek bizim için çok büyük bir başarı olur. Magnet gibi bir aparat var. Pil açık olduğu zaman hasta epilepsi atağı geçirirse annesi veya babası, o magneti cilt altında olan pilin üzerine tuttuğu zaman magnet pilin çalışmasını artırıyor. Normal dozdan bir üst doza da çıkartabiliyorsunuz.”
TÜRKİYE’DE BELLİ ŞEHİRLERDE YAPILIYOREpilepsi pili ameliyatıyla hastanın daha az nöbet geçirmesini amaçladıklarını ifade eden Op. Dr. Dursun Türköz, eğer nöbet geçirilirse daha kısa sürmesinin epilepsi piliyle mümkün olabileceğini söyledi. Türköz, “Hem daha az şiddetli olsun hem de daha az sıklıkla olsun istiyoruz. Epilepsinin çok fazla çeşidi oluyor. Mesela tüm vücudun kasıldığı epilepsi türleri var veya sadece tek bir kolun, tek bir bacağın kasıldığı epilepsi türleri var. Bazı epilepsi türlerinde de hastada hiçbir hareket olmuyor , donuk kalıyorlar. Daha şiddetli olan epilepsi türünde ise gözlerin kaydığını, çığlıkların, bağırmaların olduğunu görebiliyoruz. Bu tip durumlarda genelde aileler bayılma şikayetiyle geliyorlar. Bayılma şikayetinde çocuk doktorları ve nörologlar, EEG’lerle bu nöbetleri takip ediyorlar. Ona göre erken yaşta bazen ilaçlara başlanılıyor ve ileri yaşlarda ilaçlar kesilebiliyor. Epilepsi hastalarının hepsi hayatı boyunca ilaç kullanmak zorunda değil” şeklinde konuştu. Op. Dr. Dursun Türköz açıklamasını şu sözlerle noktaladı: “Bazı hastalarda ilaç etki etmediğinde bizler epilepsi piline başvursak da epilepsi cerrahisi ülkemizde belli yerlerde yapılan bir cerrahi. Hastalar genellikle İstanbul’a ya da Ankara’ya üst merkezlere başvuruyorlar. Onun dışında İzmir, Kayseri, Elâzığ, Trabzon gibi bazı şehirlerde de bu ameliyatın gerçekleştirildiğini duyduk. Biz de Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak bu ameliyatı yaparak bu insanların mağduriyetini ortadan gidermek için çalıştık. Çünkü Samsun’da bunu yapmasaydık bu hasta mecburen büyük merkezlerden birine gitmek zorunda kalacaktı. Burada gerçekleştirmemiz bizim en büyük mutluluğumuz. Fayda görürse biz de yaptığımız işten keyif almış olacağız.”