Bakan Tekin: Seçmeli Kürtçe dersinin önünü açtık
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Parti 8’inci Olağan Kongresi’ne katılmak üzere geldiği Batman’da önce valiliği ziyaret etti. Valilik Şeref Defteri’ni imzaladıktan sonra Vali Ekrem Canalp ile bir süre görüşen Bakan Tekin, daha sonra Hatice Nasıroğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen kongreye katıldı. Burada konuşan Bakan Tekin, “Çalmadık kapı bırakmayacağız. Gerçekten de bu önemli şu anda. Çünkü dezenformasyonun had safhada olduğu bir dönemde yaşıyoruz. 2002 öncesi Türkiye, nasıl bir Türkiye’ydi? Şöyle bir gözünüzün önüne getirin. Kürtçeyi bırakın okullarda öğretilmesini, sokakta Kürtçe konuşan kişiye potansiyel bir düşman gözüyle bakıldığı bir Türkiye yaşadık. Bakın, AK Parti iktidarı döneminde okullarda seçmeli Kürtçe dersi koyduk. Özel Kürtçe kurslarının açılmasının önünü açtık, özel okullarda seçmeli Kürtçe dersinin önünü açtık. DEM’li milletvekilleri soruyor. Diyor ki, ‘Açtınız, ama seçilmiyor.’ Niye diyor, ‘Devlet baskı yapıyor seçmeyin’ diye. Kürtçe kurslarına, Kürtçe seçmeli derslerinin açılmasına engel olan bir tane yapı var demek ki o da kendileri. Engel oluyorlar, bu derslerin açılmasına müsaade etmiyorlar. Açtığımız özel öğretim kursları, öğrencisizlikten kapanmak üzere. Sebep bunlar. Mesele Kürtlerin lehine ya da aleyhine olmaması değil, mesele Kürtlerin hükümete ve Sayın Cumhurbaşkanımıza sempati duymasını engellemek. Başka bir kaygıları, başka bir çabaları yok. Merak ediyorum, bunlardan kaç tanesinin toplumsal yaşantısı, hayatı, Kürtlerin toplumsal hayatıyla ve siyasal düşünceleriyle örtüşüyor? Kendi marjinal sol düşüncelerini ‘Kürtlerin haklarını savunuyoruz’ perdesiyle örterek yapıyorlar. Aslında kendi ideolojik perspektiflerini uluslararası arenada başka tür yapılarla, Türkiye’ye düşman olacak başka tür yapılarla entegre etmek için sizleri, samimi, Müslüman kardeşlik hukukuna riayet eden Kürtleri kullanarak, siyaset yapıyorlar. Yaptıkları şey, alenen ve açıkça budur” dedi.’KÜRT ÇOCUKLARINA FAYDA VERDİĞİNİZİ Mİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ’Bakan Tekin, “Üzerinde yaşadığımız coğrafya 72,5 milletin kardeşçe yaşadığı bir coğrafyaydı. Ne zamana kadar, İttihatçılar bu ülkede egemen oluncaya kadar. Benim hayatımdaki en trajik olaylardan bir tanesi, Aybüke öğretmenimizin ve Necmettin öğretmenimizin ki onlarla beraber PKK’nın kaçırdığı öğretmenlerimiz de vardı o dönemde. Onlarla ilgili yaşadığımız süreç. Peki, Kürtlerin, eğitim almasını, yazılımcılar, tıp doktorlarının istiyorsanız; bu okullara gönderdiğimiz öğretmenlere, buralarda yaptığımız okullara gözünüz gibi bakmanız gerekmez mi? Buradaki öğretmen arkadaşlarımızı sıkıntıyla karşı karşıya bırakıp, yaşam tehdidi ile karşı karşıya bırakarak, çukur olaylarında yaşadığımız gibi okullarımızı yakarak, okullarımızı yıkarak, Kürt çocuklarına fayda verdiğinizi mi düşünüyorsunuz? Bir taraftan okullarımızı yakın, öğretmenlerimizi kaçırın öldürün, öbür taraftan da deyin ki, ‘Kürt çocukları eğitim alamıyorlar.’ Arkadaşlar, bu doğru bir politika mıdır? Tutarlı bir politika mıdır? Bunu yapan insanların Kürtlerin haklarını, Kürt çocuklarının geleceğini düşündüğünü söylemek akıl karı bir iş değildir. Bırakın, devlet hizmet etmeye devam etsin. 2002 yılında Batman’da 2 bin 387 tane dersliğimiz varmış. Şu an kaç dersliğimiz var, biliyor musunuz? 7 bin 278. 80 yılda yapılan derslik sayısını 2 katı demiyorum, 3 katına çıkarmışız. 2002 yılında, AK Parti iktidara geldiğinde Batman’da 3 bin 482 tane öğretmenimiz varmış. Şu an kaç öğretmenimiz var? 10 bin 355. O zaman 373 okulumuz varmış, şu an 793 tane okulumuz var” diye konuştu.’EVRENSEL LAİKLİKTEN YANAYIM’Bakan Tekin, şunları kaydetti: “Sizin anladığınız laiklik şu; 1940’lı yılları hatırlayın. Camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kur’an-ı Kerim öğrenmesini yasaklamak. Sizin laiklikten anladığınız şey bu. Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız. O zaman sizin laiklikten anladığınız şey ile benim laiklikten anladığım şey aynı değil. Laiklikten, bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar; dini inanç ve ibadet hürriyetlerinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Evrensel laiklikten yanayım. Sen Türkiye’ye özgü, kendi icat ettiğin bir laiklik kavramını bana dayatıyorsun. Bu olmaz.”