Bakan Bayraktar: Arap ülkeleriyle madenlerde önemli iş birliği alanımız var
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MÜCADELESİ ENERJİ POLİTİKALARINI ŞEKİLLENDİRİYOR”
Bakan Bayraktar, son dönemde iklim değişikliğiyle mücadelenin enerji politikalarını önemli ölçüde şekillendirdiğini anlattı.
Türkiye’nin nüfusunun arttığına, ekonomisi ve sanayisinin büyüdüğüne dikkati çeken Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enerji talebi de her yıl artıyor. Türkiye her yıl yaklaşık 70 milyar dolarlık bir enerji faturası ödüyor. Petrolünün neredeyse yüzde 90’ını, doğal gazının çok yakın bir zamana kadar neredeyse tamamını ithal ederek karşılıyor. Türkiye’nin kalkınmasına bir engel olmadan iklim değişikliğiyle mücadelede göstereceği çabalar enerji politikalarımızı şekillendiriyor. Arz güvenliğini sağlamak, dışa bağımlılığını azaltmak, ithalatı düşürmek ve iklim değişikliğiyle ilgili mücadelesi Türkiye’nin enerji politikalarını şekillendiriyor.”
Bayraktar, Türkiye’nin yenilenebilir enerjide potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu, enerji verimliliği uygulamalarının yaygınlaştırılması çalışmalarına ağırlık verildiğini dile getirdi.
Nükleer enerji hedefinin ise yakında neticeleneceğini vurgulayan Bayraktar, “Türkiye’de yaklaşık 70 yıldır bütün hükümetlerimizin politikalarının öncelikli alanlarından biri nükleer enerji. 2010’dan beri süregelen bir çalışmamız var. Mersin Akkuyu’da yapımı devam eden santral bittiğinde Türkiye’nin elektrik enerjisinin yüzde 10’unu karşılayacak 4 reaktörden oluşan bir santral inşa ediyoruz. Hedefimiz santrali 2028’e kadar devreye almak.” değerlendirmesini yaptı.
Bayraktar, Karadeniz’deki doğal gaz keşfiyle beraber yapılan çalışmalarla hanelerin yüzde 12’sinin doğal gaz ihtiyacının bu gazla karşılandığını, 2028’de mevcut doğal gaz üretiminin 10 katı üretim hedefi bulunduğunu bildirdi.
Gabar’daki petrol üretimine ilişkin bilgi paylaşan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Yaklaşık 1 milyar varillik bir rezervin olduğunu tahmin ettiğimiz bu sahada üretimimiz devam ediyor. Yaklaşık günlük 47 bin varillik üretim var. Bu üretim Türkiye’nin ihtiyacının sadece yüzde 5’ini karşılamaya yetiyor. Üretimi 100 bin, 200 bin varillere çıkaracak bir çalışma içerisindeyiz. Doğal gaz, petrol, nükleer, yenilebilir enerji, enerji verimliliği ama bütün bunları destekleyecek ve en önemli tamamlayacak unsurlardan biri de kritik madenler. Önümüzdeki süreçte bu rezervlerimizi en hızlı şekilde ekonomiye katmak, bu teknolojilerle de sanayimizi geliştirmek ve oralarda sadece ham madde değil, aynı zamanda uç ürün veya nihayet ürünü üretmek istiyoruz. Arap Ligi Devletleri ile kritik madenler ve kritik minerallerle ilgili olarak önemli bir işbirliği imkanı olduğunu düşünüyorum.”