Ali Akman: Manchester City hiç mantıklı değildi | Fenerbahçe ve Galatasaray’dan teklif aldı mı?
Bursaspor altyapısında yetişen ve oynadığı futbolla adından söz ettiren Ali Akman, 2021 yılında E. Frankfurt’a transfer oldu. Fazla forma şansı bulamadığı Alman ekibinden sırasıyla NEC Nijmegen ve Göztepe takımlarına kiralık olarak gönderilen 21 yaşındaki forvet, sezon başında bonservisiyle beraber Belçika 2.Lig ekibi FCV Dender EH’e transfer oldu. Belçika ekibinde şimdiye kadar 9 maça çıkan ve takımına 5 gol, 1 asistlik katkı sağlayan Akman, eski günlerine dönüş sinyali verdi. 10 kez Ümit Milli Takım’ın formasını giyen genç yıldız adayı, performansı başta olmak üzere hedefleriyle ilgili düşüncelerini aktardı.RÖPORTAJI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ“BELÇİKA’DA OYNAMAK BENİM İÇİN YENİ BİR MÜCADELE”Sezon başında bonservisinle Belçika 2. Lig ekibi Dender’a transfer olmuştun. Öncelikle Belçika’daki günlerin nasıl geçiyor, neler yapıyorsun? Oradaki futbol atmosferinden bahseder misin?Öncelikle burada oynamak benim için yeni bir mücadele. Bunu en başından beri bilerek geldim. Avrupa kariyerim ilk olarak Almanya ile başlamıştı. Daha sonra Hollanda’da oynamıştım. Şimdi Belçika’dayım. İlk başta insan sevdiklerini ve memleketini özlüyor ama Avrupa’daki ülkeler birbirine benzediği için aslında bir yabancılık hissetmiyorum. Eşim bana çok güzel destek oluyor. Belçika’da biraz daha fiziksel mücadeleye dayalı oyun oynandığını en başından beri biliyordum. Geldiğim ilk günden beri fiziksel olarak çok yol kat ettim. Sezon başında iyi bir kamp geçiremesem de sonrasında gelen şansı güzel bir şekilde değerlendirdim. Şu an her şey iyi gidiyor. Umarım böyle devam eder.“BURADA KENDİMİ BULDUM, ÖZGÜVENİMİN ARTTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”Şimdiye kadar takımına 9 maçta 5 gol ve 1 asistle katkı sağladın. Ali Akman, Belçika’da kendini buldu diyebilir miyiz? Bireysel performansınla ilgili neler söylemek istersin? Geçen sene oynayamadığım ve iyi süreler alamadığım için insan kendisine nasıl oynayacağım acaba? diye soruyor. Bir futbolcu için maç oynamamak çok kötü bir duyguymuş. Geçen sene sonuna kadar bu duyguyu yaşadım diyebilirim. Burada da sezon başında oynamıyordum aslında ama gelen şansları iyi değerlendirdikten sonra farklı oluyor. Benim için aslında çok güzel geçiyor ve Belçika’da kendimi buldum. Özgüvenimin de arttığını düşünüyorum. Çünkü bir oyuncu oynadıktan sonra sahada kendi özelliklerini ve yeteneklerini gösterebiliyor. Bundan dolayı çok mutluyum. Gol ve asist kaydetmesem bile ben kendimi öncelikle fiziksel olarak hazırlamaya başlıyorum. Hedeflerimiz her zaman çok iyi yerlerde oynamak. Futbolda fiziksel olarak iyi olmak zorundasınız, yoksa olmuyor yani. O yüzden Dender’ın bana o anlamda çok şey kattığını düşünüyorum. Fiziksel olarak güçlendikçe kendi yeteneklerimi sahaya yansıtabiliyorum. Gollerimin yanında oyun içinde takıma sağladığım katkı da beni çok mutlu ediyor. Onlara da çok özen gösteriyorum. Güzel süre alıp, oynadığım maçlara baktığım zaman beni mutlu eden işler oldu. İnşallah böyle devam edeceğim.“BURSASPOR’DA ÇOK GÜZEL ZAMANLARIM GEÇTİ VE ÇOK GÜZEL MAÇLAR OYNADIM”Bursaspor’daki dönemlerine dönmek istiyorum. Bursaspor döneminde 45 maçta forma giyip 14 gol ve 5 asistle etkileyici bir performansa imza atmıştın. Bursaspor’daki dönemini değerlendirir misin?Kendi memleketimde oynuyordum ve ailem, sevdiklerim yanımdaydı. Kötü sonuçların alındığı zor bir süreç vardı ama yine de kendimi bir şekilde motive etmesini biliyordum. İnsan kendi memleketinde sevdiklerinin olduğu bir yerden niye ayrılmak istesin şartlar bunu gerektirmedikten sonra? Orada çok güzel zamanlarım geçti ve çok güzel maçlar oynadım. Arada Bursaspor’daki maçlarımı izliyorum. Gerçekten çok güzel performans göstermişim. Bir oyuncunun asıl olarak ilk istediği şey sahada olmak. Bursaspor’da şansları da güzel değerlendirdim ve maçlar çok güzel geçiyordu. Beraber altyapıda oynadığımız arkadaşlarımız vardı ve takım çok iyiydi. Sahaya çıktığımızda birbirimizin nasıl oynayacağını biliyorduk. Bu harika bir duyguydu. Altyapıdan beri beraber oynadığımız arkadaşlarla maç kazanmak bana bambaşka duygular hissettiriyordu. Çünkü çıkıp profesyonel bir maçta oynamanın hayali kuruyorduk. Bunlar çok önemli faktörler. Altyapıda maçlarımız çok farklı skorlarla bitiyordu. Çünkü altyapı olarak iyiydik. Kimi zaman gol atmadığım için mutlu olmadığım maçlar oluyordu. Kendi kendime, ‘Bu maçta da gol atamadık, iyi oynayamadım. Biz nasıl futbolcu olacağız?’ diye bir düşünceye giriyordum. Kendimi hep bir şekilde çok geliştirmek istiyordum. Şimdi futbolcu olduğunda bir sürü şeyle mücadele ediyorsun. Mental anlamda güçlü olmak zorundasın. Onun için kendi düşünceme göre Bursaspor dönemi çok güzeldi ama işte şartlar bazen bunu gerektirebiliyor.“OZAN KABAK, ‘ALİ, ALMANLARIN TRANSFERLERİ BOŞUNA OLMAZ’ DEDİ”Bursaspor’daki performansının ardından Eintracht Frankfurt’a transfer olmuştun. Hangi faktörler transfer tercihinde etkili oldu? Ben ilk olarak gerçekten oynayacağım bir kulübe gitmek istiyordum. O zamanlar benimle ilgilenen Belçika’dan bir takım vardı ve çok ciddilerdi. Ama Eintracht Frankfurt’a baktığın zaman orasının çok farklı bir seviye olduğunu biliyorsun. Belçika’ya gelmek o dönem bana daha mantıklı geliyordu çünkü beni oynatacaklarına dair çok istekli bir kulüptü. Eintracht Frankfurt’un o dönemki antrenörü Adi Hütter, sportif direktörü ise Fredi Bobic’ti. Onların istekleri beni etkilemişti. O zamanlar Ozan Kabak da Almanya’da oynuyordu. Ozan Kabak bana, ‘Ali, Almanların transferleri boşuna olmaz. Bence öyle bir düşünceye girme’ dedi. Orası çok büyük bir kulüp olduğu için oraya gelen oyuncular farklı seviyelerdeydi. Ben oraya ne kadar hazırım? düşüncesiyle hareket ediyordum. Çünkü birçok kulüp vardı ve konuşuluyordu. Sonra güzel bir şans geleceğini ve iyi geçeceğini düşündüm. Beni geliştirmeye yönelik hareket edeceklerini düşündüm. Bunu Alman kulüplerinin çok yaptığını biliyordum. Sonrasında teknik direktör ve sportif direktörün gitmesiyle kulüp bambaşka bir yapılanmaya gitti. Eintracht Frankfurt’ta işler istediğim gibi gitmedi. Orada yarım sezon oynama iznim yoktu. İlk sürecimden sonra hazırlık dönemim gibi bir şey vardı. Daha sonra Hollanda’ya gittim. Hollanda’ya gitmek, benim için mükemmeldi. Çünkü çok istiyordum ve önümde Enes Ünal Ağabey gibi örnekler vardı. O da gidip oralarda oynamıştı. Hollanda Ligi, maçların bol gollü geçtiği ve forvetlerin geliştiği bir ligdi. Ben orada hem mental hem de oyun anlamında çok yol kat ettim diye düşünüyorum. Çok güzeldi ve orada fiziksel anlamda kendimi çok iyi hissediyordum. Ondan sonrası tabii devam etmeyince bunu noktaya geliniyor. Enes Ağabeyi arada arayıp soru soruyordum. Çünkü o da aynı yollardan geçmişti. Şu an çok başarılı oldu. Kaç senedir Avrupa’da oynuyor ve şimdi de Getafe’de. Bana en mantıklı cevabı verecek ve beni en iyi yönlendirecek kişi Enes Ağabeydi.“MANCHESTER CİTY’E ‘TAMAM’ DEDİM AMA ERTESİ GÜN UYANDIĞIMDA…”O dönem Süper Lig ve diğer Avrupa takımlarının da ilgisi olmuş, ismin Valencia ve Manchester City’le de anılmıştı. Gelen transfer tekliflerinden bahseder misin?Eintracht Frankfurt’a imza atmadan önce Manchester City benim kafama çok uyuyordu. İnsan orayı bir istiyor aslında. Ben Manchester City’e ‘tamam’ demiştim aslında. Sonrasında işin olmasını bekliyoruz. Ertesi gün uyandığımda Eintracht Frankfurt’a gitmenin daha mantıklı olacağını düşündüm. Bu konuda Ozan ve Enes ağabeylerin de fikrini almıştım. Bunun üzerinden 3 sene geçti. Artık önümüze bakma zamanı. Benim şu an Belçika’da olan serüvenim belki de riskliydi. Çünkü yeni bir yere gidip oynamak hiçbir şekilde kolay değil. Şansları iyi değerlendirmeniz gerekiyor. En başında benim için çok zor bir süreçti. Çok şükür şu an güzel gidiyor. Böyle devam etmek tek istediğimdir. O dönem Fenerbahçe ve Galatasaray’la da konuşuldu. Çok güzel bir şekilde oturup konuştuk. Olmadı yani aslında. Benim çünkü ilk düşüncem Avrupa’da oynamaktı. Onlar da anlayışla karşıladı. Benim Avrupa hayalim vardı.“ADİ HÜTTER’İN TAKIMDAN AYRILMASI EİNTRACHT FRANKFURT’TAKİ GELECEĞİMİ ETKİLEDİ”Eintracht Frankfurt’taki dönemin hakkında ne düşünüyorsun? O dönem Eintracht Frankfurt’ta teknik direktörün olan Adi Hütter’in takımdan ayrılması senin oradaki geleceğini etkiledi mi? Tabii ki de etkiledi. Beni en çok isteyen kişi Adi Hütter’di. O gittiğinde yeni hoca gelmişti. Yeni gelen hocanın kendi planları oluyor ve kendi istediği genç oyunculara yatırım yapıyor. Sportif direktörün de değişmesiyle yeni bir yapılanmaya giden bir kulübün içinde değişiklikler oldu. Bunlar beni tabii ki de etkiledi ama bu bir bahane değil. Böyle olması gerekiyormuş ve bunlar yaşanacakmış. Eintracht Frankfurt, çok güzel bir kulüp ve çok büyük bir camiaydı. Bunların hepsine tecrübe olarak bakıyorum. Bu konuda hiçbir pişmanlığım olmadı.“ROGİER MEİJER’LE ÇALIŞTIĞIM İÇİN KENDİMİ ÇOK ŞANSLI HİSSEDİYORUM”Frankfurt seni ilk yılında NEC Nijmegen’e kiraladı. Nijmegen’de sezona iyi başladın, puanı getiren goller attın. O dönem ayın en iyi genç oyuncusuna verilen “Johan Cruyff Yetenek Ödülü”nü kazandın. Hollanda deneyiminden bahseder misin?Hollanda deneyimim gerçekten çok güzeldi. Orada teknik direktör Rogier Meijer vardı. Onunla çalıştığım için aslında kendimi şanslı hissediyorum. Meijer, bir genç oyuncuya ne kadar yardım edilmesi gerekiyorsa ediyordu. Bana çok yardımcı oldu, kendisiyle hala konuşuyorum. Size destek olan hocaların olması çok güzel bir duyguydu. Oyuncuların sergilediği performansta hocaların çok etkisi oluyor. Hocana güvendiğin zaman işler daha farklı oluyor. Genel olarak Hollanda’da maçlar çok keyifli geçiyordu. Kazanma arzusu da çok vardı. Çünkü orası aslında çok genç oyunculardan kurulu bir ligdi. Genel olarak orada bir mücadele vardı. Orada genç oyuncuların birbirleriyle olan mücadelesi çok önemliydi. Oradayken sezona iyi başladım ama sonrasında gollerime çok devam edemedim. Yine de orada güzel maçlar oynadım. Genelde maçlarda nasıl oynadığıma bakıyordum. Tabii ki performans olarak daha iyi olabilirdim. Her zaman futbolcu olarak onu hedefliyordum. NEC Nijmegen de tecrübe oldu benim için. Orası benim için çok doğru bir karardı.“LAUTARO MARTİNEZ VE AGUERO’YU ÖRNEK ALIYORUM”Teknik ve mantalite açısından örnek aldığınız bir futbolcu var mı? Ayrıca kariyer hedefin olarak ne söylemek istersin? Bir gün yeniden forma giymeyi hedeflediğin bir lig var mı?Lautaro Martinez’i örnek alıyorum. Inter maçları olduğunda izlemek istiyorum. Hem kısa boylu forvet olması hem de oyun tarzı çok hoşuma gidiyor. Örnek aldığım diğer oyuncu olarak Kun Aguero’yu söylemek istiyorum. Çünkü ben onlara özellikle fiziksel olarak daha yakın olabilirim. Onlar çok üst düzeyde bir oyuncular ama o tarz oyunculardan da çok şey öğrenebiliyorsun. Bir gün İspanya’da oynamak istiyorum. Bunu daha önce de söylemiştim. Ayrıca Bundesliga’da da oynamak isterim. Orası da zor bir lig. Orada da bir gün şansımı denemek isterim yani. İnşallah nasip olursa İspanya veya Almanya’da oynarım.“SEMİH KILIÇSOY, ASLINDA ORADA HEP VARDI. NEDEN SÜRE ALMADI?”Beşiktaş’ın 18 yaşındaki genç golcüsü Semih Kılıçsoy, son haftaların parlayan ismi oldu. Semih, güçlü fiziği ve iyi bitiriciliğiyle kendisine verilen şansı iyi değerlendiren oyunculardan. Avrupa deneyimi olan genç bir isim olarak Semih hakkında bir değerlendirme yapmak ister misin?Semih, şu an Türkiye’nin en büyük camialarından birinde oynuyor. O şansların gelmesi bence onun adına harika bir şey. Bu şansları böyle değerlendirmeye devam etsin. Semih, aslında orada hep vardı ama o da Bursaspor’daki birçok arkadaşım gibi süre almadı. Neden süre almadı? Çünkü kulüp gerçekten kötü durumda değildi belki de. Ben yaşadıklarımı söylüyorum. Semih’in şu anki performansına ve oyun içinde neler yaptığına bakacak olursak çok iyi oynuyor. Bu değerler aslında hep var aslında. Bizim ülkemizde gençlere biraz daha şans verilmesi konusunda sıkıntı yaşayabiliyoruz. Bunu biz de yaşadık. Bizim genç jenerasyonun oynadığı dönem biz neden oynadık bunu biliyor musunuz? Çünkü başka oyuncu yoktu. Bazı imkansızlıklar birçok şeyleri bu noktaya getirebiliyor. Semih’in adına seviniyorum. Beşiktaş gibi bir camiada oynuyorsanız bence orada devam etmeye bakmalısınız. İşler iyi gidince 5 büyük ligden teklif gelirse onları da değerlendirmesi lazım ama şu an onun için çok güzel giden bir süreç var. Ona konsantre olması onun için en güzeli bence.“BENİM İLK İSTEĞİM A MİLLİ TAKIM FORMASI GİYMEKTİR, İNŞALLAH NASİP OLUR”10 kez Ümit Milli Takım formasını terlettin. A Milli Takım forması hayalinle ilgili neler söylemek istersin? Ayrıca A Milli Takımımızın EURO 2024’teki şansı hakkında ne düşünüyorsun?Benim ilk isteğim A Milli Takım forması giymektir. Bence bir Türk futbolcunun her şeyden önce ilk isteğinin bu olması lazım. İnşallah nasip olur. A Milli Takım, şu an çok iyi. Zaten çok kaliteli bir oyuncu kadrosu var. Alınan skorlar da bunu gösteriyor. Kendi adıma da performansımı en üst seviyeye çıkarıp, kademeleri geçerek oraya varabilirim inşallah. A Milli Takım forması, bir Türk futbolcunun en çok isteyeceği şeydir. İnşallah bize de nasip olur. Oradaki ağabeylerime ve arkadaşlarıma da başarılar diliyorum. Ay-yıldızı ve bizi çok güzel temsil ediyorlar. İnşallah böyle devam ederler.