One Minute 15 yıl sonra bile nasıl da her şeyi kanıtlıyor
Geçmişte Kıbrıs ve Filistin gibi çözümsüzlüğün en iyi çözüm olduğu meselelerde tarafları bir araya getirmesiyle ün kazanan Davos’un bu yılki teması, ‘güveni yeniden inşa etmek’. Nedense bu başlık bana çok manidar geldi. Sanki Davos’un kendisinin de ne kadar güven (ve tabi ki güç) kaybettiğinin bir itirafı gibi. Programa ve şu ana kadar katılımı açıklanan isimlere bakılırsa Davos Zirvesi son yıllarda kaybettiği ivmeyi bu yıl da pek toparlayamamış. Hem de Davos’u düzenleyen Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Kurucusu Klaus Schwab’ın yoğun çabalarına rağmen. Schwab’ın, bu yıl siyasi temsil konusuna özellikle odaklandığını, Pazartesi günü başlayacak zirve için aylar öncesinden çalışmaya başladığını duydum. Ve edindiğim bilgilere göre Rusya-Ukrayna savaşında Putin ve Zelenski’yi aynı masaya oturtmak için neredeyse her yolu denemiş, ulaşabildiği herkesi devreye sokmuş. Ama sonuç nafile. Son iki yılda resmen davet edilmeyen Rusya’dan bırakın Putin’i, bir kişi bile katılmıyor. Gelelim Ukrayna’nın liderine, yarın yani zirvenin açılışından bir gün önce Zelenski Davos’ta özel bir oturum düzenliyor. Ukrayna’nın önerileri için uluslararası destek aradığı Peace Formula toplantısının 4’üncüsü Davos’ta yapılacak. Dünyanın etkili ülkelerinin, etkili temsilcilerinin bu toplantıya katılımını sağlamak için bizzat Zelenski’nin kendisi liderleri aradı. Ancak bu çabaların işe yaradığını pek söyleyemeyiz. Mesela Türkiye’den bu toplantıya katılım yok. Hem de Zelenski, bundan yaklaşık bir hafta önce X’te yayınladığı videoda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir görüşme yaptığını ve bu görüşme sırasında Davos’taki toplantıya temsilci göndermesini rica ettiğini açık açık söylediği halde. Duyduğuma göre Türkiye’den bu yıl Davos’a resmi bir katılım olmayacak. Katılımcılardan bahsetmişken, bu yıl özellikle siyasi profilin oldukça düşük olduğunu ama yine de bol kral, kraliçe ve prensli bir zirve olacağını not edelim.
Herkesin söylediğini, bir Davos geleneği olan CEO araştırmaları da teyid etmiş durumda, 2024 dünya için zor bir yıl olacak. Uluslararası Adalet Divanı’nda, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasında deliller gözler önüne serilirken, Gazze’nin bombalanmaya devam ettiği bir dünya nasıl zor olmasın?
Takip edenler hatırlayacaktır, bundan iki yıl önce Zelenski, Davos’un ana oturumunda video konferansla dünyanın önde gelen siyasi ve iş liderlerine hitap etmişti. Batılı şirket patronlarına Rusya’dan çıkın çağrısı yapmıştı. Ve bu çağrı, pek Davos geleneklerine uygun olmasa da ayakta alkışlanmıştı. Şimdi dünyada güveni yeniden inşa etmeye soyunan(!) Davos, acaba açılışta bir Gazzeli’ye dünyanın önde gelen liderlerine hitap etme imkanı verseydi ne olurdu?
Yeniden güçlenme arayışındaki Davos, acaba Filistinli bir kadına ya da çocuğa Gazze’deki soykırımın durdurulması için barış çağrısı yapmasına imkan verseydi, dünya bundan sonra nasıl bir yer olurdu? 2024 gerçekten korktukları kadar zor bir yıl olur muydu, mesela?
Kısacası kalıcı barışın peşini bırakan Davos’un Özallı-Papandreulu ya da Yaser Arafatlı-Şimon Peresli eski anlamlı dönemi artık geri gelmemek üzere geçti, gitti. Bunda Batı’nın, Batılı liderlerin savunduklarının kayırıldığı Davos ortamının etkisi çok büyük. Hal böyle olunca insanın aklına ister istemez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Davos’taki ‘one minute’ çıkışı geliyor. Bugün yaşanan her şey ama her şey Erdoğan’ın 15 yıl önce İsrail için söylediği ‘siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz’ sözünü nasıl da yeniden ve yeniden kanıtlıyor.