Vasiyeti Türkiye’ydi… Selim İleri son defa Türkiye Gazetesine konuşmuştu

0

Hayata gözlerini kapayan Türk edebiyatının meşhur kalemi Selim İleri, son mülakatlarını Türkiye gazetesine vermiş ve vasiyetini açıklamıştı: “Türkiye, insanların çok acılar yaşamış olduğu bir ülke. O insanların yaşadığı acıların unutulmaması gerekiyor. Tek vasiyetim bu…”MURAT ÖZTEKİN – Türk edebiyatının nahif yazarı Selim İleri de göçtü bu âlemden… Kalemi kadar ince karakteriyle farklı kesimleri bir araya getiren İleri, önceki gün çok sevdiği İstanbul’da 75 yaşında hayata gözlerini kapadı… Evet, çok sevdiği şehrin Kadıköy semtinde 1949’un kıtlık günlerinde hayata gözlerini açmıştı. İsmini ablası koymuş, çok sevdiği Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’in adını vermişti ona! Selim İleri, içine kapanık, hisli bir çocuktu; bu yüzden sık sık yalan söylerdi. Kim bilir belki de bu şekilde ilk hikâyelerini anlatıyordu! ATOM MÜHENDİSİ Mİ YAZAR MI?Profesör babası atom mühendisi olmasını istiyordu ama ev hanımı annesinin kendisine anlattığı hikâyelerden çok etkileniyordu! Resim, müzik denendi ama onun kabiliyeti edebiyattaydı. Derken “hayatımın dönüm noktası” dediği Atatürk Erkek Lisesi’nde okumaya başladı. Burada Vedat Günyol ve Rauf Mutluay gibi edebiyatçılar hocası oldu; Sait Faik gibi isimlerle tanışma fırsatı buldu. 
Selim İleri, önceleri romanlar yazıp kapılardan çevrildi; sinirlenip bazılarını yok etti. 19 yaşında ise ilk öykü kitabı olan “Cumartesi Yalnızlığı”nı teyzesinin eczanesinden “arakladığı” paralarla çıkarmayı başardı! Bu eseri beklenen rağbeti görmedi ama Attilâ İlhan’ın destekleriyle sonraki kitaplarıyla ödüller kazanıp belirli bir okuyucu kitlesine ulaştı. Hassaten “Bodrum Dörtlemesi” diye anılan eserleriyle 1970’li yıllarda çok okunan bir yazar oldu Hukuk fakültesini yarıda bırakan Selim İleri, ekmeğini hep yazarak kazandı. “Bildiğim tek şey edebiyatçılık, benim için bir meslek oldu” dedi ama buna rağmen bazen para için yemek yazıları kaleme almak zorunda da kaldığı oldu. 
İlk eserlerinde aykırı hikâyeler anlatıyordu; zira aşk, cinsellik vs. para ediyordu! Bu kitapları ise eleştirmenlerce “satış endişesiyle” yazıldığı için tenkit ediliyordu. NOSTALJİK YAZAR SENİ!İleri, sonraki dönemlerinde ise maziye odaklanmaya başladı. Fakat Osmanlının yıkılış döneminde geçen eserleri yüzünden edebiyattaki bazı çevrelerce “nostaljik yazar” olmakla eleştirildi. O ise geçmişi sevgiyle ve iyilikle andığını ama nostaljik olmadığını söyledi. Farklı bir üslubu olan İleri, kendi ifadesiyle natamam metinler kaleme aldı. Eserlerine ise hep bir hüzün hâkimdi; “Hüzünlü insanları savunmak” istediğini söylüyordu. Romanlarının kötü bitmesi için uğraştığını da kaydetti ve ekledi: “Hayat da kötü bitiyor çünkü…”SİNEMADA ARADIĞINI BULAMADIİleri’nin sinema macerası ise enteresan oldu. “Seni Kalbime Gömdüm” gibi birçok filmin senaryosunu kaleme aldı. Fakat yönetmen koltuğuna oturduğu “Hiçbir Gece” filmi Antalya Film Festivali’nde ön jüri tarafından geri çevrildi, sinemalarda gösterilemedi.Yeşilçam’da aradığını bulamadı.Selim İleri, hep yalnız yaşadı, belki de bu sayede üretkenliği arttı; onlarca eser yazdı. En büyük aşkı ise Türkan Şoray’dı! GELENEKTEN KOPUNCA  İNCELİKLER KAYBOLUYORİleri, Türkiye’nin seküler cenahında yetişmiş, kök salmış ve daha ziyade o dünyaya ait bir isimdi. Buna rağmen maziye dair yazdığı metinlerle muhafazakâr kesimle de irtibat kurmayı başardı. İleri “Gelenek ve göreneklerden büsbütün koptuğumuz vakit incelikler de kayboluyor” dedi. Kendisinin de Doğu ve Batı arasında bir sentez kurmaya çalıştığını ifade etti. ACILAR UNUTULMASIN!Son zamanlarında hastalıklarla boğuştu, bir ara uzun müddet hastanede kaldı ve sonra iyileşti. İleri, son röportajını Türkiye gazetesine verdi. Evinin salonunda yaptığımız mülakatta her zamanki gibi nazik ama derin bir hüzün içerisinde sorularımı cevapladı. Ölümden döndüğü zamanı anlatarak “Üç gece hastane yatağında tamamen bilinçsiz yaşamışım. O zaman yanımda kalan bir arkadaşım söyledi; sabaha kadar Adnan Menderes’ten özür dilemişim, ‘Ben size bir şey yapmadım!’ demişim” ifadelerini kullandı. Çekinerek vasiyetini sorduğumda ise “Türkiye, insanların çok acılar yaşamış olduğu bir ülke. O insanların yaşadığı acıların unutulmaması gerekiyor. Tek vasiyetim bu” dedi. İleri’nin son açıklaması da yine Türkiye gazetesinin sütunlarında yer aldı. Telif hakkı haberimiz için geçtiğimiz pazar günü telefonla aradığımda zar zor konuşabilmesine rağmen açıklama yaptı. Yazarların vefatından 70 sene geçmesinden sonra telif haklarının serbest kalmasından yakındı, “emekler mahvediliyor” dedi.Son zamanlarında Cüneyt Arkın’a dair bir kitap kaleme almaya başlayan İleri, Arkın’ın Türkiye gazetesindeki köşe yazılarının nüshalarını istedi. Sözleşmiştik ama götürmek nasip olmadı… Usta yazar, bugün AKM’deki törenden sonra cuma namazını müteakip Vaniköy Camii’nden ebediyete uğurlanacak.

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.