Önemli isimler Antalya Diplomasi Forumu’ndaki oturumda buluştu
class=”medyanet-inline-adv”>Antalya Diplomasi Forumu’nun 2’nci gününde Round bölümündeki oturuma Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Irak Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hussein, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Cibuti Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Mahmoud Ali Youssouf, Ruanda Dışişleri Bakanı Vincent Biruta, Macaristan Uluslararası Ekonomi Bakanı Marton Nagy, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Hepsiburada Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan katıldı.CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz oturumda, “Ekonomimiz 1 trilyon dolar seviyesini geçti tarihinde ilk defa. 1 trilyon 119 milyar dolar oldu ve kişi başına gelirimiz de 13 bin doları aşarak 13 bin 110 dolar olarak hesaplandı. Bu tarihimizin en yüksek rakamları, dolar bazında konuşacak olursak Türkiye bu rakamlarla dünyanın 17 büyük ekonomisi konumunda. Satın alma gücü dediğimiz bir hesap var ona göre ise 11 konumda” diye konuştu.class=”medyanet-inline-adv”>Gelişmiş ülkelerde bu yılın ikinci yarısından başlayarak daha genişlemeci politikalar beklediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Yani faiz oranlarını muhtemelen yavaş yavaş düşürmeye başlayacaklar. Bu da gelişmekte olan ülkelere yeni bir sermaye akımı doğuracak. Bu yeni akımdan da siyasi güven ve istikrar ortamında izlediğimiz etkili politikalarla daha çok istifade edeceğiz inşallah. Daha fazla sermaye ama neyi istiyoruz biz? Uzun vadeli kalıcı sermaye gelsin diyoruz. Bu çerçevede de yurt dışında da gidip tanıtıyoruz. Yeni politikalarımızı anlatıyoruz. Yabancılarda da artık Türkiye’deki ortama bakarak yeni yatırımlar yapmak istiyorlar. Önümüzdeki dönem bunları da daha çok göreceğiz inşallah” dedi.Uluslararası ticaret ile ilgili konuların konuşulduğu oturumda konuşan Antalya Diplomasi Forumu’nun ana destekçisi Hepsiburada’nın Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan ise, ticaretin dünyada birçok şeyin üstesinden gelebileceğini söyledi. Doğan, “2’nci Dünya Savaşından sonra alışık olduğumuz dünya düzeni tamamen değişti. Artık bir takım başka önlemleri düşünmemiz gerekiyor. Küresel ticaretteki yavaşlaman durgunluktan ziyade coğrafi ayrışma ve siyaset temelli. Gümrük tarifeleri ve ikili sözleşmeler artık yeni dünyada geçerliliğini yitirmiş durumunda. Geleneksel mal ve hizmet ticaretinden ziyade yazılım ve teknolojik ürünlerin ticaretinden bahsetmemiz gerekiyor. Yapay zeka gibi teknolojik gelişimler bizleri altın çağımıza tekrardan kavuşturabilir. Teknolojinin birçok problemimizi çözebileceğimizi düşünüyorum” dedi. class=”medyanet-inline-adv”>Gelecekteki umudun teknolojide yattığını belirten Doğan, “Teknoloji geliştirme ve yaratımı tüm ülkelere açık olmalı. ‘Big Tech’ olarak da bilinen büyük teknoloji şirketleri, teknoloji odaklı küresel refahın geleceği için yapısal bir tehdit olma riski taşıyor. ‘Big Tech’, teknoloji milliyetçiliğinin aracı haline gelmiş durumda. Big Tech, hem ABD hem de Çin için teknoloji milliyetçiliğinin aracı haline geldi. Bu iki güç ülkeleri seçmek zorunda bırakıyor. Ancak çoğu ülke ABD ve Çin arasında seçim yapmaya zorlanmak istemiyor” diye konuştu.Kuzey ülkelerinin Google’la muhatap olabilmek için diplomatlar atadığını söyleyen Doğan, “Firmaların ağ etkileri ve finansal güçleri sayesinde etki kapasiteleri çok artıyor. Bu durumda ülkelerin kendi ulusal teknoloji şirketlerini çıkarmaları oldukça güç bir hale geliyor. Bu da kapsayıcı küresel teknoloji ve dijital ticaretin geleceği için sağlıksız bir ortama işaret ediyor. Bu alana yeni girenlere ve daha küçük ülkelerdeki oyunculara küresel ilerlemeye katkıda bulunmaları için hem ulusal hem de uluslararası düzeyde adil bir rekabet ortamı sağlanması gerekiyor. Sorumlu teknoloji uygulamaları küresel ticaret, entegrasyon, verimlilik, büyüme ve barış için temel olacaktır” dedi. class=”medyanet-inline-adv”>Büyük teknoloji şirketlerinin birçok şeyi etkileyebileceğini söyleyen Doğan, “Gelecekte umut teknoloji de yatıyor. Yeni bir zihniyete ihtiyacımız var. Bu büyük güçlerin ya da büyük teknolojinin tekelinde olamaz. Bu, eşit şartlar altında refaha giden adil bir şekilde paylaşılan bir yol olmalıdır” diye konuştu.