HDP önünde evlat nöbeti sürüyor
Muş’ta çocuklarının terör örgütü PKK tarafından dağa götürülmesinden HDP’yi sorumlu tutan aileler, partinin il başkanlığı binası önündeki oturma eylemini sürdürdü.
HDP İl Başkanlığı önünde toplanan aileler, “Halk düşmanı parti”, “Evlatlarımızı vereceksiniz”, “Ha HDP ha PKK”, “Türk-Kürt kardeştir, HDP kalleştir”, “Halkı dolandıran parti”, “Anneler direniyor”, “Artık yeter yakamızdan düşün” ve “Yeter artık evlatlarımızı bırakın” yazılı pankartlar açtı. Her çarşamba parti önünde bir araya gelen anne ve babalar, fotoğraflarını taşıdıkları çocuklarına teslim olmaları için çağrıda bulundu.
8 yıldır çocuğundan haber alamadığını söyleyen Ayten Koçhan, eylemlerini devam ettireceklerini söyledi. Evladının peşinde olduğunu ifade eden Ayten Koçhan, “8 yıldır çocuğumdan haber alamıyorum. PKK’dan, HDP’den çocuğumu istiyorum. Çocuklarımızı bize versinler. Yeter, artık evlat hasretine dayanmıyoruz. Kar, kış, soğuk dinlemeden geliyoruz ve dağda bir kişi kalana kadar gelmeye devam edeceğiz” dedi.
Oğlu Ersin’e seslenen Ayten Koçhan, “Ersin beni görüyorsan, duyuyorsan dön, yolun yol değil. 3 yıldır eylemimize devam ediyoruz ve sen gelene kadar devam edeceğim. Bütün arkadaşlarına sesleniyorum, gelin teslim olun. Onlara yeterince hizmet ettiniz. Gelin devlete sığının” diye konuştu.
2014 yılında oğlunun kandırılarak dağa götürüldüğünü söyleyen Halit Altun ise, 12-13 yıldır evlat hasreti çektiğini söyledi. Altun, “2014 yılında oğlumu İnönü Üniversitesi’nden götürdüler. 12-13 yıldır bu acıyı çekiyoruz, bu acıyı inşallah size de çektireceğiz. Çocukların sahipsiz olduğunu sanmasınlar. Biz davamızdan vazgeçmiyoruz. Sesimizi duyun ve çocuklarımızı serbest bırakın. 12-13 yıldır bu acıyı bize çektirdiniz” dedi.
HDP ve PKK’nın aynı olduğunu dile getiren Halit Altun şöyle konuştu, “HDP çocuklarımızı götürdü ve PKK’ya asker yaptı. Bu çocuklar sahipsiz değil. Çocuklarımızın geleceğine inanıyoruz fakat bırakmıyorlar, engel oluyorlar. Teslim olanları görüyoruz ve onlarla konuşuyoruz. Çocuklarımız gelmek istiyor ama bırakmıyorlar. Yeter bu acıyı bize çektirdiniz, Allah sizi kahrı perişan etsin.”