Her yıl Ankara nüfusunun iki katı ölüyor! İki kanserden biri önlenebilir, işte 10 altın kural | Sağlık
Kanser vakalarının sadece yüzde 10’unun değiştirilemez genetik faktörlere bağlı olduğunu belirten uzmanlar, geri kalan vakaların yüzde 30-50’sinin oluşumunun hayat tarzı değişiklikleriyle engellenebileceğini söylüyor.ZİYNETİ KOCABIYIK’IN HABERİ – Uluslararası Kanser Kontrol Örgütünün verilerine göre dünyada ikinci önemli ölüm sebebi kanser ve her yıl 19,3 milyon yeni kanser vakası teşhis ediliyor. Daha da önemlisi bu kanserlerin yüzde 30-50’si önlenebilir nitelikte. Uzmanların tahminlerine göre kurallara uyulduğunda her 2-3 kanserden birini engellemek mümkün…10 MİLYON İNSANI KAYBEDİYORUZDünyada her yıl 10 milyon insanın kanser sebebiyle hayatını kaybettiğini söyleyen İSÜ Liv Hospital Bahçeşehir Beslenme ve Diyet Kliniğinden diyetisyen Edanur Usta, bu sayının Ankara nüfusunun yaklaşık olarak iki katı olduğunu belirterek “Kanser vakalarının sadece yüzde 10’u genetik faktörlere bağlıdır. Genetik mutasyonlar, etnik köken, aile öyküsü gibi faktörler değiştirilemez olsa da, kansere yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olabilecek bir dizi değiştirilebilir çevresel ve hayat tarzı faktörü var. Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre kanser yükünün yüzde 30-40’ı, tütün kullanımı, alkol tüketimi, meyve ve sebzeden fakir beslenme, aşırı kilo ve obezite ve fiziksel hareketsizlik gibi hayat tarzı risk faktörlerine bağlanmaktadır” dedi. Dünya Kanser Araştırma Fonu ve Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsünün korunma tavsiyelerini içeren bir rapor hazırladığını belirten Usta, uluslararası kuruluşların kanserden korunmayı 10 başlık altında topladığına işaret etti. İşte kanserden korunmanın ipuçları…10 ALTIN KURALBEL ÇEVREN 102 SANTİMETREYİ GEÇMESİNVücut ağırlığının fazla olmasının gırtlak, kolorektal, meme, prostat kanseri gibi çeşitli kanser türleri ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Bu sebeple beden kitle indeksi değerinin (kg/m2) 18,5-24,9 kg/m² arasında olması, kadınlarda bel çevresinin 88 cm, erkeklerin ise 102 cm altında olmasına dikkat edilmelidir.HAFTADA 150 DAKİKA YÜRÜEgzersiz vücudun bağışıklık, metabolizma ve endokrinoloji gibi çeşitli sistemlerini etkileyerek kanser riskini etkilemektedir. Dünya Sağlık Örgütü yetişkinler için haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz (örneğin bahçe işleri, dans, yürüyüş) veya en az 75 dakika yoğun egzersiz (mesela koşu, aerobik, takım sporları) tavsiye etmektedir.DAHA FAZLA LİFLİ BESLENKanserden korunmakta bitki bazlı beslenmenin önemi büyüktür. Bitki bazlı beslenme, birçok temel besin maddesi ve diyet lifi sağlamaktadır. Günlük 25-30 g diyet lifi alımı ve günlük taze sebze ve meyve tüketimini en az beş porsiyon ve üzerine çıkartılması önerilmektedir. Diyet liflerinin özellikle kolorektal kansere karşı koruyucu etkilerinin olduğu bilinmektedir.KIRMIZI ETİ AZALTKırmızı et değerli bir protein kaynağıdır. Ancak çok sık kırmızı et tüketmek bağırsak kanseri riskini artırır. Bu sebeple kırmızı etin ortalama haftada iki gün tüketilmesi, bunun da yağsız et olarak tercih edilmesi önerilmektedir. Salam, sosis gibi işlenmiş etler ise kanserojen olduğu bilinen nitrit ve nitrattan zengin olmaları sebebi ile sınırlandırılmalıdırENERJİ DENGESİNİ BOZMAGünlük enerji harcaması ve alımı arasındaki dengeyi kurmaları önemlidir. “Fast Food” ve özellikle doymuş ve trans yağ, nişasta veya şeker oranı yüksek, işlenmiş gıdaların tüketimini sınırlayın. Bütün bunlar enerji dengesizliğini artırdığı için kanseri tetikler.ŞEKERDEN UZAK DURDoyma sinyali vermeyen ancak çok fazla kalori içeren şekerli içecekler enerji alımını kolaylaştırıyor ve obeziteye sebep oluyor. Bu da birçok kanser riskini artırıyor.GEREKSİZ TAKVİYE KULLANMAVitamin ve mineralleri besinlerden almaya çalışın. Gerekli durumlarda sağlık profesyonelleri tarafından tavsiye edilen gıda takviyeleri kullanılabilir ancak gereksiz yere kullanmak kanser riskini artırır.TÜTÜN VE AŞIRI GÜNEŞ EN BÜYÜK DÜŞMANTütüne ve aşırı güneşe maruz kalmanın önlenmesi kanser riskini azaltmada önemlidirBEBEĞİNİ EMZİREmzirmek kadınları özellikle meme ve yumurtalık kanserinden koruyacağı gibi anne sütü alan bir bebeğin de ileride kansere yakalanma riskini azalttığı bilinmektedirLAHANA, KARNABAHAR, SOĞAN, SARIMSAK KANSERSAVAR YİYECEKLERYiyeceklerin yapısında doğal olarak bulunan fi tokimyasal ögelerin özellikle antikarsinojen, antiviral ve antibakteriyel etkilerinin olduğu biliniyor. Kansere karşı en etkili olduğu bilinen “doğal savaşçılar” brokoli, karnabahar ve lahana gibi sebzelerde bulunan indol ve sülforafan; zerdeçalda bulunan kurkumin, soğan,sarımsakta bulunan quersetin , kırmızı meyve sebzelerdeki resveratroldür. Bütün bunların yanında daha birçok fi tokimyasalın, renkli ve çeşitli beslenme ile bu antikarsinojen ögelerden faydalanmamıza imkan sağlamakta ve bağışıklık hücresi aktivitesini artırmaktadır.