Andavala anlatır gibi anlattık ama olmadı! ‘Tar tar tar’ konuştu

Hikmet Genç, Türkiye’nin savunma projeleri ve özellikle “Çelik Kubbe” üzerine yapılan eleştirilere sert bir dille tepki gösterdi. Akşam gazetesi yazarı Genç, Türkiye’nin kendi savunma sistemlerini geliştirmesini eleştirenlere karşı, bu projelerin ülkenin güvenliği için hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. S-400’lere karşı yapılan eleştirilerin de aynı şekilde temelsiz olduğunu belirten Genç, bu tür eleştirilerin iç ve dış düşmanlar tarafından yapıldığını söyledi. Hikmet Genç, şunları kaydetti: “Tamam, ülke adına yaşanan hiçbir olumlu gelişmeden mutlu olamıyorsunuzdur. Hatta size koyuyordur… Tamam anladık siz hastasınız, mazur görmemiz lazım da, nereye kadar arkadaş? Türkiye kendi füze savunma sistemini kuruyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Adı; “Çelik Kubbe” Alçak irtifadan yüksek irtifaya” ve “kısa menzilden uzun menzile” kadar gelecek füze tehditlerine karşı bizi koruyacak. Ortadoğu yangın yeri. Kuzeyde Rusya-Ukrayna savaşı. Sıcak çatışmaların ortasındayız. Siyonist katil sürüsü Gazze’de soykırıma devam ediyor. Terör örgütleri sınırımızın dibinde. “Müttefiklerimiz” onları besliyor. 3’üncü Dünya Savaşı senaryoları konuşuluyor. Çelik Kubbe tüm tehditlere karşı hava sahamızın tamamını kapsayacak bir “güvenlik şemsiyesi.” Ama bunu da beğenmediler. Hatta rahatsız oldular. Bir; düşmanlar.., iki; içimizdeki manyaklar. Yani Amerikan oğlanları! Mesele döndü dolaştı yine S400’lere geldi. Hani ABD’nin ve içimizdeki oğlanlarının karşı çıktığı füzeler. En ihtiyacımız olduğu sırada muvakkaten verdikleri ‘Patriot’ları bizden geri aldılar. Tüm NATO üyelerine satıyorlar. Biz talep ettik, ama bize satmadılar. Biz de Ruslardan satın aldık. Özeti budur. Başta Bay Kemal karşı çıkmıştı. “Kime karşı kullanacaksınız? Yunanistan’a karşı mı kullanacaksınız? Suriye’ye mi, İran’a mı karşı mı kullanacaksınız?” diye sormuştu. Hadi onun mazereti var, ‘kime karşı kullanılacağını’ bilmiyordu diyelim!? Ama birçok andaval, ‘aldınız hani nerede?.., niye kullanmadınız’ diye sordu. Bir diğeri, ‘kullanamadılar, bak depoya kaldırdılar’ dedi. “Fişini bile takamazlar” diyen bir dangalak vardı, o da CHP’nin tarafsız gazetecisi ve kanaat önderi! Andavala anlatır gibi anlattık. Bu savunma füzesi S400, havadan bir tehdit algıladığında harekete geçiyor. Canın sıkıldığında ‘hadi bir tane sallayım’ dediğin bi’şey değil. Bataryalar farklı bölgelere konuşlandırıldı. Nerede olduklarını ve hangilerinin aktif olduğunu davul zurna ile haber mi verecekti Savunma Bakanlığı? Ve ‘almamalıydık, S-400’lerin ambalajını dahi açamayız’ diyen duayen konuştu. Hani 5. nesil milli muharip uçağımız Kaan’ı yorumlamıştı. “Tar tarr tarr gidiyor, motoru mu var? Arkadan mı itiyorlar? Yerden daha 10 santim kalkmamış. Hayal satmayın…” diyen duayen postalcıdan söz ediyorum. “Yerden daha 10 santim kalkmamış” demişti. Biz de ona “çok tahrik ettin, bak kalktı!..” demiştik! Şimdi de “madem çelik kubbe yapıyorsun ne gerek vardı S-400’lere” diyor. “Ben almayın demiştim” diyor. Yukarıda anlattık. Kendi savunma sistemimizi geliştirip yapana kadar S-400’leri konuşlandırdık. Yaklaşık 5 yıl. (Bu arada teknoloji transferi diye bi’şey olduğunu da hatırlatalım.) Ama duayen postalcı hala ‘niye aldık ki?’ diyor. Diyecek bi’şey yok. Onun da hakkından Bay Kemal geliyor!.. Sonra; ‘tar tar tar..,’ oluyor!..”