Gazze’nin üç atlısı – BERCAN TUTAR
Soykırımcı İsrail ve suç ortağı Batılı Siyonaziler nedeniyle bir bayrama daha acıyla ve utançla girdik. Başta İslam âlemi olmak üzere dünya altı aydır devam eden soykırımı sadece seyretti. BM ve diğer birçok uluslararası kurum ve liderin de vurguladığı üzere dünya Gazze konusunda ‘ahlaki ve insani pusulasını yitirdi’. İnsanlık sınıfta kaldı.
Altı ay boyunca hemen herkesin her tür diplomatik unsuru devreye sokmasına, küresel çapta milyonların ayağa kalmasına rağmen sonuç alınamadı. Koca dünya kundaktaki bebeklerin ve minik çocukların barbarca katledilmesini engelleyemedi. Hiçbir diplomatik çıkış İsrail’i durduramadı.
Sadece üç aktör Gazze’ye yönelik devreye sokulan soykırım ve ilhak stratejisini baltalayabildi. Ezberleri bozup Siyonazilerin planlarını alt üst etti. Bu aktörler Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Afrika devleti ile BM’nin Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese’dir.
***
Sayın Erdoğan, ‘Hamas, vatanı için savaşan bir mücahitler ordusudur. Asıl terörist örgüt İsrail devletidir’ çıkışıyla Siyonazilerin kimyalarını bozdu, söylem paradigmalarını yerle bir etti. Böylece sömürgecilere karşı söylem üstünlüğünü elde ettiği etkili diplomasiyle Siyonistlerin küresel kamuoyunu esir almasını ve manipüle etmesini engelledi.
Unutmayalım ki Erdoğan bu sözleri kimsenin konuşmaya cesaret edemediği bir dönemde sarf etti. Erdoğan bu çıkışı Batı’nın 7 Ekim’deki Aksa Tufanı taarruzunu İsrail’in 11 Eylül’üne benzeterek DEAŞ’laştırdığı Hamas’a karşı dünyayı arkasına almaya çalıştığı en yoğun propaganda diliminde yaptı.
Her platformda Filistin davasına sahip çıkan Erdoğan, Haçlılara meydan okudu. “Siz bir Haçlı Savaşı mı istiyorsunuz? Öyleyse şunu bilin ki bu millet ölmedi. Dimdik ayakta. Libya’da neysek, Karabağ’da neysek Ortadoğu’da da oyuz” diyerek Haçlı zihniyetinin torunlarına adeta Selahaddin’i Eyyubi ayarı verdi. Sayın Erdoğan’ın izlediği bu diplomasi kuşku yok ki küresel denklemleri sarstı/sarsıyor. İsrail ve destekçisi ABD bugün Hamas ve Filistin karşıtı söylemlerinde üstünlük sağlayamadıkları için askeri ve siyasi açıdan da başarıya ulaşamıyorlar. Bataklığa sapandılar.
***
Hâsılı kelam söylem ve reaksiyonda Türkiye’nin istediği noktaya gelen dünya kamuoyu, Filistin Devleti’nin tanınmasını birinci gündem maddesi yaparak Siyonazilerin planlarını akamete uğratıyor.
Burada hakkını teslim etmemiz gereken iki aktör daha var. Biri Güney Afrika Devleti, diğeri de BM’nin işgal altındaki Filistin toprakları özel raportörü Francesca Albanese. Bir hukuk akademisyeni olarak Tel Aviv’den Londra ve New York’a kadar soykırımcı Siyonistler için tam bir baş belası oldu. Francesca bugün dünyaya Gazze’deki gerçekleri haykıran küresel vicdanın sesi konumunda. Albanese’nin kısa süre önce yayınladığı ‘Soykırımın Anatomisi’ başlıklı araştırma raporu dünya çapında büyük yankı uyandırdı. Zira Albenese’nin raporu Güney Afrika’nın Lahey’e sunduğu rapordan siyasi tavır açısından daha etkili ve sistemli bir çalışma olarak gösteriliyor.
Dolayısıyla Erdoğan’ın oyun bozan stratejisinden cesaret alan Albanese ile Güney Afrika’nın raporladığı yasal belgeler, Yahudi yerleşimci sömürgecilerin ve Batılı Siyonazileirn zihinlerindeki ahlaken yozlaşmış ve siyasi olarak iflas etmiş hırsızlık, cinayet ve soykırım ideolojisine karşı küresel çapta bir ifşayı ve direnişi temsil ediyor. Tarih, dünyanın sessizliğe gömüldüğü bir dönemde bu üç cesur yüreğin Gazze için verdiği mücadeleyi altın harflerle yazacaktır.