İnkaya Mağarası’nda 46 bin yıllık yaşam kazılıyor

0

Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Özer, kalıntıların şu anda çakmak taşından yontma taş buluntularıyla sınırlı olduğunu belirterek “Henüz o dönemde mağarada yaşamış insanların kendi iskelet kalıntılarını, onların beslenme sırasında tükettikleri mutfak artıkları olan hayvan kemiklerini bulamadık” dedi. İnkaya Mağarası, 2016 yılında Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü Paleoantropoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. İsmail Özer başkanlığında yapılan yüzey araştırması sırasında bulundu. Mağarada 2017 yılından bu yana kazı çalışmaları sürüyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Özer, mağara kazılarının diğer kazılardan farklı olduğunu belirterek, “Ben öncelikle bir paleoantropolog olarak fosil insan bilimciyim. Bizim görevimiz bugün yaşamayan fosil insanlara yönelik araştırmalar yapmak, binlerce yıl önce yaşamış insanların kalıntılarını ya da o bölgede bulunduklarını gösteren çeşitli kalıntılar aracılığıyla yayılım alanlarını tespit etmek” dedi. Çalışmaların Orta Paleolitik Dönem yani günümüzden 250 bin yıl ila yaklaşık 50 bin öncesine uzandığını belirten Özer “Buluntularımız bize bu dönemde insanların burada çok yoğun bir şekilde yaşadığını gösteriyor. Sadece mağara alanı değil, aslında çevrede yüzlerce metrekareye yayılmış bir alanda da buluntuları tespit edebiliyoruz. Bu da bize sadece mağaranın değil tüm alanın kullanıldığını gösteriyor” diye konuştu.
İnkaya Mağarası’nda kazı çalışmaları 2017 yılında başladı.İskelet yok, alet var“Mağaranın doğu yamaçlarındaki tarihlendirme bize 86 bin yıl öncesinde burada yerleşimin başladığını gösteriyor” diyen Özer “40 bin yıl öncesine kadar yaşamın devam ettiğini tespit ettik. Yani neredeyse 46 bin yıl boyunca insanlar burada varlığını devam ettirmişler” bilgisini paylaştı. Buluntuların şu anda yontma taş buluntularıyla sınırlı olduğunu kaydeden Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mağarada henüz o dönemde mağarada yaşamış insanların kendi iskelet kalıntılarını, onların avlanarak beslenme sırasında tükettikleri mutfak artıkları olan hayvan kemiklerini ya da bitki kalıntılarını bulamadık. Toprağın yapısı nedeniyle kısmen çürüme olabilir. Ama taşlar daha dayanıklı olduğu için milyonlarca yıl sağlam kalabiliyor. Mağaranın farklı bölümlerinde organik kalıntıların da korunmuş olabileceğini düşünüyoruz.” “İnkaya Mağarası aslında bir çakmak taşı kayalığından meydana geliyor” diyen Özer “İnsanların burayı tercih etme sebeplerinden bir tanesi de bu. Yani hammadde kaynakları zaten yaşam alanları. Hemen mağaranın duvarından kopardıkları bir parçayı işlemeye başlayarak çeşitli aletleri üretmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.Neler bulundu? Özer, bulunan bazı aletler hakkında da şunları söyledi: “Dişlemeli alet; bir anlamda bugün bizim bildiğimiz testere benzeri bir maksatla kullanılmış olabilir. Saplı alet; aletin sap kısmını incelterek belki bir ağaç dalının içerisine, belki bir kemiğin, boynuzun içerisine reçine yardımıyla yerleştirerek, onu bildiğimiz bir saplı alet olarak kullanıyor. Bunu belki toprağı kazmak için, hayvanın derisini sıyırmak için kullanıyor. Hangi maksatla kullanıldığını taşlar üzerinde yapacağımız mikroskobik analizlerle belirleyeceğiz. Bizim çekiç dediğimiz vurgaç alet; bazalttan üretiliyor. Bu da ana kütleye vurularak parça koparılmasına, yonga üretimine yol açıyor.” Özer, “Bu sene kazıda bulunan aletler, insan beyninin gelişiminde önemli aşamalardan birini yansıtıyor. Bu aletler, taşların toprağı kazarak yumrulu besinleri bulmada, ağaç kabuklarını soymada ya da deri tabaklama gibi farklı işlevlerde daha güçlü bir şekilde kullanılmasına yarıyor” dedi.

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.