Başkan Erdoğan’dan net terörsüz Türkiye mesajı! Ya o silahlar gönüllü olarak bırakılacak ya da cebren bıraktırılacak
Başkan Erdoğan, Kadir Has Spor Salonu’nda düzenlenen partisinin Kayseri 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Konya’daki açılış programı nedeniyle geciktiğini belirterek, vatandaşlardan kusura bakmamalarını istedi.
“Erciyes Dağı’nda kar eksik olmaz, dostun ocağında kor eksik olmaz, meydanında yiğit, er eksik olmaz. Sen gönlümün sürurusun Kayseri, milletimin gururusun Kayseri” dizelerini okuyan Erdoğan, milletin de gururu olan Kayseri’nin bugün bir kez daha davasına ve partisine sahip çıktığını belirtti.
Başkan Erdoğan, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nde tercihini Cumhur İttifakı’nın gerçek belediyecilik vizyonundan yana kullanan Kayserililere şükranlarını sundu.
“KAYSERİ’YE AŞKLA HİZMET ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Millete hizmet yolculuklarında Kayseri’nin her zaman yanlarında olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: “Azmiyle, emeğiyle, hayır dualarıyla Kayserili kardeşlerimiz desteklerini bizden asla esirgemedi. Kayseri ile omuz omuza yürümekten hep şeref duyduk. Siz bizi mahcup etmediniz, elhamdülillah biz de sizlere mahcup olmadık. Kayseri’ye aşkla hizmet yolundan bir an olsun ayrılmadık. Allah izin verdiği, siz de arkamızda olduğunuz müddetçe Kayseri için üretmeye, Kayseri’ye aşkla hizmet etmeye, sizlerle birlikte milletimizin hizmetkarı olmaya inşallah devam edeceğiz. Son 22 yılda sayısız defa geldiğimiz Kayseri’de bugün de il kongremizi gerçekleştirmek üzere bulunuyoruz. AK Parti Kayseri İl Kongremizin şehrimiz, Türkiye ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dar-ı bekaya irtihal eden yol arkadaşlarımızı rahmetle yad ediyorum. Bu kutlu bayrağı devreden kardeşlerime hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimi iletiyor, bayrağı devralan kardeşlerime başarılar diliyorum.”
(FOTO: AA )
“KARDEŞLİĞİN, DAYANIŞMANIN, HUZURUN, HAKİM OLDUĞU ÖRNEK BİR ŞEHİR”
Erdoğan, Kayseri’nin, imparatorların gözdesi, Selçuklu’nun şaheseri, Dulkadiroğulları’nın otağı, Osmanlı’nın ilim ve irfan merkezi, Cumhuriyetin ticaret ve kültür şehri olduğunu söyledi.
Kayseri’nin sanatın, zanaatın, ticaretin, siyasetin iç içe olduğu başkent karakterini genlerinde yaşatan bir şehir olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Kayseri’ye baktıkça sadece ticareti, sanayisi, turizmi ve tarımıyla büyük bir başarı hikayesi görmüyoruz. Aynı zamanda kardeşliğin, dayanışmanın, huzurun, her köşesine hakim olduğu örnek bir şehir görüyoruz. Kayseri 85 milyon olarak birliğimizin ve dirliğimizin çimentosudur.” ifadelerini kullandı.
“KAYSERİ’Yİ ANLAMAK, TÜRKİYE’Yİ ANLAMAK DEMEKTİR”
Başkan Erdoğan, Kayseri’nin hoşgörünün, uzlaşmanın, farklı kimliklerle güven içinde yan yana yaşamanın şehri olduğunu dile getirdi.
“Kayseri’den birlik çıkar, Kayseri’den devlet kurucuları, devlet başkanları çıkar.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Kayseri’den Hunat Hatun gibi Gevher Nesibe Hatun gibi her biri dünyaya örnek olacak devlet analar çıkar. Kayseri’den Erciyes’i İstanbul’a götürüp, Süleymaniye Camisi olarak inşa eden Mimar Sinan’lar çıkar. Arif Nihat Asya, ‘Dağ parçası kubbeler ufaktan iriden, gel haşmeti seyret ileriden beriden, bir mucize devrinde Sinan, Erciyes’i İstanbul’a dikmiş getirip Kayseri’den’ diyor. Buradan Davud-i Kayseri gibi alimler, Seyrani gibi halk ve Hakk şairleri çıkar. Kayseri, bir ucu Halep’te diğer ucu Gence’de olan Aşık Kerem coğrafyasının kalbidir, merkezidir, nabzının attığı yerdir. Gesi Bağları’ndaki bir tutam gülün her biri gönül coğrafyamızın her dağından, bağından, vadisinden derlenmiş, söz, sevda, türkü olmuş, Kayseri’de koca bir demet haline gelmiştir. Kayseri’yi anlamak, Türkiye’yi anlamak demektir. İşte biz de kökü bin yıllık mazide, gözü atide bir şehir olan Kayseri’den aldığımız ilhamla tüm Türkiye’ye hizmet için koşturuyoruz.”
Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nın inşası yolunda önlerine çıkan engellere aldırmadan kararlılıkla yürüdüklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Hangi adımı atıyorsak emin olun sizinle birlikte 85 milyonun aydınlık geleceği için atıyoruz. Kayserili kardeşlerimin çok sevdiğim bir sözü var. Kayserili der ki, ‘kuru söğütten düdük çıkmaz’. Yani mizacı, fıtratı, tabiatı uygun olmayandan, beklenen ve arzu edilen neticeyi alamazsın. İş yapmak, hizmet üretmek, memleketin dertlerine derman olmak her kişinin değil er kişinin işidir. Bunun da adresi yaklaşık çeyrek asırdır AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır.
“ANA MUHALEFET TİTRE VE KENDİNE GEL”
Muhalefetin Türk siyasetinin kalitesini düşürdüğünü ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: “Ne yöneticilerinde bir ciddiyet var ne de Türkiye’nin ana muhalefet partisi olmanın gerektirdiği olgunluk var. Lakaytlık, ciddiyetsizlik almış başını gidiyor. Siyaset mi yapıyorlar, oyun mu oynuyorlar belli değil. Hadi ülke ve bölgeye dair meselelerde fikriniz yok, bari komiklik yaparak milleti kendinize güldürmeyin. Bari yüzünü ülkemize çevirmiş milyonlarca dostumuzun, kardeşimizin, soydaşımızın umutlarını kırmayın. Bari gayri ciddi söylemlerinizde Türk siyasetinin kalitesini düşürmeyin. Bari ülkenin meselelerinin çözümüne katkı veremiyorsunuz, en azından iktidarımıza ve ittifakımıza gölge etmeyin. Buradan ana muhalefet partisine şunu tavsiye ediyorum, bölgemizde bunca sorun varken, dünyada kritik gelişmeler yaşanırken, küresel siyasette kartlar yeniden karılırken, yani milletimizin gelecek çeyrek asrı, yarım asrı belirlenirken boş işlerle malayani işlerle, artık komik bile olmayan projelerle uğraşmayı bırakın. Ey ana muhalefet titreyin ve kendinize gelin.”
“SURİYE’NİN GÜVENLİK VE HUZURU ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL”
Başkan Erdoğan, Türkiye’nin Suriye ile 911 kilometre sınırı paylaştığını, iki ülke arasında binlerce yıllık tarihi ve beşeri ilişkilerin bulunduğunu dile getirdi.
Suriye’de 8 Aralık 2024 itibarıyla yeni bir döneme girildiğini anımsatan Erdoğan, “Biliyorsunuz birileri yıllarca bize ‘Suriye’den size ne’ dediler. Sanki sınır komşumuz değilmiş gibi, ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var’ dediler. ‘Orta Doğu bataklığı’ ifadesiyle coğrafyamıza kimin penceresinden baktıklarını açıkça ortaya koydular.” ifadelerini kullandı.
Muhalefetin, kendilerine yaptığı eleştirileri binlerce kilometre öteden gelenlere söylemediğini belirten Erdoğan, “Amerika’nın Suriye’de ne işi var demediler. Avrupa’nın Suriye’de ne işi var demediler. Rusya’nın, İran’ın, Suriye’de ne işi var demediler. Dünyanın dört bir yanından yabancı teröristle, YPG saflarında Türkiye’yi tehdit ederken bırakın eleştirmeyi, bir de utanmadan çıktılar ‘YPG bize mi saldıracak’ dediler. Kim dedi bunu? Ana muhalefet. Aslında söyledikleri daha insanlık ve ahlak dışı sözler var da onları burada tekrarlamak istemiyorum.” diye konuştu.
“Benzer cümleleri Libya’daki ve Karabağ’daki kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda da duyduk.” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Türkiye’nin ve kardeşlerimizin çıkarlarını savunmak yerine karşımıza dikilenlerin avukatlığını üstlendiler. Daha acısı, aynı ilkesiz yaklaşıma aylardır Gazze’de yaşanan insanlık trajedisine karşı sesimizi yükselttiğimizde de maruz kaldık.” dedi.
Başkan Erdoğan, ana muhalefetin, geçmişte Bosna’da, bugün Gazze’de ve diğer Filistin şehirlerinde, Suriye’de, Afrika’nın pek çok yerinde insanlığın vicdanına tercüman olan dirayetli duruşa, zalimlerin zehirli diliyle karşı çıktığını dile getirdi.
“Muhalefetin aktörleri, emperyalistlerin kirli oyunlarında figüran olmayı kendi milletlerinin serdengeçtililiğine maalesef tercih etmişlerdir.” diye konuşan Erdoğan, muhalefetin tarihin doğru tarafında yer alma cesaret ve erdemini gösteremediğini söyledi.
“TARİH BİZİ SURİYE KONUSUNDA DA HAKLI ÇIKARDI”
Tarihin Suriye konusunda kendilerini haklı çıkardığını belirten Erdoğan, 61 yıl boyunca halkına yapmadık zulmü bırakmayan Baas rejiminin birkaç gün içinde yıkıldığını, Esad’ın arkasına bile bakmadan Suriye’den kaçtığını kaydetti. Söz konusu dönemde katliamlarda parmağı olanların tek tek hesap verdiğini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocukları, bebekleri, sivilleri, vahşice öldüren caniler, katiller hak ettikleri muameleyi görüyor. Suriye halkı kendi geleceğini bizatihi kendisinin belirleyeceği yeni bir yönetimin inşası yolunda emin adımlarla ilerliyor. Biz de buna gereken her türlü desteği veriyoruz ve vereceğiz. Türkiye olarak amacımız, Suriye’deki tüm terör örgütlerinin suhuletle veya zorla tasfiye edilmesini sağlamaktır. Böylece hem kendi güvenliğimizi garantiye almayı hem de komşumuzun toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve iç barışı önündeki engelleri kaldırmayı hedefliyoruz. Suriye’de eli silahlı bölücü teröristler varlık gösterdiği sürece kendimizi tamamen emniyette hissedemeyiz. Yakın geçmişte DEAŞ tiyatrosuyla Suriye’yi ve bölgemizi cehenneme çevirenler yine aynı tezgahı kurmanın peşindeyse de inşallah bu defa başaramayacaklar. Şunu bir kez daha ifade etmek istiyorum, ülke topraklarının üçte birini ve doğal kaynaklarının önemli bir kısmını işgal altında tutan YPG terör örgütü Suriye’nin güvenlik ve huzuru önündeki en büyük engeldir. Uluslararası konjonktürün değişmesiyle bu terör örgütü üzerinden bölgemizde tasarlanan senaryoların geçerliliği kalmamıştır. Başkalarının ajandalarına hizmet ederken son kullanım tarihleri geçen her yapı gibi bu örgütün de çöpe atılması yakındır. Bundan kaçış, kurtuluş yok.”
“SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİ YALNIZ BIRAKMAMAKTA KARARLIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Orta Doğu’ya bataklık diyen çapsızları mahcup edecek şekilde bölgemizi medeniyetin merkezi haline getirecek atılımların öncülüğünü biz yapıyoruz, AK Parti yapıyor.” dedi.
Orta Doğu’nun doğal zenginlikleriyle kurdukları güvenlik ve refah düzeni sarsılanlara inat tüm insanları kucaklayacaklarını belirten Erdoğan, medeniyeti yeniden yükselteceklerini, bölgenin tamamında barışın ve kardeşliğin hakim olması için mücadeleye hız vereceklerini vurguladı.
Gelecek dönemde bu doğrultuda çok önemli gelişmeleri birlikte yaşayarak göreceklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Hem devlet organizasyonunun yeniden inşası hem ülkenin yeniden imarı konularında Suriyeli kardeşlerimizi yalnız bırakmamakta kararlıyız. Ülkemizdeki Suriyeli muhacilerden kendi evlerine gönüllü ve onurlu olarak dönmek isteyenlere de gerekli kolaylıkları göstereceğiz. Muhalefetin ve insanlıktan nasibini almamış bazı ırkçı vandalların ensar-muhacir kardeşliğine gölge düşürmesine asla izin vermeyeceğiz.”