Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’ndan büyük skandal! Sizin o kişinin yanında ne işiniz var Allah aşkına?

Kurtuluş Tayiz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, 1 Mayıs etkinlikleri kapsamında, TSK’ya attığı kimyasal iftirasıyla ün yapan eski TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile buluşmasının, kimin nerede durduğunu göstermesi açısından önemli olduğunu ifade etti. “Buradan ülkenin hayrına bir gelişmenin çıkması mümkün değil” tespitini yapan Tayiz, Akşam gazetesindeki yazısında şunları kaydetti: “31 Mart seçimlerinden başarıyla çıkan ve Türkiye’yi yönetmeye aday olan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, 1 Mayıs etkinlikleri kapsamında gittikleri Saraçhane’de, TSK’ya attığı kimyasal iftirasıyla ün yapan eski TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’yla buluşmaları, Fincancı’nın önünde saygıyla eğilip bükülmeleri, birlikte poz vermeleri her iki ismin durduğu yeri göstermesi bakımından son derece önemlidir. O yerin neresi olduğunu uzun uzadıya anlatmaya hiç lüzum yok. Ortalama kavrayışa sahip olanlar bilir ki “durdukları yer” devletin ve milletin yanı değil. Tam karşıtı olduğu da su götürmez. Fincancı’nın durduğu yer TSK’nın tam karşısında, PKK’nın ise tam olarak yanında bir yer. O yer Türk ordusuyla, devletiyle, milletiyle sorunları olan emperyalizmin durduğu yerdir. Fakat bu gerçeği görmezden gelmek muhalif çoğunluğun bu aralar nedense fazlasıyla işine geliyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Erdoğan karşıtlığının sihri de biraz buradan kaynaklanıyor; devletin ve milletin karşısında durdukları yeri görünmez kılıyor. Durdukları yerin onlara verdiği gücün aslında Erdoğan’ın şahsıyla ilgili değil, devlet ve milletle alakalı olduğunu bilmezden geliyorlar. “Erdoğan’ı gönderelim, sonrasına bakarız” lafında uzlaşanlar, sarılacakları yalanı da şimdiden hazır etmişler; “Sonrasında başımıza gelecekleri bilmiyorduk!” Terör örgütü PKK/DEM ile yapılan ittifakla beraber okunduğunda CHP’li yöneticilerin Saraçhane’de Şebnem Korur Fincancı’yla verdikleri poz ülkenin geleceğine ilişkin duruşlarını, pozisyonlarını ve en önemlisi de “durdukları yeri” tüm çıplaklığıyla ele veriyor. Buradan ülkenin hayrına bir gelişmenin çıkması mümkün değil. Başka bir izah arayışına girenleri yalnızca hüsran dolu bir son bekliyor.”