Akdeniz’de dağılan Mısır ‘sisi’! Türkiye-Mısır normalleşmesiyle Akdeniz’de yeni bir fırtına kopacak

0

Türkiye gazetesi yazarı Yücel Koç, Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleşme sürecinin, bölgedeki güç dengelerini değiştireceğini ifade etti. Koç, Türkiye ve Mısır’ın 12 yıl aradan sonra yeniden diplomatik temas kurmasının, Akdeniz’deki stratejik dengeyi yeniden şekillendireceğini belirtti. İsrail’in Filistin topraklarındaki işgal planlarını sürdüremeyeceğini vurgulayan Koç, Türkiye’nin bölgede güçlü bir aktör olarak varlığını hissettirdiğini kaydetti. Yücel Koç, Mısır ve Türkiye arasındaki iş birliğinin, “kirli ittifakların” planlarını bozacağını dile getirdiği yazısında özetle şunları kaydetti: “(…) Devletler arasında ebedî dostluk yahut düşmanlık olmaz. Bunun en çarpıcı örnekleri, Cumhuriyet’in ilk yıllarında… Sisi, Kurtuluş Savaşı sonrası baş tacı yapılan İngilizler gibi imparatorluğumuzu parçalayıp topraklarımıza el koymadı veya İstanbul’u işgal etmedi neticede. Tam aksine; 1517’de Yavuz Sultan Selim Han’ın seferiyle Osmanlı idaresine giren Mısır, 365 yıl sonra, 1882’de İngilizler tarafından işgal edilmiş, 1922 yılında iktidara gelen Kral Fuad, Mısır’ın bağımsızlığını ilân etmiştir. Ancak, Mısır’daki İngiliz askerleri 1946 yılına kadar ülkeden çekilmemiş, bu tarihte ise Süveyş Kanalı bölgesini ellerinde bulundurmak şartıyla, ülkenin diğer kesimlerini terk etmişlerdir. *** Böylesine tarihî bağlarımızın olduğu, bugün de iş birliğimizin stratejik önem taşıdığı bir ülke ile ilişkilerimizi koparmamız, iki ülke adına da büyük kayıptı. 2021’de Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde başlayan temas, 2022 Katar Dünya Kupası açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısır Devlet Başkanı Sisi’nin tokalaşması ile büyük ivme kazandı. Burada, ara buluculuk eden Katar Emîri El Thani’nin de hakkını teslim etmek lazım. Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından Mısır Dışişleri Bakanı’nın bölgeye yaptığı ziyaret, ardından tekrar karşılıklı büyükelçilerin atanması, Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz şubat ayında gerçekleştirdiği Kahire ziyareti ve en nihayetinde Sisi’nin dünkü iade-i ziyareti… *** Türkiye ve Mısır 12 yıl sonra normalleşti ama bölgemiz, yazımın başında bahsettiğim 12 yıl öncesinden çok başka durumda. Gazze işgal altında, milyonlar Mısır sınırındaki Refah Kapısı’na yığılmış bir hâlde… Zannetmeyin ki Siyonistler darbelerle işbaşına getirdiklerine huzur veriyor; tam aksi… İki milyona yakın Gazzeliyi Sina Çölü’ne taşımak için Mısır’ı ikna etmeye çalıştılar, olmadı. Kabul ettirseler Gazze işgali çoktan tamamlanmış olacaktı. Zaten yoksulluk içerisindeki Mısır bunu kabul etmedi, hatta sınıra askerî güçlerini sevk edip, savaş pozisyonu aldı. Sisi yönetimi de biliyor ki, İsrail Gazze işgalini tamamlasa da durmayacak ve başta Sina bölgesi olmak üzere, sıra kendilerinden toprak koparmaya gelecek. Ayrıca, ABD, İsrail ve müttefiklerinin, Mısır’ın en büyük gelir kaynağı olan Süveyş Kanalı’nı bertaraf edecek Ben Gorion Kanalı’nı inşa etmek için Gazze işgalini tamamlamayı beklediğini de biliyor elbet. Yani, bıçak bizden önce, Mısır gibi yakın ülkelerin boğazına dayanmış durumda. Kirli ittifakın Türkiye’yi hedef almasındaki gaye, şimdilik problem çıkarmayacak bir yönetimin başta olması, “arzımevud” için bölüneceği günü beklemesi! Bunun için Suriye sınırımıza kurmaya çalıştıkları terör devletine göz yumması yeter de artar bile! Kukla bir yönetimi işbaşına getirdikten sonra, Akdeniz’i falan konuşmaya zaten gerek kalmaz. Şimdiden Mavi Vatan’a “Masal” diyorlar nasıl olsa! *** Olan oldu, geçen geçti… Eksiği fazlası tartışılır, ancak Türkiye dün nerede durması ve ne tavır alması gerekiyorsa onu yaptı, bugün de olması gerekeni yapmakta. Önce Erdoğan’ın, ardından Sisi’nin ziyaretiyle sağlanan sıcak diyalog, sadece iki ülke için değil, bölgedeki dengeler ve Akdeniz’deki güç mücadelesi için dönüm noktası olacaktır. Elbette bu esnada ötekiler de boş durmayacak, yeni Tahrir’ler, yeni Gezi’ler için fırsat kollayacaklardır. Ne demişti Obama; bununla yaşamaya alışmaktan başka çaremiz yok… Maalesef! İsrail adına yapılan darbelerin sonuncusu 28 Şubat’ın mimarı Çevik Bir bile bunu açıkça itiraf etmemiş miydi Middle East Quarterly’e yazdığı makalede!”

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.

File not found.