‘Epstein Skandalı ve Sinagog Tünelleri Ne Anlatıyor?’

0

İşte Stratejik Düşünce Enstitüsü Yazarı Alper Tan’ın kaleme aldığı ‘Epstein Skandalı ve Sinagog Tünelleri Ne Anlatıyor?’ başlıklı o yazısı; Küresel gündem, MOSSAD casusu Jeffrey Edward Epstein’in Dünyanın önde gelen etkili isimlerini İsrail lehine yönlendirmek üzere kurduğu iğrenç seks tuzağının ifşası neticesinde ortaya dökülen haberler ve yayınlanan isim listeleri ile çalkalanıyor. Bunu, “pedofili” olarak ifade edenler de var. Fakat pedofili olarak göstermek son derece yanlış. Çünkü “Pedofili” veya “sübyancılık,” “Yetişkin yaştaki bir kimsenin ergenlik öncesi çocukları cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlık” olarak tanımlanıyor. Yani pedofili, bir çeşit hastalık. Fakat MOSSAD elemanı Jeffrey Epstein’in yaptığı iğrençlik, pedofiliyi çok çok aşan bir suç. Dolayısıyla bu suç, gayri iradi gelişen bir hastalık mazereti ile kesinlikle izah edilemez. O sebeple konuyu anlatırken kullanılan kelimeler ve kavramlar doğru seçilmelidir. MOSSAD’ın yani İsrail’in yaptığı eylem, dünyadaki etkili isimleri Tel Aviv, Yahudilik veya Siyonizm’in hizmetinde kullanmak için tuzağa düşürülen, uçkuruna düşkün kişilerin suç ve günah işlerken yine MOSSAD tarafından çekilmiş olan fotoğraf ve videoları, tehdit ve şantaj silahına dönüştürerek o şahısların gücünü ve etkisini yönetmek ve yönlendirmektir. Yani “pedofili” olarak ifade edilecek şahsi bir suç değil, “örgütlü/kurumsal olarak organize edilen kolektif bir suçtur. Tıpkı soykırım suçu gibi. Bu suçla ilgili olarak, 2019’da cezaevinde öldü-rüldü-ğü için mahkeme dosyası bilinçli şekilde kapattırılarak sadece bu dosya kapatılmadı. Epstein’in gizli-kirli bağlantıları da kapatılmaya çalışıldı. Jeffrey Edward Epstein kimdir?
ÖNE ÇIKAN VİDEO Jeffrey Epstein, 1953’te ABD/Brooklyn, NYC’de, Yahudi bir ailenin oğlu olarak doğdu. Annesi Pauline bir okulda hizmetçi olarak çalışıyordu. Babası Seymour Epstein New York’taki parklarda çalışan sıradan bahçıvandı. Jeffrey ise bir öğretmendi. Peki böyle bir aileden gelip böyle bir meslekle nasıl dünya çapında milyarder oldu! Bu güne kadar hiç kimse buna ikna edici bir cevap verebilmiş değil. Jeffrey Epstein, sıradan bir sapık değil, sapıklığı, İsrail dış istihbarat teşkilatı MOSSAD adına görev olarak icra eden nitelikli bir casustu. Bu kimliğini gizlemek için ise kendi adına kurduğu vakıflar aracılığıyla birçok üniversite ve araştırma merkezleri gibi kurumlara “hayır” görüntüsü ile bağışlar yapan bir istihbarat görevlisiydi. Epstein, 2008’de biri 18 yaşından küçük iki genç kıza fuhuş amaçlı istismardan suçlu bulundu. Tartışmalı bir anlaşma sonucu 13 ay hapis cezasına çarptırılarak farklı bir şekilde kısa yoldan kurtarılıp esas görevi ve büyük pislik örtülmüş oldu. Ancak 2019’da Florida ve New York’ta küçük çocukları taciz etmek ve fuhuş nedeniyle tekrar tutuklandı. Tutuklandıktan sadece birkaç gün sonra 10 Ağustos 2019’da tutuklu bulunduğu Manhattan’daki Metropolitan Cezaevi’nde ölü olarak bulundu! Yıllardır Epstein hakkında haberlere imza atan Amerikalı soruşturmacı gazeteci Julie K. Brown, “Ne FBI ne ABD Adalet Bakanlığı beni Epstein’ın intihar ettiğine ikna etmedi. Neden mahkemeye çıkmadan pes etsin ki?” diye soruyor. Brown, bununla birlikte bir dizi başka karanlık ayrıntıya dikkat çekiyor: Epstein’ın ölmeden evvel boynundaki üç kemiğin kırılması ve onu hapishane hücresinde gözetlemesi gereken iki gardiyanın gizemli bir şekilde uykuya dalması gibi… Epstein’ın kendisi gibi Yahudi olan eski sevgilisi Ghislaine Maxwell, Birleşik Krallık medya ve yayıncılık devlerinden Robert Maxwell’in kızıydı. Robert Maxwell de Epstein gibi MOSSAD casusu idi. Hatta Jeffrey Epstein’ı MOSSAD’la tanıştırıp onun bağlantısını kuran kişinin Robert Maxwell olduğuna dair ciddi itiraflar var. Robert Maxwell kimdir? Ian Robert Maxwell, 10 Haziran 1923’te Çekoslovakya’da fakir bir Ortodoks Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Robert Maxwell, Nazi işgalinden kaçtıktan sonra genel olarak Yahudilerin stratejik sektörlerden biri olarak görerek ilgi duydukları medya sektörüne girdi. Pergamon Press’i büyük bir akademik yayıncıya dönüştürdü. Diğer yayıncılık şirketlerinin yanı sıra British Printing Corporation, Mirror Group Newspapers ve Macmillan Publishers’ı arka arkaya satın aldı. Ama sadece medyada yer edinmedi, finans işlerinin yanı sıra siyasete de girdi, parlamenter oldu, tarihin en büyük dolandırıcılarından birine dönüştü. Seneler sonra 2 milyar dolar değerindeki krediyi temerrüde düşürüp, kaçınılmaz iflasıyla yüzleşmeyi reddecek, şirketinin emeklilik fonundan milyonlarca sterlin yağmalayacak hatta kendi personelinin emekli maaşlarından çalacaktı. 1991 yılında, yatından denize düştüğü/atıldığı anlaşılan cesedi Atlantik Okyanusu’nda bulundu. MOSSAD’ın suikast timinin, yatta etkisiz hale getirdiği Maxwell’in ensesine boyun damarından hava enjekte ettiği, sonra da Atlantik sularına attığı ifade ediliyor. Maxwell’in cesedine otopsi yapan İspanyol yetkililer, “Geniş otopsi için Maxwell’in cesedini Madrid’e göndermek istedik. Ancak İsrailli yetkililer buna izin vermedi. Bu çok ilginç” diyerek, imalı açıklamada bulunmuşlardı. Çünkü MOSSAD, cinayetin örtülü kalmasını istiyordu. Pulitzer ödüllü ABD’li gazeteci Seymour M. Hersh, ‘The Sampson’s Option’ adlı kitapta Robert Maxwell’in MOSSAD ajanı olduğunu açıkladı. Suiksatten bir süre önce yapılan bu açıklama, MOSSAD tarafından da yalanlanmamıştı. Epstein meselesi nedir ve ne değildir? Jeffrey Epstein konusu ilk gündeme geldiği 2007-2008’den bu günlere genel olarak magazin camiasına, jet sosyeteye dair sapık/fantastik bir mesele olarak tartışıldı. Böylece tam manasıyla üstü örtülemeyen bu çok önemli olay, magazin medyasının günlük tüketiminde bir mevzuya indirgendi ve büyük resim ustaca gizlendi. Epstein konusu sapık/fantastik bir magazin olayı değil uluslararası bir güvenlik ve strateji konusudur. Hatta ilerleyen süreçlerde şunu herkes daha iyi anlayacak ki Epstein konusu ABD gibi birçok ülke için “milli güvenlik” meselesi ve hatta “beka” sorunudur. İsrail, MOSSAD vasıtasıyla kurdurduğu tuzakla, dünyanın en etkili siyasetçilerini, devlet adamlarını, iş insanlarını, medya devlerini, bazı komutanları, büyük istihbarat servislerinin başındakileri, işleriyle ve şöhretleriyle dünyada etkili olan sanat ve spor camiasının aktörlerini avucunun içine almıştır. Kişileri tuzağa düşürerek kaydettiği fotoğraflar ve videoları tehdit ve şantaj amaçlı kullanarak İsrail, Yahudilik ve Siyonizm emellerine hizmet ettirmektedir. Tuzağa düşürülen önemli isimlerin küçük bir kısmı deşifre edildi. Uçkurundan yakalanıp İsrail’in kölesi haline getirilen bazı isimler şöyle: ABD eski başkanları Bill Clinton, Barack Obama, Donald Trump, Joe Biden, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, CIA direktörü William Burns, dünyanın en etkili iş adamlarından Bill Gates, eski Norveç Başbakanı Thorbjørn Jagland, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak… Ari Ben-Menashe, ABD’de silah ticareti suçlamasıyla tutuklanmış, 1990’da jüri, onun İsrail devleti adına hareket ettiğini kabul ettikten sonra beraat etmişti. İsrail istihbarat görevlisi Ari Ben-Menashe, Epstein’ın MOSSAD casusu olduğunu açıkladı. Ben-Menashe, sadece Epstein’ın değil Ghislaine Maxwell’in babası Robert Maxwell’in de İsrail ajanı olduğunu söylüyor. Ben-Menashe bu ifşaatlara, “Epstein: Ölü Adamlar Masal Anlatmaz” adlı kitabında yer veriyor. Ben-Menashe, Epstein’ın MOSSAD’la Ghislaine Maxwell’in yine İsrail ajanı olan babası Robert Maxwell tarafından tanıştırıldığını belirtiyor. Soykırım suçlamasında İsrail’i, Epstein dosyasındaki şaibeli avukat savunuyor! Güney Afrika tarafından İsrail’e karşı açılan soykırım davasında İsrail’i Uluslararası Adalet Divanı’nda temsil etmek üzere Başbakan Benyamin Netanyahu tarafından Harvard Hukuk Profesörü Alan Dershowitz seçildi. Prof. Alan Dershowitz’ın adı 3 Ocak 2024’te mühürlenen Epstein belgelerinin ilk diliminde geçiyor. Belgelerden birinde “Epstein’ın o zamanlar reşit olmayan Jane Doe’ü cinsel ilişkiye girmeye zorladığı güçlü kişilerden biri, Epstein’ın yakın arkadaşı ve tanınmış ceza savunma avukatı eski Harvard Hukuk Profesörü Alan Dershowitz’di” deniyor. Lahey’deki mahkemede soykırımcı Netanyahu’yu, sapıklıkla suçlanan bu hukukçu savunacak. Hatta başka cinsel taciz iddialarının tanığı olduğu iddiaları üzerine Dershowitz kendini şöyle savunuyor: “Peki ya Hamas? Ben bir Yahudi olarak mağdurum. Epstein listesindeki isimlerin açıklanmasını sert bir şekilde talep eden tüm radikal feministlerin bir listesini istiyorum. Onlardan kaç tanesi aslında Hamas’ı kınamış?!” Yani suçlamayı tam olarak reddetmiyor. Hamas’ı hedef gösteriyor. Sinagogların altındaki gizli tünellerde ne yapılıyor? ABD’nin New York kentinin Crown Heights semtindeki “Chabad-Lubavitch World Headquarters” adlı sinagoga yapılan polis baskınında sinagogun altında yasa dışı bir şekilde tünel kazıldığı ortaya çıktı. Görüntülerde yer alan kanlı yataklar ve bebek puseti gibi malzemeler, o karanlık tünellerde korkunç şeylerin yapıldığını gösteriyor. Organ kaçakçılığı, fuhuş ve pedofili ağı gibi kan donduran konular. Bu konuyla ilgili çok sayıda haham ve Hasidik Yahudi gözaltına alındı. ABD’nin New York kentinde bir sinagogun altında kaçak tüneller bulunması sonrası Rusya’nın başkenti Moskova’dan da aynı görüntüler geldi. Moskova’daki bir sinagogun altında da gizemli bir tünel olduğu ortaya çıktı. Bu tünellerle ilgili korkunç iddialar var. İbadethane örtüsü altında, çocuk istismarı, organ operasyonları ve çocukların kurban edilmesi gibi bir takım şeytani ritüeller. Bu karanlık dehlizler, Avrupa ve Amerika’da kaybolan on binlerce çocuğun akıbetleri ve kaybolma sebepleri hakkında merak edilen gerçekleri aydınlatabilir. Epstein silahı ve sinagog tünelleri kimi vuracak? İfade etmeye çalıştığımız gibi Epstein olayı kesinlikle bir MOSSAD tuzağı ve İsrail operasyonudur. Dünyanın etkili isimlerini İsrail lehine yönlendirme şantajı ve yöntemi olarak kullanılmıştır. Bu tuzak, İsrail’in elinde bu güne kadar Tel Aviv’e büyük avantaj sağlayan nükleerden daha etkili bir silah olarak başarıyla kullanılmıştır. Fakat 7 Ekim Aksa Tufanı taarruzuyla birlikte durum tersine dönmüş İsrail’in elindeki dünya çapında kullandığı “algı” silahı başta olmak üzere Epstein silahı da İsrail’in elinden alınmıştır. İsrail’in kullandığı silahın namlusu şimdi İsrail’i dönmüştür. Epstein silahı İsrail’in elinde patlatılmıştır. Epstein, İsrail’i de Yahudileri de Siyonizm’i de vurdu ve vurmaya da devam ediyor. ABD ve Rusya’da ortaya çıkarılan utanç koridorları yani sinagogların altına kazılmış tüneller, Epstein kadar etkili sonuçlar doğuracak ve İsrail ve destekçileri kimsenin yüzüne bakamaz hale geleceklerdir. Başka ülkelerdeki havralarda ve Yahudilere ait mekanlarda da benzer tüneller ve rezillikler ortaya çıkabilir. Gazze’de işlenen insanlık suçu, soykırım, boşalan Epstein lağımı ve havralardaki korkunç tünellerin göstereceği gerçekler, tüm Siyonist, Yahudi, Musevi topluluklarını da şaibe altında bırakmıştır. İsrail ve Siyonizm, bütün dünyada insanlığın hatta vicdanlı Yahudilerin bile lanetlediği bir örgüte dönüşmüştür. İlerleyen süreçte yeni dosyalar açıldıkça ve yeni ifşaatlar oldukça bu iğrenç tezgahların genişliği, derinliği ve etkisi daha iyi görülecektir. Bütün bunlar aydınlandıkça, Türkiye, Adnan Oktar meselesini ve FETÖ’nün bu güne kadar üzerinde fazla durulmayan kirli iş ve ilişkilerini daha iyi anlayacaktır. Epstein ve sinagog tünellerini temize çıkarmak için sosyal medyadan yoğun çaba gösteren FETÖ’cülerin neden telaşlandıklarını da önümüzdeki süreçte ifşa olacak Epstein listeleriyle belki anlarız. 7 Ekim Aksa Tufanı, sadece Gazze’yi değil bütün Filistin topraklarını hürriyetine kavuşturacaktır. Beraberinde 2 milyarı aşan Müslümanları özgürleştirecektir. Ama sadece bundan ibaret değil..! Düşürüldüğü tuzak nedeniyle şantajlara teslim olarak İsrail’in elinde, 5 yaşındaki çocuk tarafından burnuna ip takılarak oynatılan “Sirk Ayısı”na dönüştürülmüş liderlerden kurtaracağı için Batılı ülkelerin halklarını da hürriyetine kavuşturacaktır.   Kısacası İsrail, 4 aydır Gazze’de, Hamas’ın tünellerine girmeyi başaramadı. Ama Hamas, dünyanın her yerinde İsrail’in inlerine giriyor. Bu da gösteriyor ki Hamas, Hamas’tan ibaret değil. Bu savaşı İsrail’in kazanma ihtimali yok. Fakat kaybedince sadece İsrail kaybetmeyecek. Arkasındaki bütün güçler de kaybedecek. Siyonizm yıkılınca, arkasındaki güçler de yıkılacak.  Az kaldı…  

Leave A Reply

Your email address will not be published.

Siteden backlink almak için : https://join.skype.com/invite/KPVoMIIOqxat
montenegro buy car montenegro sale car montenegro rent apartment montenegro sale apartment instagram takipçi satın al takipçi satın al ucuz takipçi satın al düşmeyen takipçi satın al gerçek takipçi satın al water extraction stresser smm panel sms onay fake numara köpek kıyafetleri kamagra jel google reklam ajansı köpek kıyafetleri smm panel