Türkiye’nin Göller Bölgesi’nde bulunan ve Türkiye’nin 7. büyük gölü olan Burdur Gölü, hızla su kaybetmeye devam ediyor. İklim değişikliği, kaçak sondajlar, vahşi sulama ve çevre kirliliği, gölün alarm veren kuruma sürecini hızlandırıyor. Uzmanlar, özellikle son yıllarda yağış miktarının düşmesiyle birlikte gölde yaşanan kayıpların geri dönülemez bir noktaya geldiğine dikkat çekiyor.Burdur Gölü’nün en yüksek seviyeye ulaştığı 1971 yılından bu yana su seviyesi 20 metreden fazla düştü. Gölün yüzey alanı, 1971’deki 17.998 hektardan 2025 yılı itibarıyla 11.644 hektara geriledi. Gölün su hacmi de 1971 yılına kıyasla yarı yarıya azaldı.KURAKLIK VE ÇEVRE KİRLİLİĞİ GÖLÜ TÜKETİYOR
Burdur Gölü’nün kuraklıkla mücadele ettiği bu dönemde çevre kirliliği de büyük bir tehdit oluşturuyor. Duyarsız kişiler tarafından göl kenarına atılan çöplerin oluşturduğu kirlilik, göl yüzeyinde metan gazı çıkışına neden oluyor.”İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE KARŞI ÖNLEMLER GECİKİYOR”
Burdur Gölü üzerinde yıllardır araştırma yapan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Gülle, gölün alarm veren durumuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.Prof. Dr. Gülle, “Son yıllarda normalin çok altında yağış alıyoruz. Göller Bölgesi’nin simgesi olan sulak alanlarımız hızla kayboluyor. Özellikle Burdur Gölü, 50 yıl gibi bir sürede su seviyesinde 20 metreden fazla bir kayıp yaşadı. Göl, yüzey alanının ve hacminin neredeyse yarısını kaybetti. Şu anda, yağışların yetersizliği ve insan eliyle yapılan tahribat nedeniyle gölün geleceği ciddi tehdit altında” dedi.”İNSANOĞLU İÇİN DERS ALMA ZAMANI GELDİ”
Gülle, çevre koşullarının kötüleşmesiyle insanların sağlıklı ve huzurlu bir geleceğe ulaşmasının imkânsız olduğunu belirtti: “Kötü anlamda değişen bir çevrede, doğaya uyum sağlamadan sağlıklı bir yaşam beklemek hayal olur. İklim değişikliğine uyum sağlayacak önlemleri almamız artık gecikmiş bir ihtiyaç.”ACİL ÖNLEMLER GEREKLİ
Burdur Gölü’nün kurtarılması için daha etkin su yönetimi, vahşi sulamanın önlenmesi, kaçak sondajların sıkı şekilde denetlenmesi ve çevre kirliliğine karşı yaptırımların artırılması gibi önlemlerin hayata geçirilmesi gerektiği belirtiliyor.
