Ahmet Hakan 5 maddede yazdı! İşte Ankara kumpasını anlama kılavuzu

0

8 Eylül 2023’te Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele ekipleri, çok kritik bir operasyona imza attı. Ankara’da birçok eğlence mekânı işleten ve suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan, yurtdışına kaçmak isterken yakalandı. Ses getiren operasyonun devamında ise gizli tanığın kaçması gibi şok edici gelişmeler ortaya çıktı. “Emniyet içindeki kavga mı yoksa 17-25 Aralık benzeri bir darbe girişimi mi” soruları gündeme geldi. Çete lideri Ayhan Bora Kaplan davasının gizli tanığı Serdar Sertçelik’in “siyasilere kumpas kurmakla” suçladığı 4 polis gözaltına alındı. ‘M7’ kod adı verilen gizli tanık Serdar Sertçelik’in ev hapsindeyken, yurt dışına nasıl firar ettiği sorusuna da yanıt aranıyor. İşte yaşanan tüm bu gelişmelerin detaylarıyla ilgili Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’dan dikkat çekici bir yazı geldi. Hakan, “Ankara kumpasını anlama kılavuzu” başlıklı yazısında özetle şunları kaydetti: “1- DARBE GİRİŞİMİ OLASILIĞI VAR MI (…) Buradan hükümete darbe sonucunu çıkarmanın biraz zorlama olduğunu düşünüyorum. Ama yine de önyargılı değilim ve ikna edilmeye sonsuz açığım.
ÖNE ÇIKAN VİDEO * Benim bu konudaki teklifim şudur: * Olaya bir teşhis koymak için acele etmeyelim. En azından olaya “darbe girişimi değildir” ya da “kesinlikle darbe girişimidir” tarzı ön kabullerle yaklaşmayalım. 2- POLİS ŞEFLERİYLE İLGİLİ KUŞKULAR Diyelim ki olayın bir darbe girişimi olmadığı sonucuna ulaştık. Peki bu sonuç, olayın vahametini azaltır mı? Bence azaltmaz. (…) Olayla ilgili olarak “darbe girişimi değildir” sonucuna ulaşmak, polis şeflerini tam anlamıyla temize çıkarmıyor. Polis şefleriyle ilgili kuşkuların üzerine gidilmesi şart. * Hiçbir etki altında kalmadan, hiçbir ön kabule sığınmadan, hiçbir tarafın baskısını hissetmeden… Bu polisler soruşturulmalıdır.
Şu anda devletin yaptığı da budur. 3- ÇETENİN POLİSE BİR OYUNU MU BU Bu olayın soruşturulmasında hiçbir olasılığı en baştan elememek gerekir. Çetenin polise bir oyun oynadığı olasılığını bile göz önünde bulundurmalıyız. (…) 4- OLAYIN EN MUAMMALI TARAFI Elektronik kelepçeyle izlenen ve bulunduğu yeri 100 metre terk etmemesi gereken gizli tanık, tam dokuz kez ihlalde bulunmuş. Bu nasıl olabilmiş? * Gizli tanık, yaptığı her ihlalde eğlence mekânlarına gitmiş. Elini kolunu sallayarak rahatça dolaşmış. Hiç kimse hiçbir şey yapmamış. Bu nasıl olabilmiş? * Gizli tanık, son ihlalinde lüks bir çorbacıdan çıkarken ayağından vurulmuş. Buna rağmen kontrol altına alınmamış. Ve yurtdışına kaçmayı başarmış. Bu nasıl olabilmiş? * Bütün bu süreçlerdeki muazzam muammanın çözülmesi gerekiyor. Bu süreçlerdeki sorumluların ve arkalarındaki gücün açığa çıkarılması gerekiyor. * Olayın en korkunç tarafının burası olduğunu haykırmak istiyorum. * 5- FETÖ TAKTİKLERİ VE GİZLİ TANIK OLAYI FETÖ’nün en büyük numarası şuydu: Gizli tanıklar eliyle birilerine suç isnat etmek. Gizli tanıklar üzerinden siyasilere ve bürokratlara kumpas kurmak. * Gizli tanıklarla oynamak, bir FETÖ taktiğidir. * Eğer şu anda gözaltında bulunan polis şefleri… Gerçekten de gizli tanık eliyle birilerine suç isnat etme çabası içine girdilerse… Gerçekten de gizli tanık üzerinden siyasilere ve bürokratlara kumpas kurdularsa… Gerçekten de gizli tanığa “şunları suçlayacaksın” dedilerse… Yaptıkları FETÖ’cülükten başka bir şey değildir. (…)”    

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.