Türkiye’deki İran ve Rus güdümlü Esad ajanları yasta! İşte rejimle birlikte yıkılan Baas destekçileri…

0

Suriye’de Beşşar Esed rejiminin kontrolü kaybettiği başkent Şam’ın merkezine rejim karşıtı güçler girdi. Başkent Şam’daki Suriyeliler kutlama yaptı.

Suriye halkı bu zaferi kutlarken Türkiye’deki Rus-İran güdümlü yerli şebbihalar ise bu çöküşün yasını tutmakla meşgul oldu. İlk günden itibaren Suriye’deki ayaklanmalara yönelik tavrını Esad rejimine destek olmak yönünde belirleyen İran, süreç boyunca rejimin ayakta kalması için her türlü yöntemi devreye soktu.

Medya Adam isimli sosyal medya kullanıcısı isim isim Esad trollerini ortaya çıkardı.

Özellikle Şii milis gruplarını Suriye’ye sevk ederek askeri destek sağlayan İran, bu politikasını ideolojik ve stratejik çıkarlarla harmanlayarak uyguladı. Bu sırada, Türkiye’deki İran ajanları da aynı çizgide söylem geliştirerek “İran ne yaparsa doğrudur” anlayışıyla Esad rejiminin işlediği katliamları meşrulaştırmaya çalıştı. İran’ın bölgedeki Şii yayılmacılığına dayanan politikalarını “vahdet” kisvesiyle örtbas etmeye kalkan bu kişiler, kamuoyunu yanıltmak adına “Direniş Ekseni” söylemi etrafında gerçeklerden çok uzak hikayeler uydurup durdular.

61 yıllık Baas rejiminin çökmesi ile Suriye halkı zafer kutlarken Türkiye’deki bazı Rus-İran güdümlü çevreler bu çöküşün yasını tutuyor. İşte rejimle birlikte yıkılan Türkiye’deki Baas destekçileri…

EHL-İ BEYT ALİMLERİ DERNEĞİ’NİN BAŞKANI KADİR AKARAS

Akaras, Rusya ve İran destekli Esed rejimi güçlerinin İdlib’de katlettiği sivillere “Siyonist köpeği” demiş ve bütün muhalifleri “itlaf” etmekle tehdit etmişti.

SÖZDE YAZAR ALPTEKİN DURSUNOĞLU

Dursunoğlu’nun Türkiye’yi ‘terör destekçisi’ olarak gösterip milyonlarca insanı katlederek göçe zorlayan katil Esad’ı destekleyen birçok paylaşımı bulunuyor.

ESAD’I ZİYARET ETTİĞİ GÖRÜNTÜLER DE ORTAYA ÇIKMIŞTI

İran mollalarının sözünden çıkmayan Türkiye düşmanı Dursunoğlu’nun kendi halkına zulmeden Esad’ı ziyaret ettiği görüntüler de ortaya çıkmıştı.

Bir diğer İran destekçisi gazeteci İslam Özkan da bu toplantıdaydı.

CHP’de mezhepçiliğiyle biline iki kişi Eren Erdem ve Sera Kadıgil’di.

İkili zamanında bir savaş çıkması durumunda Esad ve İran tarafında olacaklarını açıkça belirtmişlerdi.

Mücahit Gültekin ise Afyonkarahisar Üniversitesinde bir öğretim görevlisi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir devlet memuru olmasına rağmen sosyal medya hesabında şöyle bir gezinirseniz esasen hangi ülkeye bağlılık hissettiğini çok kolay anlarsınız. Tek motivasyonu “aman İran’a toz konmasın”. Öyle ki Suriye’de yıllardır oluk gibi Müslüman kanı akıtan katiller Süleymani ve Nasrallah’ı dahi savunacak durumda

Katıldığı her televizyon programında ülkelerini diktatörden kurtarmak için mücadele eden Suriyeli devrimcileri terörist olarak nitelendiren ve Esad rejiminden övgüyle bahseden Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i de unutmamak gerekiyor.

Sürekli Rusya ve İran’ın istediği şekilde konuşan Perinçek, yüzbinlerce vatandaşını öldüren, milyonlarca vatandaşını sürgün eden Esad rejimini adeta “melek” ilan etti. Esad’e övgüler dizen Perinçek, muhalifler içinse akıl almaz ifadelerle eleştirilerde bulundu. Esad’e övgülerde bulunan Perinçek, İran televizyonuna verdiği röportajda rejimi “insanlığın ön cephesi” olarak nitelendirdi.

Sözde bağımsız gazeteci Hasan Sivri de içimizdeki büyük Baasçılardan. Mezhepçiliğini kendisi de gizlemek gereğinde bulunmuyor zaten.

Rejimin katliamlarına tek kelime edemeyen Sivri, Özgür Suriye Ordusu’nu ise terörist olarak göstermeye çalışıyor. Sivri’nin iftiralarıyla Türk askerine de dil uzattığı paylaşımları bulunuyor.

Fehim Taştekin ise çok sinsi ilerleyenlerden. Zaman zaman PKK sempatizanlığı ön plana çıksa da iş Baas muhalifliğine geldiği zaman o da bütün muhalifleri “terörist” ilan etmekten geri durmadı.

Sıra Mustafa Kemal Erdemol’a geldiğinde seviye biraz daha düşüyor. Takipçileriyle küfürlü atışmalarıyla tanıdığımız Erdemol, Esad’i savunurken de yine aşırıya kaçıyor. Erdemol’a göre Suriye’de olanlardan ötürü Esad’in hiçbir suçu bulunmuyor. O bir “melek” fakat Suriye halkının en büyük düşmanı “Deccal” Erdoğan. Yorumsuz..

Sözde akademisyen bilim adamı Fatih Yaşlı da ideolojik bağnazlığının esiri olmuş vaziyette. Yaşlı, muhalifleri “Siyonist uşağı it sürüsü” olarak tanımlıyor, Esad’e toz konduramıyor. İran’la ilişkisi nedir bilinmez fakat Müslüman katili Kasım Süleymani’nin ölümü de onu derinden sarsmıştı.

Tele1’de Merdan Yanardağ ile program yapan diğer bir sözde gazeteci Musa Özuğurlu da Esed’in kaçıp gitmesiyle hüsrana uğrayanlardan. Hüsranı o kadar derin ki şu sıra tek dileği Şam’da İsrail tankları görebilmek..

Fatih Koparan’ın Şam’da birlikte dolaştığı Deniz Büstani ise Esed’in İletişim Bakanı Halef Mutah’ın damadı.

Türkiye’de Zafer Partisi destekçisi olarak ırkçı propaganda yapan Büstani aslında bir Arap’la evli ve Türk düşmanı kayınpederinin emrinde Baas ajanı olarak çalışmaktaydı.

Katil Süleymani’den “Şehit General” diye söz eden Biçen’in misyonu bütün gün sosyal medyada İran propagandası yapmaktan ibaret. Biçen, Türkiye’yi ise “terörist ülke” olarak adlandırıyor.

Esad’in gerçekleştirdiği sivil katliamlarından sonra yaptığı sevinç paylaşımları o muhteşem analizleri gibi herkesin hafızasında yer etti.

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.