İzmir’de 2 kişinin akıma kapılarak ölümüne ilişkin davada karar zamanı
İzmir’in Konak ilçesinde sağanak yağış esnasında elektrik akımına kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin 3 günlük karar duruşmaları sürüyor. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki ikinci celsede, 42 sanıktan 41’inin savunmaları tamamlandı
Duruşmada, tutuklular ile bazı tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları salonda hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Mahkeme başkanı, öncelikle ilk duruşmada söz alamayan 20 sanığı dinleyeceklerini söyledi.
Tutuksuz sanıklar Gdz Elektrik Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, 2023’ten beri müdür olarak görev yaptığını belirtti.
Sahada arıza faaliyetlerini yürüten ekiplerin, endüstri elektrik lisesi veya ön lisans elektrik bölümü mezunları olduğunu anlatan Arcan, “Ekipler sahada en az 2 kişi çalışırlar. 1 kişinin müdahale hakkı yok. Bana bağlı olan ekiplerin beni bilgilendirme zorunluluğu da yok. Bu olaydan da bilgim yok. Bu olayla ilgili hiçbir sorumluluğum yok. Arıza ekipleri bana bağlı değil.” dedi.
Eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu’nun avukatı da müvekkilinin memur olduğunu ve sanık olarak ifadesinin alınamayacağını öne sürerek, dosyanın ayrılmasını talep etti.
Cumhuriyet savcısı, başsavcılık olarak soruşturmanın gizliliğe alınmasına gerek olmadığını belirterek, talebin reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti avukatın talebini reddetti.
Özge Ceren Deniz
Sonrasında SEGBİS ile savunma yapan Köseoğlu, yaşamını yitiren Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay’ın da İzmir’in de bunları hak etmediğini söyledi.
Bilirkişi raporuna istinaden savunma yaptığını kaydeden Köseoğlu, şöyle konuştu:
“Ortada mağduriyet var ama ben bu işte İZSU’nun kusuru olmadığını söylüyorum. Bilirkişi raporunun birçok hususunda hata var. Olayda tabii ki suçlu var. Orada bizim çalışma yapan arkadaşlarımız kabloya zarar vermiş olsalardı çok daha büyük sonuçlara yol açardı. Günde yüzlerce böyle çalışma yapılıyor. Bu işte imalat hatası yok. ‘Boruya zarar verdi’ deniliyor ama arkadaşlarımız 2 ızgara arasındaki boruya dokunmadan yerinde kalması kaydıyla işi yaptılar. Çalışan arkadaşlarımızın imalatta kusuru yok. İZSU Genel Müdürünün görevi yönetme yetkisi var ve bunu bakanlık verir. Aile mağdurdur, üzüntülüdür. Biz de bu işte anılmaktan mağduruz. Polis eşliğinde İzmir’e getirildim. 45 santimde olması gereken kablo 22 santimde çıkıyor.”
İnanç Öktemay
“ARKADAŞLARIMIN SUÇSUZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan’a söz verildiği sırada avukatı müvekkilinin Genel Müdür dolayısıyla memur olması sebebiyle sanık olamayacağını ileri sürerek, savunma yapılamayacağını söyledi. Avukat, müvekkilinin sanık sıfatından çıkarılmasını talep etti.
Yeniden söz alan iddia makamı, başsavcılık olarak tüm sanıkların yargılamalarında “durma kararı” verilemeyeceği görüşünü paylaştıklarını bildirdi. Mahkeme heyeti Erdoğan’ın avukatının taleplerini reddetti.
Bunun üzerine Erdoğan, imalatların yapıldığı tarihlerde idari bir görevi olmadığını bildirdi. Erdoğan, “Yargılama için tüm isimleri bizzat biz kendimiz verdik ve yargılamaya yardımcı olduk. Tutuklu olan arkadaşlarımın da suçsuz olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
İfadesi alınan diğer sanıklar da suçsuz olduklarını savundu.
Mahkeme başkanı duruşmaya yarım saat ara verdi.
DİĞER SANIKLARIN İFADELERİ
Aranın ardından savunmalarını yapan Gdz Elektrik Planlama Teknoloji Direktörü Necati Ergin, 2021’den itibaren görevde olduğunu söyledi.
Ergin, kendisine bağlı birimlerin sahada bir görevi olmadığını, olayda bir kusurlarının bulunmadığını savundu.
İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi de asıl sorunun elektrik kaçağı olduğunu planlamalarında bir eksiklik bulunmadığını öne sürdü.
Gdz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel ise kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi.
‘ARIZA ONARIM ÜNİTESİNDE ÇALIŞTIĞIM İÇİN BURADAYIM’
İzmir’de yağışlı havada sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz’in (23) ölümüne ilişkin 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istemiyle 13’ü tutuklu 42 sanığın yargılanmasına verilen aranın ardından devam edildi. Tutuksuz sanık Mehmet Zeki Alkan, savunmasında olay yerinde çalışması olmadığını belirtip, “Vardiyam 07.00-15.00. Olayın geçtiği trafo 1027. Benimle alakası yok. Sadece benzer ihbar olduğu ve arıza onarım ünitesinde çalıştığım için buradayım. 12 Temmuz’da bize telsiz üzerinden bilgi geldi. Anonstan 10-15 dakika sonra oraya giderek enerjiyi kestik. Olayın meydana geldiği 12 Temmuz’da 15.00-23.00 vardiyasında çalıştım” dedi.
‘IZGARANIN YAPIMINDA BULUNMADIM’
Tutuksuz sanıklardan Mustafa Atakan da savunmasında, 2006 yılında İZSU’da kanalizasyon ve temizlik işçisi olarak işe başladığını belirterek, “2011 yılında geçirdiğim bir kazadan dolayı sağ gözümü kaybettim ve beni gözlemci olarak atadılar. Olaya konu ızgaranın yapımında bulunmadım. 2 Ocak’tan itibaren izinliydim. Görmedim” dedi. Atakan, görev tanımında iş sırasında orada bulunmak olmadığını ve görevinin yapım alanına giderek işin yapılıp yapılmadığını kontrol etmek olduğunu söyledi.
BANA BAĞLI BİRİMLERİN GÖREV VE SORUMLULUĞU YOKTUR
Gdz A.Ş’de planlama ve teknoloji direktörü olan tutuksuz sanık Necati Ergin de kendisinin ve kendisine bağlı birimlerin olaya ilişkin görev ve sorumlulukları olmadıklarını belirtip, savunmasında şunları söyledi:
“Yargılananlar arasında sadece sistem işletme sorumlusu olan Ekrem Yıldırım bana bağlıdır. Anladığım kadarıyla bilirkişi raporunda kendisi hakkında saha sorumlusu gibi yanlış bir algı yaratılmış. Kendisi bana bağlı olduğu için ben de buradayım. Benim ve bana bağlı birimlerin sahada anlık olarak gelişen olaylara ilişkin görev ve sorumluluğumuz yoktur. O nedenle 9 Ocak’taki çalışmayla ilgili de bilgim yok. Bilirkişilerin ifade ettiği gibi sistem içerisinde doğrudan haberleşme yazılımı söz konusu değildir.”
‘KUSURUM BULUNMAMAKTADIR’
Bir diğer tutuksuz sanık İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi de “657 Saylı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak 2023 tarihinden itibaren genel müdür yardımcısı olarak görev yapmaktayım. 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’a tabi olmayı talep ediyorum. İZSU teşkilat şemasında her birimin görevi ayrı ayrı belirlenmiştir. Dava konusu yağmur suyu ızgaraları gibi yağmur suyu ızgaralarının yapımı, bakımı, onarımı gibi teknik çalışmaların yönetilmesi, görev tanımında İzmir merkezde Kanalizasyon Dairesi’nce yürütülmektedir. Yani ızgaraların yapılması, denetlenmesi, temizlik ve bakımlarının yapılmasında görevim bulunmamaktadır. İddianamede, iddia edilenin aksine olaya konu ızgaranın hak edişinin yapılmasında imzam bulunmamaktadır. Bu da iddianamenin ne kadar kısa sürede acelece hazırlandığının kanıtıdır. Genel müdür yardımcısı olarak söz konusu konuda görev ve sorumluluğum bulunmadığından iddianamede ifade edildiği gibi kusurum bulunmamaktadır” dedi.
‘TEKNİK HUSUSLARLA İLGİLİ YÖNELTİLEN SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM’
Tutuksuz yargılanan Gdz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel de ifadesinde “Organizasyon şeması ve bunun içinde görev dağılımları verilmiştir. 2015 tarihindeki olaya ilişkin bir bilgim yok. O zaman Gdz Elektrik’te çalışmıyordum. 9 Ocak’taki arızayı, olaydan sonra öğrendim. Elektrik dağıtım faaliyeti Türkiye’de yapılan bir faaliyet. Tüm faaliyetleri kamu tarafından denetlenir. Şirket olarak 2023 yılı yatırım gerçekleşmemiz yüzde 120 oldu. Gerekli yatırımları yapmamak imkansız. Teknik hususlarla ilgili yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
TAŞERON SÖZLEŞMESİNDE YAZI UYUMSUZLUĞU
Oturumda son olarak tutuksuz sanık olan taşeron firma yetkilisi Halit Özpelit’in de savunması alındı. Avukatı olmadan savunma yapan Özpelit’e mahkeme hakimi taşeronluk sözleşmesine ilişkin sorular sordu. Mahkeme başkanı, Demircan A.Ş. ile taşeronluk sözleşmesinde Özpelit’in imzasının olduğunu söyledi. İmzayı inceleyen Özpelit, kendisine ait olduğunu kabul etti. Mahkeme Başkanı, Demircan A.Ş.’nin yazı cevabı ile Özpelit’in yazı cevabını uyumlu olmadığını kaydetti. Mahkeme Başkanı, Demircan A.Ş.’nin yazısında alt taşeron firma olarak Özpelit ile çalıştıklarını söylediklerini aktarıp, sözleşmede ayrıca Konak bölgesinde iş yapıldığı ifadesine dikkati çekti. Bunun üzerine sanık Halit Özpelit, “Benim çalışma alanım Konak değil, Güzelyalı ve Karabağlar” diye karşılık verdi.
Davanın 2’nci duruşmasının bugün görülen ilk oturumunda, tutuksuz 20 sanık dinlendi. Böylelikle 13’ü tutuklu 42 sanığın tamamı savunmalarını yapmış oldu. Duruşma yarın tanık ifadeleriyle devam edecek.
OLAY VE SORUŞTURMA SÜRECİ
İzmir’in Konak ilçesi Alsancak semtinde 12 Temmuz’da sağanakta yolun karşısına geçmeye çalışırken su birikintisine basıp akıma kapılan Özge Ceren Deniz (23) ile onu kurtarmaya çalışan İnanç Öktemay (44) yaşamını yitirmişti.
Bilirkişi raporunda su birikintisi yakınındaki mazgalda Gdz Elektrik firmasının kabloları yeterli derinliğe gömmediği, İZSU’nun da mazgal yapımı sırasında kabloları yüzeye yaklaştırdığı ve iki kurum arasında yeterli koordinasyonun bulunmamasının olayın yaşanmasında etkili olduğu aktarılmıştı.
Soruşturma kapsamında ilk etapta haklarında gözaltı kararı verilen 48 şüpheli yakalanmış, bunlardan 13’ü tutuklanmış, 6’sının dosyası ayrılmıştı.
İddianamede 42 şüphelinin “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 22,5’ar yıla kadar hapsi isteniyor.