ABD, Louisiana eyaletinde kuş gribi H5N1 nedeniyle ilk insan ölümünü kaydetti. Dünya çapında endişe uyandıran bu ölüm, virüsün insanlara bulaşma riskini ve potansiyel bir pandemiye yol açıp açmayacağını yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlara göre, H5N1 virüsünün şu anki haliyle insandan insana yayılma kapasitesi düşük, ancak virüsün mutasyon geçirmesi bu durumu değiştirebilir. Hayvan sahipleri dikkatli olmalı CNN International’a konuşan Minnesota Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Michael Osterholm, “Kuş gribi şu an hayvanlar için büyük bir tehdit. Ancak virüsün insan vücudunda değişim göstermesi, insandan insana bulaşma riskini artırabilir” dedi. Osterholm, özellikle kanatlı hayvanlarla doğrudan teması olan çiftlik işçileri ve hayvan sahiplerinin dikkatli olması gerektiğini vurguladı. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), H5N1’in genellikle kuş dışkısı, tüyler ve çiğ süt gibi hayvansal ürünlerle temas yoluyla bulaştığını belirtti. CDC’den yapılan açıklamada, virüsün insandan insana yayılmadığını gösteren bir kanıt olmadığı, ancak temas yoluyla bulaşma riskinin dikkate alınması gerektiği ifade edildi. Belirtileri nelerdir? Uzmanlara göre, insanlarda en sık görülen semptomlar arasında kızarık ve iltihaplı gözler (konjunktivit), yüksek ateş ve solunum yolu sorunları bulunuyor. Louisiana’da hayatını kaybeden hastanın, vahşi kuşlarla temas etmiş olduğu ve altta yatan sağlık sorunlarının olduğu açıklandı. Kuş gribi riskine karşı nasıl önlem alınmalı? CDC ve ABD Tarım Bakanlığı (USDA), çiğ süt tüketimi ve az pişmiş etlerin kuş gribi virüsünü taşıyabileceğini, ancak pastörizasyon ve doğru pişirme yöntemleriyle bu riskin ortadan kaldırılabileceğini belirtiyor. Stanford Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma, çiğ sütle temas eden H5N1 virüsünün soğutma koşullarında bile 5 gün boyunca aktif kalabildiğini ortaya koydu. Uzmanlar, H5N1’e karşı alınacak en etkili önlemlerden birinin, çiftliklerde hijyen standartlarının artırılması ve kuş gribine karşı bağışıklık geliştirebilecek aşıların araştırılması olduğunu ifade ediyor. Osterholm, “Hastalığın yayılmasını kontrol altına almak için hızlı hareket etmeli ve biyogüvenlik önlemlerini sıkılaştırmalıyız” diyerek, olası bir pandemiye karşı hazırlıklı olunması gerektiğini belirtti.
