Avrupalı liderler, ABD başkanlık seçimlerinde zafer kazanan Donald Trump ile birlikte çalışmak ve birleşik bir cephe oluşturmak konusunda söz verdi.
Ancak FT’ye konuşan üst düzey Avrupalı yetkililer, Trump’ın iktidara dönüşünün olası sonuçlarından duydukları kaygıyı dile getirdi.
Financial Times ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın Avrupa Birliği için ne anlama geldiğini analiz etti
Analizde Avrupa’nın duyduğu endişelerin başında, “ABD’nin Rusya’nın saldırganlığına karşı savunması için Ukrayna’ya askeri yardımı durdurma sözü vermiş olması” geliyor.
Trump, Ukrayna Başbakanı Vladimir Zelenskiy’i ABD’den her döndüğünde cebine milyar dolarlar koymakla ve Batıyı soymakla suçlamıştı.
“SAVAŞI BİTİREBİLİR AMA PUTİN’İN FAYDASINA”
Analizde ayrıca birçok Avrupa başkentinin Trump’ın Kiev’i Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e fayda sağlayacak bir savaşı sona erdirme anlaşmasına zorlayabileceğinden endişe ettiği belirtildi.
“ABD DESTEĞİNİ GERİ ÇEKER” TEHDİDİ
Diğer taraftan Trump’ın savunmaya yeterli harcama yapmayan NATO müttefiklerine ABD desteğini geri çekmekle tehdit etmesinin Avrupa’yı ürküten diğer bir başlık olduğu ifade edildi.
Doalnd Trump 2016- 2020 yılları arasındaki başkanlık döneminde NATO’nun ABD için ağır mali bir yük oluşturduğunu ifade etmişti.
Analizde Trump’ın ekbinin Avrupa ithalatlarına yüzde 20’ye kadar genel tarifeler uygulama planları için kampanya yürüttüğü de hatırlatıldı.
“KORKUYORUM TİCARET KONUSU KÖTÜ OLACAK”
Haberde “Avrupalı diplomatlar çarşamba günü Trump’ın kilit eyaletlerdeki zaferinin büyüklüğü karşısında şaşkınlıklarını dile getirerek hem halk oylarını hem de seçim kurulunu kazanması durumunda Amerika Avrupa’nın öncelikli gündemi olmalı diye düşünüyor” denildi.Trump’ın olası başkanlığına hazırlık amacıyla oluşturulan AB’nin savaş odası görüşmelerinde yer alan üst düzey bir AB yetkilisinin “Korkuyorum. Ticaret konusu kötü olacak. Ukrayna’nın da başı büyük belada.” dediği öne sürüldü.
“TRUMP İKİLİ İLİŞKİLERLE AB’Yİ BÖLEBİLİR”
Brüksel, Berlin ve Paris’teki yetkililer, Trump’ın Avrupa blokunun tamamıyla ilgilenmek yerine ikili anlaşmalar teklif ederek ülkeleri bölmeye çalışacağı yönündeki derin korkular göz önüne alındığında, AB’nin 27 üye ülkesinin birlik içinde kalması gerektiğini vurguladı.
Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüştüğünü ve ikilinin ABD ile iş birliğini sürdürürken aynı zamanda “çıkarlarımızı ve değerlerimizi savunarak bu yeni bağlamda daha birleşik, daha güçlü, daha egemen bir Avrupa için çalışacakları” konusunda mutabık kaldıkları ifade edildi.
SCHOLZ’A NOT: AB BİRBİRİNE YAKIN DURMALI
Scholz, kabinesinden Trump’ın zaferinin ardından gelen temel mesajlardan birinin “AB’nin birbirine yakın durması ve birlik olması gerektiği” olduğunu söyledi.
Alman hükümetinin transatlantik koordinatörü Michael Link, Trump’ın yeniden seçilmesinin hem AB’nin hem de NATO’nun Avrupa ayağının güçlendirilmesi ve bölünmelerden kaçınılması gerektiği anlamına geldiğini belirtti.
“ALMANYA İÇİN BİR MODEL OLABİLİR”
Alman radyosuna konuşan Link, “Trump’ın veya Putin’in ne yapacağını pasif bir şekilde bekleyemeyiz… Daha güçlü olmalıyız. Ve hükümet bunu hemen şimdi yapmalı. ABD’den ne beklediğimizi açıkça ortaya koymalıyız, NATO yükümlülüklerini yerine getirmeli. Ayrıca ABD Ukrayna’dan çekilirse, bu eninde sonunda sadece Çin’e yardımcı olacaktır. Rusya Ukrayna’da kazanırsa, Çin de kazanır.” açıklamasında bulundu.
Aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partisi’nin lideri Alice Weidel, Trump’ın zaferinin Almanya için bir model olabileceğini söyledi. Weidel FT’ye verdiği demeçte “Bu, kitlesel göçe, suça ve ekonomik gerilemeye, başarısız bir iklim ideolojisine, başarısız bir cinsiyet ideolojisine ve savaş politikasına karşı açık bir hamle.” açıklamasında bulundu.
TRUMP DESTEKÇİSİ ORBAN ‘HOŞGÖRÜSÜZ’ İLAN EDİLDİ
FT’nin analizinde Trump’a yakınlığıyla bilinen Macaristan Başbakanı Viktor Orbán için “AB’nin en önde gelen hoşgörüsüz lideri ve Trump destekçisi.” ifadeleri yer aldı ve analize şöyle son verildi:
“Perşembe günü Budapeşte’de başlayacak olan AB’nin 27 liderinin de katılacağı AB zirvesinde Trump’ın yeni başkanlığına nasıl yanıt verileceği tartışmaları hakim olacak.”
