BUCM – SALİH TUNA
Bekledikleri olmadı. Rusya Devlet Başkanı Putin, ekonomik ambargo başta olmak üzre tüm dayatmalara rağmen diz çökmedi.
Henüz Ukrayna savaşını kazanmış değil ama ABD ve işbirlikçilerinin Ukrayna’ya sağladığı desteğin tavsamasına neden olduğu da muhakkak.
O kadar ki, Ukrayna’yı destekleme belasına Dostoyevski’yi yasaklayacak kadar tozu dumana katmışlardı, şimdilerde ABD’de senato oylamasında Ukrayna’ya para yardımını bile çıkaramadılar.
Hülasa, Ukrayna destekçileri o eski iştiyaklarını kaybettiler.
Rusya’ya hapsetmek istedikleri Putin de geçen gün düşman çatlatırcasına Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret etti. Bir bakıma, “küresel dengeleyici aktör” mesabesinde boy göstermiş oldu.
Gelgelelim, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) kararı hâlâ ensesinde. Mahut mahkemeye üye 123 ülkeden herhangi birini “ziyaret” ettiğinde tutuklanacak. Ordan da Lahey’i boylayacak!
Zira soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçları UCM’nin yargı yetkisinde.
“Hukukun üstünlüğü” işte. Putin de olsan yakanı kurtaramıyorsun!
Diyeceksiniz ki, UCM’nin yargı yetkisine giren “soykırım” dâhil bütün suçları Gazze’de işleyen İsrail’in yakasına neden “hukukun üstünlüğü” yapışmıyor?
Ona bakarsanız, egemen ülke Afganistan veya Irak’ı işgal eden ABD başkanları için de hukuk devreye girmedi
Demek ki “üstünlerin hukuku” söz konusu olunca, “hukukun üstünlüğünün” hükmü kalmıyor.
Peki üstün kim, kimler üstün?
Putin hakkındaki UCM kararına bakınca Rusya’nın o kadar üstün olmadığı anlaşılıyor
Ya Çin?
Çin de bugün (mesela) Tayvan’a savaş açsın Şi Cinping de Putin muamelesi görür. Yeter ki Siyasi Siyonist network istesin veya izin versin.
ABD Temsilciler Meclisi’ne “Siyonizm” eleştirisini antisemitizmle eşitleyen kararı aldıran iradeden bahsediyoruz. Üstelik, Siyonizm’e teolojik gerekçelerle karşı çıkan onca Yahudi’nin varlığına rağmen…
UCM Başsavcısı Khan, Rusya-Ukrayna savaşı bitse dahi Putin’in yargılanacağını söyledi. Çünkü “savaş suçları” için zamanaşımı yokmuş.
UCM’nin söz konusu tavrı, İkinci Cihan Harbi sonrasında kurulan Nürnberg savaş suçları mahkemesinin ilkelerine dayanıyormuş!
Sıra İsrail’e gelince bu ilkelerin (1948’den beri) neden çalışmadığı anlaşılıyor!
Gel de şimdi büyük şairimiz İsmet Özel’in “İnsan hakları Yahudi haklarıdır. Bunun literatürde de yeri vardır. Yani, bir Yahudi’nin dünyanın her yerinde rahat yaşaması için gerekli şartlara insan hakları deriz…” sözlerini hatırlama.
Haklı olanın değil, güçlü olanın haklı olduğu bir dünyada yaşıyoruz maalesef. Güçlü olan da hukukunu koyuyor, daha doğrusu dayatıyor.
Kimin demokrat kimin diktatör, kimin özgürlük savaşçısı kimin terörist olduğuna ve hatta kimin UCM’de yargılanacağına bu güç sahipleri karar veriyor.
Şükür ki şükür, Gazze vesilesiyle uluslararası toplumda muazzam bir “farkındalık” gelişmeye başladı.
O kadar ki, İsrail’in Gazze’deki soykırım suçuna karşı tavrı UCM’nin meşruiyetini belirleyecek.
Şayet Netanyahu mahkûm edilmezse UCM yok hükmünde demektir.
O vakit de UCM’nin yerine behemehal BUCM (Bağımsız Uluslararası Ceza Mahkemesi) kurulmalıdır.
Not: Yıllık iznimin bir kısmını kullanmak için bir süre daha bana müsaade.