İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz suistimaller sebebiyle tekstil ve ham madde ithalatında Dâhilde İşleme Rejimi (DİR) payının arttığına dikkat çekerek “DİR kapsamındaki ürünler beyana dayalı. Bu da suistimalleri beraberinde getiriyor. Eğer ürünlerden numune alınırsa suistimaller en az yüzde 50 azalır” dedi.ÖMER TEMÜR’ÜN HABERİ – Zorlu bir yılı geride bırakan tekstil ve ham maddeleri sektörü 2024’ü 11,5 milyar dolarlık ihracatla kapattı. Tekstilde kayıp geçen yıl yüzde 1,3’ü bulurken, sektörün Dâhilde İşleme Rejimi’nin (DİR) payı arttı. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz deprem felaketi başta olmak üzere, küresel ticarette yaşanan daralma, yüksek enflasyon, kur ve üretim maliyetlerinde yaşanan artış sebebiyle zorlu bir yılı geride bıraktıklarını belirterek “2024’te AB ve ABD gibi dünyanın en büyük tekstil pazarlarında büyük oranda kayıplar yaşandı. Bu kayba rağmen, bu coğrafyalarda pazar payımızı koruduk. Şu anda Amerika’ya olan ihracatımız tekstilde 780 milyon doları geçti ve ABD’de 8. büyük tedarikçi konumundayız. Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde ABD ile görüşmelerin yeniden başlamasını ümit ediyoruz. Trump döneminde 100 milyar dolarlık ihracat hedefine öncülük edeceğimizi düşünüyoruz. Diğer taraftan maliyet artışları ve dövizin yatay seyri gibi sebeplerle rekabet gücümüz biraz azaldı. Tekstil ve hazır giyimde 2022 yılı Ekim ayında 1,2 milyon olan istihdam sayısı, 2024 yılı ekim ayı itibarıyla 966 bine gerildi. 2025 yılında bir toparlanma ümidimiz var. Son çeyrekte rakamlar biraz daha iyiye gitti. Global çapta 2025’te talebin biraz daha iyi olmasını bekliyoruz. Bunu Avrupa’da görmeye başladık. 2025 için sektör olarak 12 milyar dolarlık bir hedef belirledik. Yılın ikinci yarısında biriken küresel talebin etkisiyle kayıpların telafi edilebileceğini öngörüyoruz” dedi.‘DİR’ KAPSAMINDAKİ İTHALATA DİKKAT Tekstil sektörü olarak ‘ithalatta haksız rekabetin’ önlenmesine büyük önem verdiklerini dile getiren Öksüz “Haksız rekabet firmalarımızın üretimini, istihdamını, ihracatını ve Türkiye ekonomisini doğrudan etkiliyor. İlave Gümrük Vergilerinin belirli oranlarda artırılması tek başına fayda getirmiyor. Çünkü, Dâhilde İşleme Rejimi, Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşması bulunan ülkelerden ve Avrupa Birliği ülkelerinden yapılan ithalatta İlave Gümrük Vergilerinden muaf. Türkiye geneli ithalatta Dâhilde İşleme Rejimi (DİR) Payı gerilerken, tekstil ve ham maddeleri sektöründe bu pay artıyor. Artan İlave Gümrük Vergilerinden (İGV) sonuç alınması için Dâhilde İşleme Rejimi’nin disipline edilmesi gerekiyor. Zira DİR kapsamında ithalat iplik sektörümüzde yüzde 50’yi bulabiliyor. Bu orana Serbest Ticaret Anlaşması ve AB ülkelerini eklediğimizde oran yüzde 60’ı buluyor. İthalatın zaten yüzde 50’sinden fazlası çeşitli sebeplerle vergisiz yapılıyor. DİR, Serbest Ticaret Anlaşması ve AB’den ithalat sebebiyle İlave Gümrük Vergilerinden muaf ithalat; sadece tekstil sektörünü değil Türkiye ekonomisinin de büyük oranda vergi kaybına sebep oluyor. DİR kapsamında yapılan ithalatta numune uygulamasına geçilmeli. Sadece numune alınıp dosyaya konulsun diyoruz. En azından ne ithal edildiği dosyada yer alır. Çünkü DİR kapsamındaki ürünler beyana dayalı. Bu da suistimalleri beraberinde getiriyor. Bu boşluk kapatılmalı. Eğer ürünlerden numune alınırsa suistimaller en az yüzde 50 azalır” ifadelerini kullandı. Öksüz konkordato sorununa da dikkat çekerek “Konkordato ilan eden sektörlerin başındayız. Konkordatolar sadece alacak ve bankaları kapsıyor. Bu konuda da umarım bu yıl düzenleme olur” diye konuştu.
