Lahey’de düzenlenen teslim törenine, Türkiye’den Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Türkiye’nin Lahey Büyüelçisi Selçuk Ünal katılırken, Hollanda’yı temsilen Ülkelerinin önemli devlet yetkilileri, diplomatlar ve Carnegie Vakfı Başkanı Piet Hein Donner gibi isimler yer aldı. Bakan Ersoy, teslim töreninde yaptığı konuşmada halının tarihsel önemi ve restorasyon sürecine ilişkin detaylı bilgi verdi. “Bu halı, yurt dışında bulunan en büyük Hereke halısı olma özelliğini taşıyor” diyen Ersoy, özellikle halının üzerindeki nakışların ve düğümlerinin son derece detaylı ve zahmetli bir işçiliğin ürünü olduğunu belirtti. Halının 13 milyondan fazla düğüm içerdiğini vurgulayan Bakan, “Restorasyon süreci oldukça zorlu geçti ancak sonuçta halıyı orijinal haline uygun şekilde yenilemeyi başardık” ifadelerini kullandı. Diplomatik İlişkilerin 100. Yılına Denk Geldi Ersoy, ayrıca 2024 yılının, Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 100. yıldönümüne denk geldiğini hatırlatarak, bu çalışmanın iki ülkenin kültürel bağlarını güçlendiren önemli bir adım olduğunu dile getirdi. Hereke halısının restorasyon süreci, Londra’daki Buckingham Sarayı’nın halılarını da onarmış olan deneyimli ustalar tarafından sekiz aşamada gerçekleştirildi. Halı, dijital olarak 280 eşit bölgeye ayrıldı ve her bir parçası detaylı olarak incelendi. Yapılan analizler sonucunda 15 farklı hasar türü tespit edilerek, bozulmaların çoğunun mobilya kullanımından kaynaklandığı belirlendi. Uzman ekipler tarafından Ankara’daki Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu laboratuvarında halıdan alınan mikro örnekler analiz edildi. Orijinal ipliklerin renkleri belirlenerek, bu iplikler geleneksel yöntemlerle bitkisel boyalar kullanılarak boyandı. Restorasyon sürecinde 24 kişilik bir ekip görev aldı ve halının Japon Salonu’na serilmesi yoğun ilgi gördü. Barış Sarayı, 1913 yılından bu yana çeşitli uluslararası kurumlara ev sahipliği yapıyor. Daimi Tahkim Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı’nı barındıran saray, “Hukuk Yoluyla Barış” anlayışına hizmet ediyor. Sarayın inşası süresince dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen yapı malzemeleri ve sanat eserleri kullanılmış, bu da onu çok kültürlü bir yapı haline getirmişti.
