İngiliz işgal subayının ‘Atatürk’ anısı: İlk görüşte gücünü anladım
ÇOK HEYECANLIYDILAR/ Ben derhal gittim, vizeleri imza ettim, teslim ettim. Anladım ki orada bir heyecan var. Fakat ben hiçbir şey söylemedim. Ben şimdi rahat, mesuliyet bana ait değildi. Fakat bizimkilerin anlamadığı bir şey vardı, hissettim. Çünkü ben bunları (gidenleri) tanımaya başladım ve gördüm ki en ileri gelen, en zeki zabitan seçilmiş yalnız bir müfettişlik için. Fakat tabii kimse o zaman oradaki milliyetçilerin bir ordu olabileceğine inanmazdı, hiç kimse… (Önce) o kadar acele etmek yok idi. Yunan’ın İzmir’i işgal (15 Mayıs 1919) haberi gelince bunlar derhal karar verdiler. Çünkü benim gördüğüm Harbiye Nezareti’ndeki hazırlık tamam değildi. Biz 35 vize verdiğimiz halde 19 kişi gitti. Hepsi hazır değildi. Fakat bu İzmir’in işgali sebebiyle acele gitmişler ve ‘Kim ki hazır değil, sonra gelsin’ denilmiş. Ben öyle anladım.”‘BARIŞ DEĞİL SAVAŞ HEYETİ’/ Bennett’ın röportajı daha sonra “Atatürk’e Nasıl Vize Verdim” adıyla kitaplaştı. Bennett, “Tanık, Bir Arayışın Hikâyesi” adlı kitabında da Atatürk’e ve arkadaşlarına verdiği vize için şunları yazıyor: “Vizeleri vermek hoşuma gitmedi. Listeyi merkez karargâhına götürüp talimat istemeye karar verdim. Bunun bir barış heyetinden ziyade savaş heyetine benzediğini söyledim. Yaklaşık 1.5 saat sonra çağrıldım, gidip vizeleri vermem söylendi: ‘Sultan, Mustafa Kemal Paşa’ya tamamen güvenmektedir’ dediler. Beş hafta sonra Mustafa Kemal, Sultan tarafından kanun kaçağı ilan edildi.”