AK Parti MKYK toplandı! Değişim devam edecek mi?
BAŞIBOŞ KÖPEK DÜZENLEMESİ
Bir gazetecinin, “Efendim sahipsiz hayvanlara ilişkin kanun teklifinde ‘ötanazi’ ifadesi kaldırıldı. Fakat muhalefetle uzlaşma sağlanamadı. Sizce muhalefet ne istiyor? Bir de bununla bağlantılı olarak CHP’li bir il başkanı, ‘Tarihi bir direnişe hazır olsunlar, iki ağaç kesildi diye nasıl sokakları gümbür gümbür titrettiysek eğer can dostlarımıza dokunurlarsa aynı şekilde mücadelemizi vereceğiz’ dedi. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?” sorusunu Çelik, şöyle yanıtladı:
“Ötanazi ifadesinin düzeltilmesi ve veterinerlikle ilgili yasaya atıf yapılmasıyla ilgili bir düzenleme söz konusu. Burada esas mesele, yani ortada bir problem yok da biz bununla ilgili bir yasal düzenleme yapıyor değiliz. İnsanımızın canını yakan bir mesele var. Çocuklar saldırıya uğruyor, yaşlılar saldırıya uğruyor, sokaklarda bir durum var. Yani burada bunu böyle yine her zaman söylediğim, insan bu kainatta tek başına yaşamıyor. Doğada bir sürü varlıkla beraber yaşıyor. Bitkilerle beraber yaşıyoruz, hayvanlarla beraber yaşıyoruz.”
“BUNUN KATLİAM YASASI GİBİ SUNULMASI BÜYÜK BİR HAKSIZLIK”
Çelik, doğada, dünyayı ve kainatı paylaşan bütün canlılara hürmet ve saygı gösterilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Bakın dün de bir görüntü gerçekleşti. Bir hanımefendiye sokak köpeklerinin saldırısı söz konusu oldu. Ondan evvel biliyorsunuz birçok çocukla ilgili bu saldırılar söz konusu oldu. Arzu ettiğimiz şey bu manzaraları sokaklarımızda görmemektir. Ama bunun böyle bir katliam yasası gibi sunulması büyük bir haksızlıktır ve meseleyi çözümsüzlüğe doğru itmektir.” şeklinde konuştu.
Söz konusu yasada bir kademelendirme sistemi olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:
“O kademelendirme çerçevesinde sahiplendirmeden tutun da barınaklara alınmasına kadar bir sürü mekanizma var, bir sürü kademe var, büyük bir eylem planı var. En sonunda herhangi bir şekilde hastalık yayma tehlikesi olan ya da saldırganlaşmış hayvanlarla ilgili olarak bu düzenleme söz konusu. Esasında bu insanımızı koruma konusunda, çocuklarımızı koruma konusunda, yaşlı insanlarımızı koruma konusunda yüksek bir irade, bir kararlılık olduğu gibi aynı zamanda da bu hayatı paylaştığımız hayvanları koruma konusunda da bir iradedir.
Bunu böyle bir ucundan tutup başka yerlere doğru götürmenin bir şeyi yoktur. Yani biz şunda net bir tutum takınmalıyız. Herhangi bir şekilde sokaklarda çocuklarımızın, yaşlı insanlarımızın bu saldırılara uğramasını hiçbir şekilde kabul edemeyiz. İnsanların, ‘Okula gidemiyoruz, biz camiye gidemiyoruz, saldırıya uğruyoruz, tarlaya gidemiyoruz’ gibisinden, yani bunu sadece şehir merkezlerinde gördüğümüz bölgelerdeki gibi düşünmeyin. Bunu asla kabul edemeyiz. Bunun ötesinde de bunu bir katliam yasası gibi sunmak da son derece yanlıştır.”
Çelik, kendi siyasetlerinin temelinde bütün varoluşa saygı ve bütün varlıklara merhametle yaklaşma olduğuna işaret ederek, “Herhangi bir şekilde bu değerlerden vazgeçtiğimizi kimse iddia etmesin. Sonuçta bahsettiğiniz o kelimenin değiştirilmesi, veteriner kanununa atıf yapılması da gördüğünüz gibi bizim burada ortak akılla bir meseleyi çözmek istediğimizi, bir mutabakat oluşturmak istediğimizi net bir şekilde gösteriyor.” diye konuştu.
CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz’ın, “Tarihi bir direnişe hazır olsunlar, iki ağaç kesildi diye nasıl sokakları gümbür gümbür titrettiysek eğer can dostlarımıza dokunurlarsa aynı şekilde mücadelemizi vereceğiz.” sözlerine ilişkin Çelik, şunları söyledi:
“Tabii ki demokratik protesto hakkının başımızın üzerinde yeri vardır. Şiddete başvurmamak koşuluyla vatandaşlarımızın demokratik protesto hakkına yüksek bir saygıyla yaklaşırız. Bununla ilgili herhangi bir eleştirimiz olmaz. Ama sizin de bahsettiğiniz konuyla ilgili haberin tamamına bakarsak Türkiye’nin geçmişte yaşadığı birtakım kötü günlere, birtakım kötü uygulamalara atıf yaparak bir hak savunuşu içinde olduğunu iddia etmek yanlıştır. Ayrıca şunu da söylemek isterim, hayvan hakları mücadelesi tarih boyunca hümanizmin genişletilmesiyle, hümanizme eklenen insan sevgisinin daha da büyümesiyle ortaya çıkan bir mücadeledir. Tutup da bunu ‘Yakarız, yıkarız, şöyle yaparız’ gibi bir meseleye sokmak aslında bu mücadeleyi verenlere de hem insanlara saygısızlıktır, hem hayvan hakları mücadelesini doğru bir zeminde vermiş insanlara da saygısızlıktır.”