Bilinçsiz protein tozu kullananlar dikkat! Kilo artışına sebep olabilir
VERİLEN DOZUN ÜZERİNE ÇIKILIRSA OLUMSUZ ETKİLERİ OLABİLİR En çok tercih edilen amino asit takviyelerinden birinin glutamin olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Gençer, “Glutamin, kas ve kanda en çok bulunan amino asittir. Glutamin özellikle gastrointestinal sistem ve immün sistem üzerine etkilidir. Egzersiz ile birlikte inflamasyon düzeyi artar ve ortaya çıkan serbest oksijen radikalleri hücrelere zarar verebilir. Egzersizden iki saat önce alınan glutaminin bu durumu gastrointestinal sistemde hücreler arasındaki protein yapıdaki bağı güçlendirerek ve zararlı maddelerin kana karışmasını azaltarak önlediği gösterilmiştir. Ancak protein tozu kullanırken doz ve içerik açısından dikkatli olunmalıdır. İhtiyaçtan fazla tüketildiğinde proteinler yağa dönüşerek kilo artışına sebep olabilir. Fazla protein tozu tüketildiğinde böbrekler proteinlerin parçalanması sonucu bu atık ürünleri filtre etmek ve vücuttan uzaklaştırmak için daha çok çalışmak zorunda kalır. Bu durum özellikle böbrek hastalarında mevcut durumun daha da kötüleşmesine neden olabilir. Bu bileşikler vücuttan idrar ile uzaklaştırıldığı için fazla idrar çıkışına yani susuz kalmaya neden olabilir. Fazla protein tüketimi, eklemlerde şiddetli ağrı ve iltihap ile seyreden gut hastalığına neden olabilir” ifadelerini kullandı.YANLIŞ ÜRÜN KELLİĞE YOL AÇABİLİR Protein tozunun kullanımı sırasında telafisi olmayan hasarlara değinen Dr. Öğr. Üyesi Gençer, açıklamalarını şu şekilde sonlandırdı: “Protein tozu kullanırken dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise içeriktir. Dallı zincirli amino asitlerden özellikle lösinden ve inflamasyon azaltıcı etkisi ile glutaminden zengin protein tozlarını kullanmak mantıklı olacaktır. Günümüzde fayda sağlayacak içerikte ürünler bulmaktan daha önemli bir şey varsa bu da zarar vermeyecek içerikte ürünler bulmaktır. Bu takviyeler üzerinde yapılan çalışmalar çok sayıda ürünün yasaklı madde olarak nitelendirilen pro-hormonlar -anabolik steroidler- içerdiğini göstermiştir. 2004’te 13 farklı ülkeden 215 üreticiden elde edilen 633 besin takviyesinin içerikleri incelenmiş ve iddia ettikleri etiket içerikleri ile karşılaştırılmıştır. 633 besin takviyesinden 94’ünde pro-hormon tespit edilmiştir. Günümüzde bu tarz ürünlerin üretiminin çok daha fazla olduğu, geniş marka seçeneği ve internet aracılığı ile temin edilebilme imkânı gibi faktörler düşünülürse oranların daha yüksek olduğu öngörülebilir. Dolayısı ile en doğru yaklaşım doktorunuza ve eczacınıza danışarak güvenilir markaların takviyelerini kullanmak olacaktır. Aksi durumda telafisi mümkün olmayan hasarlara yol açabilir. Bu sorunların başlıcaları arasında kellik, cilt sorunları, sertleşme bozuklukları, kısırlık ve pıhtılaşma eğiliminde artış sayılabilir.”