Başkan Erdoğan’dan CHP’ye enerji tepkisi: Karın ağrıları bir türlü geçmedi…
Gün boyunca yapılacak oturumlarda kamu ve özel sektörün üst düzey temsilcileri, uluslararası enerji kuruluşları ve akademisyenler geniş bir yelpazede kıymetli fikirlerini katılımcılarla paylaşacaklar. Enerji sektöründe Türkiye’nin rolü, enerji dönüşümünün finansmanı gibi konuların yanı sıra petrolden doğal gaza, arz güvenliğinden teknolojik gelişmelere birçok başlık inşallah burada mütalaa edilecek. Gerek sabahki oturumlara gerekse bundan sonraki oturumlara ufuk açıcı değerlendirmeleriyle katkı yapan uzmanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Forum vesilesiyle ayrıca ajansımızın hayata geçirdiği enerji terminalinin Türkçe yayınlarının resmi açılışı gerçekleştiriliyor. 2014 yılından bu yana İngilizce faaliyet gösteren enerji terminalinin yıllık yayınladığı 6 binden fazla haberle medya organları ve sektör paydaşları için referans kaynağı haline geldiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Bu başarılı proje dolayısıyla da ajansımızı tebrik ediyorum. Bu tarz vizyoner çalışmaların sayısının artarak devam etmesini diliyorum.
Enerji, ulaştırma ve haberleşme özellikle birlikte kalkınmanın lokomotifidir. Yeterli miktarda kaliteli ve temiz enerjinin uygun fiyatlarla kesintisiz temin edilmesi tüm ülkeler için kritik önemdedir. Yakın tarihte bölgemizde patlak veren krizler, enerji arz güvenliğinin ülke ekonomileri için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Rusya-Ukrayna arasında bininci gününü geride bırakan savaş, özellikle enerji alanında dışa bağımlılığın risklerini göstermiştir. Türkiye, savaşan her iki tarafta kurduğu dengeli ilişkiler sayesinde bu sancılı dönemi en rahat atlatan ülkelerden biri olmuştur. Buna mukabil, Avrupalı dostlarımız savaşın tetiklediği enerji krizini ilk elden hissettiler ve çok ciddi sıkıntılarla karşılaştılar.
Şunu bir defa görmemiz gerektiğini inanıyorum. Her ne kadar günümüzde enerji arzında bir kriz yaşanmıyorsa da enerji arz güvenliğinin temini noktasında her zaman hazırlıklı olmak gerekmektedir. Biz de bu anlayışla enerji politikamızı, çocuklarımızın emaneti olan tabiata zarar vermeden enerji arz güvenliğimizin sağlanması üzerine bina ettik. Enerjide sürdürülebilirliğin sağlanmasına, dışa bağımlılığın azaltılmasına, enerji maliyetlerimizin hafifletilmesine önem veriyoruz. Çünkü biz, etrafımızdaki birçok ülkenin aksine kullandığı enerjinin çoğunu dışarıdan satın almak mecburiyetinde olan bir ülkeyiz.
Bakınız burada fikir vermesi açısından sadece geçen yılki enerji faturamızı sizlerle paylaşmak istiyorum. 2023 yılında ham petrol ve petrol ürünleri ithalatımız 49 milyon tona, doğal gaz ithalatı 50 milyar metreküpe ulaştı. Tüm alımlar için ödediğimiz rakam yaklaşık 70 milyar dolardır. Dış ticaret açığımızın en büyük nedeni sadece bizim için değil, her ülke için ciddi bir tutar olan işte bu enerji faturasıdır. Böyle ağır bir ithalat kalemini sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı ve gelişmeyi sağlamak açık söylüyorum her baba yiğidin harcı değildir. Türkiye zor olanı başarmış ve son 20 yılda senede ortalama yüzde 5,4 oranında büyüyerek farkını ortaya koymuştur. İnşallah önümüzdeki dönemde dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğiz. Türkiye ekonomisi büyüdükçe, nüfusumuz çoğaldıkça, milletimizin refah düzeyi ve sanayileşmemiz arttıkça buna bağlı olarak enerji ihtiyacımız da yıldan yıla artıyor. Ekonomik büyümeden, milletimizin refahından, ülkemizin sanayileşme ve kalkınmasından taviz vermeyeceğimiz üzere elimizin altındaki bütün kaynakları harekete geçirmekten başka bir çıkış yolumuz görünmüyor.