Bakan Yumaklı’dan vatandaşa kırmızı et ve hileli ürün çağrısı: Bize bildirin
Bakan Yumaklı, yurt dışından getirilen hayvanların anaç hayvan sayısının artırılmasıyla ilgili olduğunu da söyledi. (AA)”KENDİ ANAÇ HAYVAN STOKUMUZU OLUŞTURUYORUZ”
Yumaklı, yurt dışından gelecek “angus” cinsi sığırlara ilişkin de yaklaşık yüzde 5 civarında ihtiyaç olduğunu bildirdi. Söz konusu ihtiyacın ESK marifetiyle giderileceğini vurgulayan Yumaklı, “Bu planlama geçtiğimiz yıldan itibaren zaten devam ediyor, bu yıl da sürecek. Gelen canlı hayvan sadece ete dönüştürülmesi için değil, aynı zamanda bizdeki besilik anaç hayvan sayısının artırılmasıyla da ilgili. Bunun dışında da yine besilik hayvan stokumuz olacak. Ülkedeki herhangi bir ani ihtiyaç doğduğunda bunları kullanmak üzere. Dolayısıyla bu sistematik devam ediyor. Kendi anaç hayvan stokumuzu oluşturuyoruz.” ifadelerini kullandı.Hiçbir ülkenin yüzde 100 kendine yeterliliği olmadığını belirten Yumaklı, Türkiye’nin özellikle hayvansal üretimle ilgili çok önemli bir avantajı olduğunu dile getirdi.Yumaklı, ülkenin topraklarının hayvansal üretime uygun olduğuna dikkati çekerek, “Pazarlama ve satış problemimiz yok. Etrafımızdaki ülkelere çok kolaylıkla ihraç edebiliriz. Dolayısıyla içerideki üretimi artırmamız gerekir. Şu anda bütün gücümüzle buna çalışıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.”ÜÇÜNCÜ YILIN SONUNDA BU ÜLKEDE İTHALATI KONUŞMUYOR OLACAĞIZ”
Geçmiş dönemlerde ihtiyaç olduğunda hayvan ithalatına başvurulduğunu anımsatan Yumaklı, şöyle konuştu: “O zaman da fonksiyonunu yerine getirmiştir. Ancak siz sürekli ithalatla bunu kapatamazsınız. Biz buna 3 yıllık bir perspektif koyduk. Şimdi bize herkes şunu söyledi, ‘Ya biz bunu çok duyduk, 3 yıl, 3 yıl’. Hayır, 3 yılın bir sebebi var. Çünkü bizim planlamamıza göre biz üçüncü yılın sonunda artık bu ülkede ithalat konusunu konuşmuyor olacağız. Bu üretim artışını sağladığımızda şimdi sadece besilik hayvan ithal edip, onu 8 ay baktıktan sonra en iyi fiyatla satmak isteyen firmalar var, üretimle ilgili hiçbir şeyleri yok. Ben onlara ‘Pansiyon besicilik yapıyorsunuz’ dedim. Bu terminoloji bana aittir. Siz alıyorsunuz, burada besliyorsunuz, 8 ay pansiyon besicilik yapıyorsunuz, sonra da satıyorsunuz. Sonra bir daha dönüyorsunuz, diyorsunuz ki ‘Hadi bakalım yenilerini getirelim.’ İyi de içerideki üretim? ESK ile anlaşma yapın, deyin ki ‘Kardeşim ben üretim yapacağım, bana gerekli kolaylığı sağlayın.’ Biz de bunu yapacağız.’ Yani bu sektörü de üretim yapmaya yönlendiriyoruz. İlk başta biraz bir direnç oldu ama şu anda artık talepler gelmeye başladı, hem de bu işi profesyonelce yapacak olan besicilerden. İnşallah bu konuyu Türkiye’nin gündeminden çıkaracağız.”