Ahmet Hakan yazdı: ‘Yıldırım Demirörenle pazar sohbeti’
Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’le arada sırada tavla buluşması yapardık.İki nedenle devam ettirmiyoruz, ettiremiyoruz:· BİR: Araya pandemi girdi, alışkanlıklar değişti, başka türlü meşgaleler edinildi ve olay tavsadı.
· İKİ: Yıldırım Bey’in tavlayı sular seller gibi bilmesi nedeniyle maalesef ben aşırı yıprandım ve kaçtım.Geçen gün sözleştik ve Yıldırım Bey’le Demirören Holding’in yeni merkezinde buluştuk. Biraz gündelik konuşmalar yaptık. Biraz işlerden güçlerden söz ettik. Biraz grup içindeki yayınlardan bahsettik. Meyve veren ağacın taşlanması olgusuna vurgu yaptık. Baktım sohbet iyi gidiyor.Şöyle bir öneri sundum kendisine: Yıldırım Demirören, biraz düşündü. Ardından “Tamam, olur. Nasıl isterseniz” dedi. Ve ortaya işte bu röportaj çıktı.TİCARET YAPAN HERKESİN HAYATINDA BORÇ OLURBazı çevrelerin bu borçlar konusunu gündemde tutma çabasını neye bağlıyorsunuz?- YILDIRIM DEMİRÖREN:Başarılı işler yaptığınızda böyle sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Meyve veren ağaç taşlanır. Rahmetli babamdan gördüğümüz ticari ahlakımızın en başında borçlarımızı zamanında ödemek gelir.Ticaret hayatında borç olur. Türkiye gibi özsermayenin düşük olarak başladığı ülkelerde bütün işinsanları, sermaye ve büyüme ihtiyacını borçlanarak yapar. Bu çok doğaldır. Biz de diğer işinsanları gibi belli yatırımlarımızı borçlanarak yapıyoruz. Burada önemli olan işinsanının borcunu zamanında ödemesidir. Her işinsanının görevidir bu. Biz de o görevlerimizi yerine getiriyoruz.KARABAĞ’IN KALKINMASI İÇİN YATIRIMLAR YAPACAĞIZSon dönemde ne tür yatırımlara ağırlık veriyorsunuz?- Bir süredir sadece Türkiye’de değil, başta Azerbaycan olmak üzere yurtdışında da yatırımlarımız devam ediyor. Bu yatırımlar hem ülkemizin hem de kardeş ülkelerin ekonomisine katkı sunuyor. Ama bundan daha önemlisi bu yatırımlarımız, ülkemiz ile kardeş ülkeler arasındaki bağların güçlenmesine hizmet ediyor. Bu da bizi mutlu ediyor.Karabağ’da da yeni yatırımlar söz konusu galiba.- Karabağ zaferinden sonra o bölgenin kalkınması ve yeniden ayağa kaldırılması için yatırım kararı alan ve yeni projeler için kolları sıvayan Türkiye’deki ilk kuruluşlardan biriyiz.Hangi alanlarda yatırım yapıyorsunuz?- Kritik ve stratejik sektörlerde uluslararası alanlarda önemli işbirliklerimiz var. Enerji, lojistik ve tabii ki medya.ASILSIZ İTHAMLAR DAYANIŞMAMIZI DAHA DA GÜÇLENDİRİYORMedya denilince üzerinde en çok spekülasyon yapılan alan bu. Medyada genel durumunuz nedir?- Biz aslında medyada yeni değiliz. Uzun yıllar önce Milliyet gazetesiyle medyaya girdik. Bu alanda çok zor zamanlarda önemli işlere imza attık. Markalarımızı her geçen gün daha da güçlendiriyoruz. Hürriyet, Milliyet, Kanal D ve CNN Türk başta olmak üzere tüm paydaşlarımız yaptıkları vizyoner yayınlarla hep yüzümüzü ağarttı.Medyadaki performansı yakından takip ettiğinizi görüyorum.- Evet, takip ediyorum tabii ki. Medya grubumuz, dünyanın dört bir yanındaki gelişmeleri yakından takip ediyor. Uluslararası çapta referans alınıyor. Bizim global partnerlerimiz de var biliyorsunuz. Bir araya geldiğimizde yayıncılığımızla ilgili takdirlerini iletiyorlar. Haber içeriklerimiz Ortadoğu’dan Balkanlar’a, Türklerin bulunduğu her yerde takip ediliyor, izleniyor. Bu bize büyük gurur veriyor. Tamamı profesyonellerden oluşan, kabiliyetli ve liyakatli çok iyi bir ekibimiz var. Birbirinden değerli yöneticilerimiz var. Hepsinin başarısını ayrı ayrı takdir ediyoruz.Demirören Medya’yı hedef almanın dayanılmaz iştahı var. Bunu da görüyoruz.- Evet. Bunun farkındayım. Başta medyadaki üst düzey yöneticilerimiz olmak üzere tüm ekiplerimiz büyük bir motivasyonla çalışıyorlar, gündemi belirliyorlar. Belki de bu yüzden medyadaki yöneticilerimiz, çalışanlarımız ve ailemiz zaman zaman aslı astarı olmayan ithamlarla hedef alınıyor. Ancak motivasyonumuz düşmüyor, düşmez. Her şeyi çok yakından takip ediyoruz. Neyin ne amaçla yapıldığını çok iyi biliyoruz. Demirören Medya olarak biz kocaman bir aileyiz. Böyle asılsız ithamlar, bizim çalışanlarımızla dayanışmamızı daha da güçlendiriyor.FUTBOLDA EN ONURLU GÖREVLERİ YAPTIMBeşiktaş’ta başkanlık yaptınız. Futbol Federasyonu’nda başkanlık yaptınız. “Benim için yetti bu kadar” diyor musunuz? Yoksa gözünüz arkada mı?- Beşiktaş başkanlığı, benim çocukluk hayalimdi. Çocukken “Bir gün Beşiktaş’a başkan olacağım” diyordum. Allah kısmet etti, oldum. Tabii ki hatalarım oldu. Başarılı olduğum alanlar, başarısız olduğum alanlar oldu. Ama benim için her zaman çok büyük bir onurdur. Hem kulüp başkanlığı hem Kulüpler Birliği Başkanlığı hem Futbol Federasyonu Başkanlığı yaptım.Bu üç görevi yapmış başka bir isim var mı Türkiye’de?- Yok. Ben bu gururu yaşadım.Gözünüz arkada değil yani.- O görevleri yaptım, o onuru yaşadım. Gözüm arkada değil. Tabii ki Türk futbolunu da Beşiktaşımı da hep takip ediyorum. Onlarsız yapamam.“Gel, yeniden şuraya başkan ol” diyenler oluyor mu?- Bunlar her zaman olur. Güzeldir böyle denmesi. Ama babamın vefatından sonra biz ailecek bir karar aldık. İşlerimizi geliştirip yürütmeye çalışıyoruz artık.YENİ GOLF KULÜPLERİMİZ GENÇLERE İMKÂN SAĞLIYORBiraz da gündelik hayatınızdan söz edelim. Ne yaparsınız gündelik hayatınızda?- Çalışmak dışında benim golf sporuna merakım var.Golf, babadan kalma bir hastalık mı?- Yok. Rahmetli babamı da ben başlatmıştım golf sporuna.Golf sporunda ne buluyorsunuz?- Öncelikle doğayla baş başasın. İkinci olarak bu sporu yapabilmek için kafanızdaki her şeyi boşaltmanız gerekiyor. Bu da sizi her türlü sorunlardan bir süreliğine de olsa uzaklaştırıyor. Yani hem fiziksel hem de zihinsel olarak dinlendiriyor.Zengin sporu mudur golf?- Zengin sporu dememek gerekir. Adını öyle çıkarmışlar. Tabii ki üyelik olgusu var. Tabii ki belli ekipmanlar pahalı. Ama her sporda kaliteli ekipmanlar pahalıdır. Ben şu anda Golf Federasyonu Başkanlığı görevini yürütüyorum. Yeni kulüplerimiz çıkıyor. Buralarda gençlerimize daha uygun şartlarda bu sporu yapmaları için imkânlar sağlanıyor.ARTIK SOSYALLEŞMİYORUM EN BÜYÜK KEYFİM TORUNLARSosyal hayatınız nasıl? Sağa sola çok gider misiniz?- Pandemi öncesi ailecek çok sosyaldik. Pandemiden sonra biraz durduk. Ondan sonra da çektim kendimi sosyal hayattan. Düğünler, önemli davetler dışında pek çıkmıyorum. En büyük keyfim torunlarım.Kaç torununuz var?- İki torunum var. Biri bir yaşında, diğeri dört.Hayatınızdaki yeni sayfa mı torunlar?- Apayrı bir sayfa. Eskiden torunlarıyla vakit geçiren insanları pek anlamazdım. Ama şimdi çok iyi anlıyorum. Hayat buymuş diyorum. Günün bütün yorgunluğunu alıyorlar. Torun sevgisinin farklı olduğunu anladım yani.Çok fazla seyahat eder misiniz?- Evet, çok.Ne yaparsınız seyahatlerde?- Gittiğim yerlerde ofisimiz yoksa toplantılar dışında otelden dışarı çıkmam. Hep gittiğimiz, gördüğümüz yerler. Dünyada görmediğimiz yer kalmadı.Sizde biraz doygunluk görüyorum Yıldırım Bey.- Doğru. Ama şöyle bir şey de var; eskisi gibi değil, Türkiye çok gelişti. Türkiye’nin görülecek, gezilecek yerleri çok. Türkiye’de her şey var.MELTEM DEMİRÖREN’LE MÜKEMMEL UYUMBenim kişisel gözlemim şu; kardeşiniz Meltem Demirören’le müthiş bir uyum içinde çalışıyorsunuz.- Doğru bir gözlem. Kardeşim Meltem’le kararları birlikte alıyor ve stratejiyi birlikte yürütüyoruz. Aldığımız tüm kararları konuşarak, tartışarak ve en sonunda fikir birliği ile alıyoruz. Çok şanslıyız. Çünkü sevgi ve saygının yanında aramızda mükemmel bir uyum da var.Güvenilir olmak, referans olmak… Medyada var olmanın yolu buralardan geçiyor sanırım.- Uluslararası kuruluşlar tarafından da yapılan araştırmalar bizim güvenilirliğimizi, etkimizi ve gücümüzü teyit eder nitelikte. Bize güvenen, medya kuruluşumuzu referans gören herkese çok teşekkür ediyoruz. Türkiye’nin gücü bizim gücümüz, bunun da farkındayız. O yüzden ülkemize ve bu toprakların faydasına olacak projelerin ve yeni yatırımların altına imza atmaya devam edeceğiz.