Instagram’a sorduk, kem küm ettiler
Yeni Şafak yazarı Yahya Bostan, Instagram’ın Türkiye’de erişime engellenmesi sonrası sosyal medya devlerinin tutumunu ele aldı. Bostan, META’nın Türk kanunlarına uymamakta ısrar ettiğini ve sansür politikalarıyla tepki topladığını belirtti. Bostan, ABD’nin TikTok’a yönelik yaptırımlarına da değinerek, ulus devletlerin sosyal medya şirketleriyle egemenlik mücadelesine dikkat çekti. Bostan, Türkiye’nin büyük bir pazar olduğunu ve Instagram’ın geri adım atmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ettiği yazısında şunları kaydetti: “Malum, sosyal medya platformu Instagram’a erişim, Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun girişimiyle engellendi. Konu tartışılıyor ancak mesele yeni değil. Geriye dönüp baktığımızda ciddi bir müktesebat oluşmuş durumda. Üstelik sadece bu kapsamda çıkarılan kanunlardan bahsetmiyorum. Geçtiğimiz aylarda Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın başkanlığını yaptığı TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’na sosyal medya şirketlerinin temsilcileri davet edilmiş ve sorunlar ele alınmıştı. Şirket temsilcileri iktidar ve muhalefet milletvekillerinin sert eleştirileriyle karşılaşmıştı. Yayman, TikTok bağlamında “Yasaklamalara karşıyız fakat işin sonu oraya kadar gidecek” demişti. Yani şirketler için perşembenin gelişi belliydi. Geldiğimiz noktada erişime engellenen Instagram oldu. Peki, neden? İki sebeple.. Instagram’ın sahibi META, Türk kanunlarına uymamakta ısrar ediyor. Katalog suçlar; yani soykırım suçu, insan kaçakçılığı ve ticareti, uyuşturucu, organ kaçakçılığı gibi konularda Ankara’nın kapatılmasını istediği hesaplar ya da engellenmesini istediği paylaşımlar konusunda sorun çıkarıyor. Bazı tedbirler alıyor elbette ancak bu noktada tam bir işbirliğinden bahsedemiyoruz. Ankara’nın katalog suçlar konusunda kesin kararlı olduğu, bu noktada tam eşgüdüm yakalanmadığı takdirde Instagram’la ilgili kararın değişmeyeceği belirtiliyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO META’NIN SANSÜR POLİTİKASI Diğer konu sansür meselesi. Sosyal medya şirketleri İsrail ve ABD söz konusu olduğunda sorgusuz bir itaatle çalışıyor. İsrail’in Gazze’de işlediği suçları kanıtlayan fotoğrafları, haberleri, yapılan eleştirileri algoritma kullanarak sansürlüyor, geniş kitlelere göstermiyor (Detaylar için; Şu Algoritmalarınızı Bir Görelim, Mayıs 2024). Rahatsızlık duyduğu bazı mesajları ise doğrudan siliyor. Malezya Başbakanı Enver İbrahim’in İsmail Haniye için paylaştığı taziye mesajı da bu uygulamadan nasibini aldı. META daha sonra özür dileyerek mesajı yeniden yüklemek zorunda kaldı. Instagram ile yapılan görüşmelerde tüm bu konular gündeme geliyor. Türk vatandaşlarına uygulanan sansürün altı çiziliyor. META’nın pozisyonu şu: “Siyasetçi ya da devlet görevlisi iseniz istediğinizi yazabilirsiniz. Ancak sıradan kullanıcı yazamaz.” Komediye bakar mısınız? Haniye taziyelerine karşı sert tutumlarına “Hamas bir terör örgütü” savunması getiriyorlar. “O halde terör örgütü YPG ile ilgili mesajları da engelleyin” denildiğinde “YPG terör örgütü olarak kabul edilmiyor” diyorlar (ABD, PKK’yı maskelemek için YPG ve SDG’yi terör örgütü ile ilişkili görmüyor.) Peki, PKK? PKK, hem ABD’de hem AB’de terör örgütü olarak tanınıyor. “O halde PKK’yı öven mesajları neden engellemi-yorsunuz” sorusu sorulduğunda şirket temsilcileri verecek yanıt bulamıyor. Kem küm ediyorlar. TİKTOK’U MÜSADERE EDİYORLAR Şunu kabul edelim: Yaşadığımız şey ulus devletlerin uluslararası şirketlerle egemenlik mücadelesidir. Şirketler operasyonlarını genişleterek para kazanmayı, devletler ise egemenlik haklarına saygı duyulmasını istiyor. Yani muhatap kabul edilmeyi, temsilci görevlendirilmesini, kanunlarına uyulmasını, vergi ödenmesini bekliyor. Üstelik bu sadece Türkiye’nin sorunu değil. Bakın, AB dahil birçok oluşum ve ülke sosyal medya ile ilgili önemli kararlar aldı, düzenlemelere gitti. AB ülkeleri şirketlere kabarık cezalar kesiyor. Ama en sert uygulamayı ABD yaptı. TikTok’a, ABD’deki operasyonlarını Amerikalı bir şirkete devretmesi için süre verildi. Aksi takdirde erişim engellenecek. Bu nedir? TikTok’u müsadere etmektir. İNGİLİZLER ÇOK ÖFKELİ Güncel durumda sosyal medya ile başı ağrıyan diğer bir ülke de İngiltere. Biliyorsunuz, İngiltere’de aşırı sağcı gruplar sokakları karıştırdı. Sığınmacıların yaşadığı binalar basıldı, ateşe verildi. Ortaya çıkan karanlık tabloyla ilgili İngiliz hükümeti, sosyal medya şirketlerini suçladı. Bunun üzerine X’in sahibi Elon Musk ile İngiliz hükümeti arasında söz düellosu başladı. İngiliz hükümetinin sosyal medya şirketlerine karşı öfkeli olduğu, hatta randevu isteyen şirketlerle görüşmeme kararı aldığı Ankara’ya kadar ulaşan bilgiler arasında. İKİ MİLYAR DOLAR TÜRKİYE’DEN INSTAGRAM’A AKIYOR Tekrar Türkiye’ye dönelim. Instagram sorununa elbet bir çözüm bulunur. Hatta belki siz bu satırları okurken Instagram açılmış bile olabilir. Son tahlilde şirket sorunu çözmek isteyecektir. Çünkü Türkiye büyük bir pazar. Rakamlara göre Türkiye’de 57 milyon Instagram kullanıcısı var. Kaynaklardan edindiğim bilgiye göre ise Instagram’ın Türkiye’den günlük kazancı ortalama 6 milyon dolar. Bu, aylık 180 milyon dolar eder. Yıla vurun; takriben 2 milyar dolar. Çok büyük bir rakam. Bu yüzden şirketin geri adım atacağını ve işbirliğine gideceğini söyleyebiliriz. Ancak sorun şimdilik çözülse de tartışmalar dinmeyecektir. Bu çözülür, bir başkası yaşanır. Çünkü mesele yapısaldır. Devletler ve şirketler arasında oturmuş bir kurallar bütünü ve iletişim modeli oluşmadan sular durulmayacak.”