Aşağılık ruhsuz Acem makinası bunlar! “İran” sözleri resmen şok etti
Yusuf Kaplan, İslam medeniyetinin karşılaştığı tehlikeleri ve İran’ın rolünü ele aldı. Kaplan, İran’ın Şii yayılmacılığı üzerinden İslam dünyasında büyük bir tehlike oluşturduğunu söyledi. Osmanlı’nın çöküşü sonrası İran’ın bölgedeki etkisinin arttığını belirten Yeni Şafak gazetesi yazarı Kaplan, Sünni İslam’ın bu süreçte korunması gerektiğini vurguladı. Kaplan, İslam dünyasının bu tehlikeye karşı uyanık olması gerektiğini ifade ettiği yazısında şunları kaydetti: “İslâm’ın alacağı şekil dünyanın nereye gideceğini ve alacağı şekli belirleyecek. Türkiye’nin alacağı şekil de İslâm’ı nasıl bir geleceğin beklediğini belirleyecek. Dünya tarihini bin yıl biz yaptık. Ama iki asırdır yaşadığımız medeniyet krizinden ötürü tarihten uzaklaştırılmış olduk.
ÖNE ÇIKAN VİDEO İslâm Türkiye’nin omurgasını ve ruhunu belirleyecek konuma yükselirse bu coğrafyanın kaderini de, bölgenin kaderini de biz belirleriz; dünyanın kaderinin belirlenmesinde de kilit rol oynarız. OSMANLI TU KAKA, İRAN YERE GÖĞE SIĞDIRILAMIYOR! İşte İslâm ülkemizin ve medeniyet coğrafyamızın kaderini belirleyecek konuma yükselmesin diye İslâm dünyasını içeriden birbirine düşürecekler. Bu süreç, çoktan başladı ve son hızla sürüyor… O yüzden İran bölgeye yerleştirildi. İran, Şiî yayılmacılığı üzerinden Pers emperyalizmini hortlatmak. Bölgenin Selçuklularla birlikte bin yıldır hâkimi olan Osmanlı’nın parçalanması, Türkiye’nin laik bir cendereye giydirilerek kültürel intiharın eşiğine sürüklenmesi, buna mukabil laik değil Şiî İran’ın önünün açılması aslâ tesadüfî değil. Bin yıllık yeni bir oyun sahneye konuluyor: Osmanlı’dan boşalan yere Şiî İran yerleştiriliyor. Osmanlı’dan laf eden herkes “Yeni-Osmanlıcı” yaftası yerken, Şiâ’nın Sünnî coğrafyanın merkezine yerleştirilmesine kimse gıkını çıkarmıyor; aksine bundan şikâyet eden, bunun İslâm’ın kaderini değiştirmeye matuf büyük bir stratejik oyun olduğunu söyleyen bizim gibi insanlar içimizdeki İrancılar tarafından linç ediliyor! İnanılır gibi değil gerçekten. ARTIK DÜŞMANIMIZ BATI OLMAYACAK! Bunun mezhepçilik, ırkçılıkla, benmerkezcilikle filan alakası yok, elbette ki. Bir vakıâ bu. Tarihî ve sosyal bir vâkıâ. Tarihselliğe indirgediğim düşünülebilir. Öyle bir şey sözkonusu olamaz. Bu bir hakikattir, bu hakikatin tarihî olarak, sosyolojik ve kültürel olarak da tezâhür ettiğini, hayat bulduğunu söylemek bile gerekmiyor ama demek ki bazen söylemeden de olmuyor. Hem omurgayı çökertmek hem ruhu bitirmek istiyorlar: Omurga da, ruh da Ehl-i Sünnet’tir. O yüzden İslâm’ın omurgasını çökertmek ve ruhunu yok etmek için İran’ı palazlandırdılar. Nükleer güç yaptılar. Artık bizi birbirimizle boğuşturacak bir düzen kuruyorlar. Artık düşmanımız Batı olmayacak. Biz birbirimize düşman edileceğiz. İran durdurulmalı! Derhal doğal sınırlarına çekilmeli! Yoksa İslâm’ın bundan sonraki tarihi kanla yazılacak hem de birbirleriyle boğuşturulacak olan Müslümanların kanlarıyla! Eğer İran nükleer güç olmasına göz yumulursa, İslâm dünyasını kafasına vura vura köleleştirecek İran! Batılılar değil, İran! İran, İslâm dünyasının merkez coğrafyasından uzaklaştırılmalı! Irak, Şiilerin kontrolünde! Şimdi umarım daha iyi anlıyorsunuzdur Irak-İran savaşının neden çıkarıldığını! Irak herhangi bir yer değil! EHL-İ SÜNNET’İN KURUCUSU İMAMI AZAM, ŞİA’NIN ESARETİ ALTINDA! Ehl-i Sünnet’in kurucusu, en büyün imamı İmamı Azam Ebu Hanife (ra) Şia’nın esareti altında! Sünnîliğin kök-tarihi -Kûfe, Basra gibi kurucu Sünnî şehirleri başta olmak üzere- yerle bir ediliyor! Kimsenin kılı kıpırdamıyor! Bu iki milyara yakın Sünnî Müslüman, köle mi? Evet köle! Bugüne kadar Batılıların kölesiydi, bugünden sonra Pers emperyalizminin kölesi olacaklar! İsrail köpeği ile Pers alçağı el ele vererek İslâm’ın merkez coğrafyasından Sünnî Müslümanları, tarihlerini, izlerini silecekler! Sünnîliğin kalesi Osmanlı bunun için çökertildi. Arnold Toynbee ve Bernard Lewis gibi adamlar İngiliz-Yahudi aklına Ehl-i Sünnet akîdesi çökertildiği zaman, İslâm’ın yeniden dünyaya hâkim olmasının mümkün olamayacağını, Batılıların dünya üzerindeki hegemonyasına direnecek yegâne gücün böylelikle tasfiye edilmesinin gerçek olacağını yazıp çizdiler, bunların projelendirilmesi çalışmalarını yürüttüler açık veya örtük şekillerde. Sünnîliğin kalesi Osmanlı’nın çökertmesiyle Ehl-i Sünnet omurga çökertildi ve İslâm medeniyeti tasfiye edildi. Şimdi büyük oyunun ikinci aşamasına geçildi yaklaşık yarım asırdır: Osmanlı coğrafyasına Şiî İran yerleştiriliyor özene bezene adım adım… Üstelik de İran’ın hem mağdur duruma düşmesi sağlanıyor hem de emperyalistlere arada bir “bağırıp çağırdığı için” mazlum Müslümanların hâmisi konumuna yerleştiriyor İran! O yüzden bundan sonraki süreçte laik Türkiye olabildiği ölçüde güçlendirilecek, Türkiye’nin laikleşme ve açıkça İslâm’ı terketme süreci eğitimde, kültürde, siyasette, ahlâkta, sosyal hayatta güçlendirilecek, buna mukabil İran’ın Şiî İslâm’ını özellikle de İran’daki, Azerbaycan’daki Türkler arasında güçlendirmesi, pekiştirmesi stratejisi güç kazanacak (dînî liderin, cumhurbaşkanının özellikle Türklerden seçilmesi hep bu zeki acem stratejisinin eseridir). Böylelikle Sünnîlik üzerinden İslâm’ın özünü, ruhunu ve omurgasını koruyan Türkler bir yandan hızla Şiîleştirilecek, Farslaştırılacak, asimile edilecek öte yandan da Türklerin, İslâm’ın (Sünnîliğin omurgasını ve ruhunu oluşturduğu İslâm’ın) koruyucusu olma rolleri yok edilecek… İslâm’ın kaderini değiştirecek, orta ve uzun vadede Müslümanları birbirine düşürerek İslâm dünyasını bu şekilde kana bulayacak çok büyük bir Acem oyununun sahne almasını ve hızla mesafe katetmesini başardı İngiliz-Yahudi aklı! Ben Müslümanların tarih yapma iradesi ve ruhu demek olan Ehl-i Sünnet’in koruyucusu Osmanlı’nın neden tasfiye edildiğini ve Osmanlı coğrafyasına adım adım Şiî İran’ın yerleştirildiğini yazıp söyleyince söylediklerimi kavrama gücü zayıf olduğu için bana tuhaf tuhaf bakan ve daha da ileri giderek vandalca saldıran İran beslemesi kişilere inat ben hakikatleri yazmaya, Ehl- Sünnet’in mezhep değil İslâm’ın omurgası ve ruhu olduğunu yazmaya bu ruhun çökertilmesine karşı zihnen mücadele etmeye devam edeceğimi buraya tarihe not düşüyorum. Aşağılık ruhsuz Acem makinası bunlar!”