Ege Denizi’ndeki depremler neyin habercisi? Türkiye için tehlike var mı? Uzmanların üzerinde durduğu büyük endişe

0

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) akademisyenleri Ege Denizi’nde meydana gelen depremlerin Türkiye’ye etkisini değerlendirdi. ÇOMÜ Deprem Araştırmaları Uygulama Ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tolga Bekler yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, “tektonik kuşak” olarak adlandırılan büyük levhaların birbirlerine bağıl olarak çarpıştığı bir bölgede yer aldığını söyledi.Batı Anadolu’nun güneyiyle Atina’ya kadar bir kesimde meydana gelen depremlerin, “Afrika levhası” diye adlandırılan çok büyük bir bloğun, Avrasya ve Batı Anadolu’nun altına doğru dalmasıyla oluştuğunu aktaran Bekler, dolayısıyla çok büyük bir kitleden bahsedildiğini vurguladı.İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRSon dakika… Ege’de deprem fırtınası: 500’ü aşkın sarsıntı! Santorini adasından şok görüntüHaberi GörüntüleBekler, çok büyük bir kütlenin “Yunan Yayı” olarak literatürde tanımlanan bir bölge içinde, Ege Denizi’nin altına doğru yılda yaklaşık olarak 20-25 milimetre gibi bir hızla daldığını belirterek, “Bu dağılma çok dinamik bir süreç. Bu dinamik süre içerisinde oldukça kırılgan bir yapı kendi üzerinde biriken kuvvetleri yavaş yavaş boşaltmaya çalışırken, o ortamda gerilmeye maruz kalmış kayaçların da kırmaya başlıyor. Dolayısıyla depremi oluşturan fay dediğimiz sistemler de bu kırılmanın sonucu.” dedi.DEPREMLER NEYİN HABERCİSİ?Şu an bölgede 500’e yakın, “deprem fırtınası” olarak da adlandırılabilecek yoğun bir depremsellik yaşandığını dile getiren Bekler, sözlerine şöyle devam etti:”Büyüklükleri çok küçük depremlerden başlıyor 4,9’a kadar ilerliyor. Resmi kurumlarının ve bir çok araştırma enstitülerinin rapor ettiği orta büyüklükteki depremler. Dalma-batmanın sonucu oluşan depremler genelde belirli büyüklüklerde, belirli bir süre devam eder. Dolayısıyla bu depremlerin sonucunda büyük bir deprem beklemeyiz. Bu dalma-batmanın neticesi olarak bu dinamik süreç bir süre daha devam eder daha sonra sonlanır.”Bekler, Ege Denizi’nde yaşanan depremlerin Türkiye’nin batı kıyılarına etkisine ilişkin bilgi vererek, sözlerini şöyle sürdürdü:”Şu an için tehlike arz edecek bir durum görünmüyor. Daha büyük bir deprem olsa dahi yine belli bir büyüklükteki depremlerden çok büyük bir tehlike beklemeyiz. Burada meydana gelen depremler orta ve derin depremler. Bu ne anlama geliyor? Ciddi anlamda enerjisinin çok büyük bir kısmını, oluştuğu bölgede bırakan depremler, yüzeye az sirayet eden depremler. Dolayısıyla Türkiye için tehlikesi yok. Türkiye’deki farklı fayları etkiler mi? Bu da çok zor. Çünkü bu tür depremlerin gerilme transferini yapabilmesi için belirli büyüklükte ve belirli bir alan içerisinde bu fonksiyonlarını yerine getirmesi gerekiyor.”BÖLGEDEKİ ENDİŞE: BİR VOLKANİK AKTİVİTENİN OLABİLECEĞİNİ TAHMİN EDİYORUZÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden de yaklaşık 3 gündür normalin dışında bir deprem aktivitesiyle karşı karşıya olunduğunu belirtti.Ege Denizi’nde meydana gelen depremleri, tek başına levhalardaki veya kıta içlerindeki stresin birikimi ve depremin oluşumu şeklinde görmediklerini aktaran Özden, “Bu depremleri tetikleyen ya da zorlayan aşağıda bir volkanik aktivitenin olabileceğini tahmin ediyoruz.” dedi.Prof. Dr. Süha Özden, 4 büyüklüğündeki depremlerin devam edebileceğini belirterek, “Türkiye için bir sorun teşkil etmez. 6’nın üzerine çıkması lazım ki depremlerin fay hareketlerini daha belirgin, kırılma şeklinde görelim. Bununla birlikte su kütlesi de Ege kıyılarına doğru ilerlesin. 6 büyüklüğünde bir deprem olmadığı taktirde bunları göremeyiz. 6 büyüklüğü ve sonrası büyüklükteki depremler için de mesafe uzak.” ifadesini kullandı.PROF. DR. SÖZBİLİR: EGE DENİZİ’NDEKİ SON DEPREMLER, YENİ BİR VOLKANİK AKTİVİTE BAŞLANGICINI GÖSTERİYORİzmir’deki Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir de, Ege Denizi’ndeki son depremlerin magmatik kaynaklar ve hidrotermal aktivite nedeniyle tetiklenmiş depremler olduğunu ve yeni bir volkanik aktivite başlangıcını gösterdiği söyledi. Türkiye’nin bu depremlerden etkilenme derecesinin düşük olduğuna dikkati çeken Sözbilir, “Bu bölgedeki denizaltı faylarının 7’den büyük deprem üretmesi durumunda Kuşadası-Bodrum-Datça kıyılarının tsunami tehlikesi açısından modellenmesi ve buna göre önlem alınması gerekmektedir” dedi.Depremleri değerlendiren DEÜ DAUM Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Son günlerde Ege Denizi’nde Santorini Adası’nın hemen kuzeyinde büyüklükleri 3 ile 4.8 arasında değişen deprem fırtınası şeklinde bir aktivitenin devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu depremlerin jeolojik ortamına baktığımızda Atina- Santorini- Datça- Bodrum hattı boyunca yay şeklinde bir geometriye sahip aktif bir volkanik ada yayı içinde geliştiğini görüyoruz. Güney Ege Volkanik Ada Yayı olarak bilinen bu yay şekilli ortamda değişik büyüklükte Santorini, Milos, Nisiros gibi volkanik adalar bulunur. Bu adaları oluşturan volkanlar çevresinde tarihsel ve aletsel dönemde çok sayıda depremler, tarihsel dönemlerde bu adalarda volkanik patlamalar gelişmiş. Bu nedenle, bu adaları oluşturan volkanların günümüzde de aktif olduğu kabul edilmektedir” diye konuştu.’DENİZ ALTINDAKİ FAYLAR DA DEPREM ÜRETMEKTE’Bunun yanında, bölgede bu volkanik çıkışları kontrol eden deniz altı diri faylar bulunduğuna da dikkati çeken Prof. Dr. Sözbilir, “Bu diri faylar da aynı şekilde volkanik yay geometrisine uygun olacak şekilde, Yunanistan ile Türkiye arasındaki Ege Denizi altındaki kabuğu kırarak, deprem üretmekte ve böylece bölgedeki gerilmeyi karşılamaktadır. Ege kabuğunun altında ise Girit Adası güneyinden geçen ve Ege dalma batma zonu olarak bilinen yay şekilli levha sınırı bulunur. Bu sınırın güneyinde ise Afrika levhası Ege levhasının altına yılda 20 milimetre hızla dalmaktadır. Bu nedenle Girit Adası ile Rodos Adası arasında da çok sayıda deprem meydana gelmektedir” ifadelerini kullandı.İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRSon dakika… Kar ve sağanak geliyor! İşte İstanbul’da kar yağışı beklenen ilçeler…Haberi Görüntüle’SON DEPREMLER YENİ BİR VOLKANİK AKTİVİTE BAŞLANGICINI GÖSTERİYOR’Yunan meslektaşlarının son 10 yılda Ege Denizi altındaki faylarla ilgili yaptığı yayınlara da değinen Prof. Dr. Hasan Sözbilir, şunları söyledi:”Santorini kuzeyinde, Santorini-Amorgos fay sisteminin varlığını ortaya çıkarmış ve bu fay sistemi boyunca önemli bir aktivitenin olacağını ve bu aktivitenin aktif volkanizma ile ilişkili olabileceğini belirtmişlerdir. Geçen yıl yapılan bir çalışmada da 9 Temmuz 1956 yılında meydana gelen 7.5 büyüklüğündeki ve 25 kilometre odak derinliğindeki Amorgos depreminin deniz tabanında 75 kilometre uzunluğunda yüzey kırığı geliştirdiği ve yakın adalarda tsunamiye neden olduğu anlaşılmıştır. Kayıtlarda 1956 depreminden sadece 13 saniye sonra odak derinliği 45-90 kilometre olan ve büyüklüğü 6 ila 7.2 olan 2’nci bir deprem daha meydana geldiği bilinmektedir. Bu depremlerde Santorini ve Amorgos’ta 3 bin 200 binanın hasar gördüğü ve 54 kişinin can verdiği kayıtlardan anlaşılmaktadır. Son günlerde ocak sonu, şubat başında meydana gelen depremler de Santorini-Amorgos fayı ve bu fayın yakın çevresindeki fayların tetiklendiği anlaşılmaktadır. 1956 yılında Amorgos fayının kırıldığını düşündüğümüzde son bir haftadır meydana gelen depremlerin magmatik kaynaklar ve hidrotermal aktivite nedeniyle tetiklenmiş depremler oldukları ve yeni bir volkanik aktivite başlangıcını gösterdiği kabul edilebilir. Bu nedenlerle, bölgedeki Anafi-Astypalea fay sistemi, Los fay sistemi ve Kinairos fayının yakın gelecekte yıkıcı deprem üretme ihtimali yüksek görünmektedir”‘TÜRKİYE’NİN BU DEPREMLERDEN ETKİLENME DERECESİ DÜŞÜKTÜR’Türkiye için rahatlatan açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sözbilir, “Bu fay sistemlerinin Türkiye kıyılarına uzaklığı 150-200 kilometreyi bulduğundan, Türkiye’nin bu depremlerden etkilenme derecesi düşüktür. Fakat bu bölgedeki deniz altı faylarının 7’den büyük deprem üretmesi durumunda Kuşadası-Bodrum-Datça kıyılarının tsunami tehlikesi açısından modellenmesi ve buna göre önlem alınması gerekmektedir” dedi. 

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.