543 senelik muamma: Fatih Sultan Mehmed zehirlendi mi? İşte herkesin merak ettiği olayın ayrıntıları

0

Fatih Sultan Mehmed Han, son seferinde Gebze’de Hünkâr Çayırı’nda 3 Mayıs 1481’de 49 yaşında vefat etmişti. Fatih’in bir hastalık nedeniyle mi yoksa zehirlenme sonucu mu öldüğü hâlâ bir muamma… Tarihçi Erhan Afyoncu, Fatih’in ölüm sebebiyle ilgili genel kanaatin önceleri nikris (damla=gut) hastalığı olduğunu, ancak Franz Babinger’in, “Âşıkpaşazâde Tarihi”ndeki manzum bir parça ve Venedik arşivinde bulduğu bir belgeye istinaden yazdığı bir makalede Fatih’in zehirlenmiş olabileceği iddiasının gündeme geldiğini belirtti. Afyoncu, Sabah gazetesindeki dikkat çeken yazısında özetle şunları kaydetti:    “(…) Fatih’in 1481 yılı Mayıs’ında yeni bir sefere çıktığı sırada Gebze’de Hünkâr Çayırı (Tekfur Çayırı) isimli yerdeki ölümü gerek akademik gerekse popüler düzeydeki tarihçiler arasında bir tartışma konusu olmuştur. Fatih’in ölüm sebebiyle ilgili genel kanaat, önceleri nikris (damla=gut) hastalığı idi. Ancak Franz Babinger, “Âşıkpaşazâde Tarihi”ndeki manzum bir parça ve Venedik arşivinde bulduğu bir belgeye istinaden yazdığı bir makalede Fatih’in zehirlenmiş olabileceği iddiasını ortaya attı. Daha sonra Fatih’in zehirlenerek öldürüldüğü fikrini ileri süren yazarlar da Babinger’in bu makalesinden hareket ettiler. Bu hususta Şehabeddin Tekindağ’dan Süheyl Ünver’e kadar birçok akademisyen araştırma yapmıştır. Fatih’i kimin zehirlettiği konusunda üç iddia vardır. Birincisi Amasya Valisi Şehzâde Bâyezid’in, Veziriazam Karamanî Mehmed Paşa’nın, kardeşi Cem Sultan lehindeki teşebbüsleri yüzünden başhekim Acem Lari’yi kullanarak babasını zehirlettiği şeklindedir. Fatih’in hayatının son günlerinde oynadığı rol, Acem Lari’den şüphelenilmesine yol açmıştı. Acem Lari, dört yıl sonra 1485’te Edirne’de öldüğünde, Edirneliler arasında hekimin İkinci Bayezid tarafından zorla verdirilen aşırı dozda afyon yüzünden öldüğü dedikodusu dolaşıyordu.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Bu konudaki ikinci iddiaya göre Memlük Sultanı Kayıtbay, Acem Lari’yi kullanarak sultanı zehirletmiştir. Memlükler’in daha önce de Fatih’e suikast teşebbüsleri olmuştu. DEFALARCA ZEHİRLEME TEŞEBBÜSÜ Zehirlenme konusunda üçüncü ve en kuvvetli iddia ise 30 yıl Fatih’in yanında çalışıp onun itimadını kazanan ve vezir rütbesiyle önemli görevlerde bulunmuş Yahudi mühtedisi eski hekimbaşı Yakup Paşa’nın (Maestro Lacopo), Fatih’e karşı 10’dan fazla başarısız suikastta bulunan Venedikliler tarafından satın alınarak zehirleme hadisesinin gerçekleştirildiği şeklindedir. Venedik, 1456 ile 1479 yılları arasında 12 defa Fatih’i zehirleme teşebbüsünde bulunmuştu. Arnavut Paul isimli berber, Trogirli bir denizci, Vlaco isimli bir Yahudi hekim, Floransalı Francesco Baroncello, Krakowlu bir Polonyalı ve Katolanyalı bir maceraperestin isimleri bu suikast teşebbüslerinde geçer. Ancak bu teşebbüsler, çoğu zaman sadece plan aşamasında kalmıştı. 15. yüzyılda Avrupa’da zulüm gören Yahudiler, Osmanlı topraklarına sığınıyorlardı. Avrupa’da papanın bile güvenmediği Yahudi hekimler, Osmanlı sarayında büyük itibar görüyorlardı. Papa Beşinci Nikola’nın Yahudi hekimlerin verdikleri ilaçlarla İtalyanların Hıristiyan ruhunun zedeleneceğini söylemesi doktorları iş yapamaz duruma getirmişti. Bu şartlar altında İtalya Gaeta’dan Edirne’ye gelen Yahudi hekim Maestro Jacopo, Müslüman olup Yakup ismini almıştı. İkinci Murad zamanında sarayda hekim olarak çalışmaya başlayan Yakup Paşa, Fatih zamanında da görevine devam etti. Zamanla Fatih’in güvendiği kişilerden biri oldu. 1468’de İtalya’ya bir ziyaret yaparak Arapça’dan Latince’ye çevrilmiş bazı tıp kitaplarını inceledi. Sonraki yıllarda Osmanlı ilerleyişini durduramayan Venedik, Fatih’i zehirletmeye karar verdi. Dikkat çekmemek için Floransalı Lando Degli Albizzi, İstanbul’a gönderildi. Degli, İstanbul’daki Floransa konsolosu vasıtasıyla Yakup Paşa ile irtibata geçti. Yakup Paşa, teklifi uzun uzun düşündükten sonra peşin olarak 10 bin altın ve 1472 Mart’ından aynı yılın Mayıs’ına kadar sultanı öldürdüğü takdirde Venedik’e kabul ve İstanbul’da kalan mallarına karşılık 25 bin altın daha istemişti. Venedik yönetimi bu isteği kabul etmesine rağmen Yakup Paşa’nın herhangi bir zehirleme teşebbüsüne girip girmediğini bilmiyoruz. Ancak 1481’de Fatih’in ölümünden sonra isyan eden asker, birçok devlet adamıyla birlikte Yakup Paşa’yı da öldürmüştür. ESRAR DEVAM EDİYOR Dönemin Türk kaynakları incelendiğinde Âşıkpaşazâde Tarihi’ndeki bir manzum parça dışında hasta olması sebebiyle Hünkâr Çayırı’na kadar arabayla gidebilen Fatih’in zehirlenmesinden ima suretiyle dahi olsa bahseden hiçbir bilgi yoktur. Bazı tarihçilerin Fatih’in zehirlendiği manasını çıkardıkları Âşıkpaşazâde Tarihi’ndeki şiirden Fatih’e şüpheli bir ilaç verilmiş olabileceğine dair bir ima sezmek mümkünse de bu tedavinin iyi yapılamaması yüzünden padişahın çektiği çileye ait bir şikâyet de olabilir. Bütün araştırmalara rağmen Fatih’in ölümündeki esrar henüz çözülmüş değildir. Daha önce II. Mehmed’e karşı sayısız suikast teşebbüsünde bulunan Venediklilerin Fatih’in ölümünde bir rollerinin olması kuvvetli bir ihtimaldir. BANA KIYDI TABİPLER Bazı tarihçilerin Fatih’in zehirlendiği manasını çıkardıkları Âşıkpaşazâde Tarihi’ndeki şiir şöyledir: Tabibler şerbeti kim verdi Hana O Han içdi şarabı kana kana Ciğerin doğradı şerbet o Hanın Hemin-dem zari etdi yana yana Dedi niçün bana kıydı tabibler Boyadılar ciğeri canı kana İsabet etmedi tabib şarabı Timarları kamu vardı ziyane Tabibler Hana çok taksirlik etdi Budur doğru kavl düşme gümâna Dua et Aşıkî bu han hakkında Ki nur u rahmete canı boyane”  

Leave A Reply

Your email address will not be published.

Siteden backlink almak için : https://join.skype.com/invite/KPVoMIIOqxat
montenegro buy car montenegro sale car montenegro rent apartment montenegro sale apartment instagram takipçi satın al takipçi satın al ucuz takipçi satın al düşmeyen takipçi satın al gerçek takipçi satın al water extraction stresser smm panel sms onay fake numara köpek kıyafetleri kamagra jel google reklam ajansı köpek kıyafetleri smm panel