17-25 Aralık darbe girişiminin üzerinden 10 yıl geçti!
GÖREVE BAŞLADIM TEŞKİLAT İÇİNDEN BİRİLERİ BENİ DİNLEDİ 19 Aralık 2013’te İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne başladım ve 3 gün sonrasında o zaman Başbakanlık Müsteşarı olan Efkan Ala ile yaptığımız konuşmaları dahi o anda başında bulunduğum teşkilatın içindeki birileri dinlediler, gayri hukuki olarak dinlediler ve sosyal medyada yayımlamaya çalıştılar. GÖREVE BAŞLADIĞIMDA EMNİYETTE BAŞ KALMAMIŞTI İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğimde 17 Aralık olmuştu. Tamamen dağılmış bir teşkilat, otorite kalmamış bir teşkilat, baş kalmamış bir teşkilat, herkesin kendi kafasına göre polis memurundan komiserine, başkomiserinden emniyet müdürüne, emniyet amirine kadar herkesin kendi kafasına göre hareket ettiği ve ne yapacağını tam bilemediği bir ortamda ben gittim başladım. Özel kalemdeki insanlar bile görevlilerin bile büyük bir kısmı FETÖ’cüydü. 41 İŞ ADAMININ GÖZALTI KARARI VARDI Küçük bir ekiple başladık ve sonrasında 17-25’in ikinci ayağı olan 25 Aralık günü Türkiye’de belki 350-400 milyar dolara yakın iş yapabilme kapasitesi olan İstanbul Havalimanı’nı, 3’üncü köprüyü, Avrasya Tüneli’ni, Marmaray’ı yapan, bir sürü barajı, bir sürü otoyolu yapan, Türkiye’nin gerçekten önünü açabilecek bütün yatırımlara öncülük eden 41 tane iş adamının gözaltı kararı vardı. Yetmez Sayın Cumhurbaşkanımızın oğluyla alakalı gözaltı kararı verme niyetleri vardı. EKONOMİYİ ÇÖKERTME NİYETLERİ OLDUĞUNU GÖRDÜK 17 Aralık günü de yapılan operasyonlar bir yolsuzluk operasyonundan ziyade bir algı yaratma operasyonuydu. Görsel ve yazılı medya yoluyla çok büyük bir yolsuzluk varmış algısı yaratılarak hükumete ilk darbeyi vurup oradan hükümeti götürmek istediler. Onunla başaramadıklarını görünce ikinci darbeyi ekonomik olarak Türkiye’yi çökertebilecek, 500 milyar dolara yakın Türkiye’deki altyapı yatırımlarını yapan bugün düşün İstanbul Havalimanı’nın olmadığı bir Türkiye hayali edebiliyor musunuz? Avrasya’nın, Marmaray’ın olmadığında İstanbul’da trafiğin işleyebileceğini düşünebiliyor musunuz? Yavuz Sultan Selim Köprüsü olmadığında İstanbul trafiğinin ne hale gelebileceğini düşünebiliyor musunuz? Buna benzer yüzlerce yatırım yapmış insanları gözaltına alarak Türkiye ekonomisini çökertip 17 Aralık’ta vurdukları darbeyle burada ikinci darbe ile hükümeti devirmeye, peşine de zaten onu da başaramayınca hepimizin malumu işte Ocak ayı içerisinde MİT tırları ile devletin namusuna olacak MİT’in yapmış olduğu faaliyetleri deşifre edip ve Türkiye’yi dünyada terör örgütlerine yardım eden bir ülkeymiş gibi gösterme gayretleriyle bu süreç devam etti. “GEREKÇE VE TEMEL SEBEP: AK PARTİ VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÇOK OLMUŞTU” Gerekçe ve temel sebep şuydu: AK Parti hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan çok olmuştu, batı emperyalistlerinin menfaatlerine aykırı, çıkarlarına aykırı, kendi milletinin ve devletinin çıkarlarını koruyan politikalar güdüyorlardı, artık Recep Tayyip Erdoğan’dan ve AK Parti’den kurtulmak lazım geliyordu. Seçimle, milli iradenin tecellisi ile AK Parti’yi ve Recep Tayyip Erdoğan’ı gönderemeyeceğini düşünenler FETÖ’yü kullanışlı bir aparat olarak ortaya sürdüler. 7 Şubat’ta Gezi ile 17-25’te de ve peşine MİT tırlarıyla da bu süreci tamamlamaya çalıştılar ama Cumhurbaşkanımızın çelik iradesi, yılmayan iradesi, hem emniyet teşkilatının, yargının içindeki gerçekten devletini, milletini seven vatansever insanların sadece ve sadece seçilmiş hükümetten, milli iradeden emir alan, başka hiçbir yerden emir almayı kabul etmeyen bir avuç insanın mücadelesi, gayretiyle Allah’a hamdolsun bu FETÖ’nün ve arkasında bulunan emperyalist yapıların amacı gerçekleşmedi. Ondan sonraki süreç bence daha önemli oldu ve büyük bir mücadele, büyük bir temizlik harekatı devlet ve devletin kurumlarında başladı.