‘Bir Başarı Hikâyesi: “Kalkınma Yolu Projesi”‘

0

SDAV Başkanı Sinan Tavukcu’nun yayınladığı işte o analiz;  22 Nisan 2024 tarihinde Bağdat’ta Irak, Türkiye, Katar ve BAE arasında imzalanan Kalkınma Yolu Projesi’nde İş Birliğine İlişkin 4’lü Mutabakat Zaptı ile Ortadoğu coğrafyasında küresel etkileri olacak yeni bir dönem başlamış oldu. Kalkınma Yolu, ilk başta “Kuru Kanal” adıyla Ortadoğu’nun en büyük limanı olarak tasarlanan, Irak’ın Al-Faw Limanı’ndan başlayan 1200 kilometre uzunlukta, kargo taşıyan kamyonlar için karayolu ve çift demiryolu hattını içeren ve Türkiye sınırında Ovaköy’e vasıl olup oradan Mersin Limanı’na, ardından İstanbul ve Avrupa’ya erişim sağlayacak bir güzergâh olarak ortaya çıktı. Irak kısmının 17 milyar dolara mal olacağı hesaplanan projede yer alan Al-Faw Limanı’nın 2025 yılında faaliyete geçmesi ve 2038 yılında hattın tam kapasiteyle ulaşması öngörülüyor. Al-Faw, Basra Körfezi’ndeki birçok limandan ve Süveyş Kanalı’ndan daha derin inşa edildiği için büyük yük gemilerini barındırma kapasitesine sahip olacak. Taşımacılık ağı tam kapasiteye kavuştuğunda, yıllık yaklaşık 4 milyar dolar gelir getireceği tahmin ediliyor. Milli geliri büyük ölçüde petrole bağlı olan Irak için Kalkınma Yolu, ülkenin gelir kaynaklarını çeşitlendirmesi ve petrole bağımlı olmaktan uzaklaşması bakımından hayati önem taşıyor. Bu proje; ekonomik, stratejik, lojistik, siyasi boyutları başta olmak üzere pek çok yönden ele alınmaktadır. Ancak, Kalkınma Yolu’nun hayata geçirilmesinin bir başarı hikâyesi olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır. Yazımızda bu hususa işaret edilmeye çalışılmıştır.
ÖNE ÇIKAN VİDEO Zira, Irak’ın öncülüğünde yol alan Kalkınma Yolu Projesi’ne pek çok uzman ve analist (mutabakat imzalanana kadar) başarı şansı tanımıyordu. Kendilerine göre haklı sayılabilecek pek çok sebepleri de vardı. En başta; ABD işgalinden bu yana devlet otoritesini kaybetmiş, ABD ve İran’ın müdahaleleri altında toprakları üzerinde kontrolünü ve egemenliğini yitirmiş, etnik ve mezhep ayrımıyla parçalanmış istikrarsız ülkede böyle büyük bir yatırım kararına dair iradenin ortaya çıkabileceği beklenmiyordu. Öte yandan, ülkenin iç sıkıntıları dışında küresel ve bölgesel güçlerin jeoekonomik- jeopolitik rekabeti, lojistik hatlar üzerinde bloklaşmaların ortaya çıkması, Irak üzerinde hegemonyasını devam ettirmek isteyen güçlerin bu önemli projeyi engellemek için gösterdiği çabaları da hesaba katmak gerekiyor. Özellikle, Irak’ın kendi ayakları üzerinde durmasını çıkarlarına uygun bulmayan ABD ve İran’ın projeyi sabote etme imkanları yüksekti. PKK, İŞİD, İran yanlısı silahlı Şii grupların yaratabileceği güvensizlik, projeyi bu seviyeye gelmeden akamete uğratabilirdi. Türkiye’nin Irak sınırının tamamı Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin kontrolünde idi ve Erbil, Ovaköy’de açılacak yeni sınır kapısının Habur Sınır Kapısı’na olan ihtiyacı azaltacağı kaygısıyla projeye olumlu bakmıyordu. En önemli sorulardan birisi de, projenin Irak kısmında 17 milyar doları bulan finansman ihtiyacının nasıl sağlanacağı idi. Acımasız iç siyasi rekabet, güvenlik, finansman ve fizibilite zorluklarının yanı sıra, yolsuzluğun yaygınlığı, petrole dayalı rant ekonomisinden faydalanan geniş bir siyasi elitin mevcudiyeti, işsizlik, yoksulluk, yıllardır devam eden iç çatışmalardan muzdarip Irak için Kalkınma Yolu’nun hayata geçirilmesi gerçekten çok büyük bir başarıydı. Bu başarıda eski başbakan Mustafa el-Kazimi ile mevcut başbakan Muhammed Şiya es-Sudani’nin payı büyüktü. Elbette bu başarıda en büyük pay, Irak’ın bütünlüğünü ve devlet otoritesini koruyarak ayağa kalkmasına önem veren, projeye paydaş ve finansman bulan proje ortağı Türkiye’ye aitti. Projenin güvenliğini sağlamak için Irak ile ortak harekât merkezi kurulmasını da üstlenmişti. Şimdi yıllar itibariyle Kalkınma Yolu’nun hikâyesini anlatmaya çalışalım. 2005 Basra Körfezi’nden Türkiye’ye uzanan Kalkınma Yolu Projesi ilk olarak “Kuru Kanal” (The Dry Canal Project)  adıyla 2005 yılında gündeme gelmişti. Basra yerel yönetimi, Faw Yarımadası’nda bölgenin en büyük limanını inşa etmeyi merkezi hükümete teklif etmişti. Ancak, 2003’te ABD işgali ile başlayan dönemden 2009’a kadar süreçte bir yandan ABD ordusuna karşı gösterilen direniş, diğer taraftan Şii-Sünni-Kürt silahlı gruplar arasındaki çatışmalardan dolayı yüzbinlerce kişi öldü, yaralandı.  Irak hükümetinin kalkınma projelerine bakacak mecali yoktu. 2010 2010 Nisan ayına gelindiğinde Irak Ulaştırma Bakanlığı yıllık 99 milyon ton kapasiteli Al-Faw büyük liman ve devasa konteyner terminalini içeren projesini duyurarak limanı Suriye ve Türkiye’ye bağlayacak bir demir yolu inşaatı yapımı için yatırım tekliflerini kabul ettiğini ilan etti. Kalkınma Yolu 2014 2014 yılında Irak Hükümeti Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği, proje için 40 bin dönüm alanı tahsis etti. 2015 2015 yılında Pakistan’ın Gwadar Limanı’nın Çin tarafından geliştirilip kiralanmasıyla Kuru Kanal projesi Çin İpek yolu için de en kısa alternatif güzergâh olarak dikkate alınmaya başlandı. Kuşak ve Yol Girişimi(BRİ)’nin en önemli hattı olan “Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru” (CPEC) projesinin Basra Körfezi’ni kullanmayı tercih etmesi ile Gwadar’a ulaşan Çin malları, Süveyş Kanalı’ndan geçerek deniz yoluyla Avrupa’ya ulaşmak yerine Kuru Kanal’dan çok daha kısa sürede ve daha düşük maliyetle Avrupa’ya varabilecekti. Iraklı yetkililer, Kuru Kanal’ın Asya ile Avrupa arasındaki ticareti artıracağını ve Çin’in Şangay limanı ile Hollanda’nın Rotterdam limanı arasındaki mal taşıma süresini otuz üç günden on beş güne indireceğini söylüyordu. Zaten, 2010 yılının sonunda Çin-Körfez İşbirliği Konseyi Stratejik Diyaloğu kurulmuştu ve Çin bölgeye doğrudan yatırım yapıyordu. 2018 Ülkedeki ihale ve sözleşme süreçlerini bozan büyük yolsuzluklar, rakip siyasi parti ve milis grupların projede söz sahibi olma, pay alma istekleri, 2014-2018’de düşük petrol fiyatlarından kaynaklanan mali kriz ve İŞİD’le savaş dolayısıyla hep Irak gündeminde olan Kuru Kanal Projesi 2018 yılına kadar askıya alındı. Şubat 2018’de Kuveyt’te düzenlenen “Irak’ın Yeniden İnşası Konferansı”nda Türkiye, bu projeye 5 milyar dolarlık kredi sözü verdi. Bu destek, projeyi hayal olmaktan çıkarıp uluslararası arenada üzerinde müzakere edilebilir bir yatırım haline getirdi. 2020 Al-Faw Limanı ihale ediliyor Toplam maliyetinin 7 milyar doları bulacağı hesaplanan Al-Faw Limanı’nın 1. Aşamasının yapımı 2,65 milyar dolarlık sözleşme kapsamında Güney Koreli Daewoo şirketine 2020 yılında ihale edilmesiyle proje hayatiyet kazanmaya başladı. Kuru Kanal Projesi’nin harekete geçmesinde ABD ve İran karşıtı olup Iraklılık vurgusunu öne çıkaran ve siyaseten gittikçe ağırlığı artan Şii lider Mukteda el-Sadr tarafından desteklenmesinin önemli payı vardı. Irak’ın liman idaresi müdürü Farhan Al Fartousi başta olmak üzere projenin Sadr hareketi üyeleri tarafından yönetildiği söyleniyordu. Türkiye projeye 5 milyar dolar taahhüdünü teyid ediyor 17 Aralık 2020’de dönemin Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi Türkiye’ye yaptığı resmi ziyarette, Irak’ın Türk yatırımlarını ve tecrübelerini Irak pazarına güçlü bir şekilde çekmeye yöneldiğini açıkladı. Kazımi ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Kuveyt Konferansı’nda taahhütte bulunduğu 5 milyar dolarla Irak’ı desteklemeye hazır olduğunu söyledi. Türkiye 2018’de taahhüd ettiği finansal desteği teyid etmiş ve projenin arkasında durduğunu bildirerek Irak hükümetini cesaretlendirmişti. 2021 23 Mart 2021’de bir konteyner gemisinin Süveyş Kanalı’nda karaya oturması sebebiyle küresel ticaretin %12’sinin gerçekleştiği kanalın bir hafta kapalı kalması alternatif güzergâh arayışlarını gündeme getirdi. Günde ortalama 50 geminin geçtiği kanalın benzer kazalara uğrayacağı endişesi bir kez daha Kuru Kanal’ın gerekliliği ortaya koydu. 11 Nisan 2021’de dönemin Başbakanı Mustafa el-Kazimi tarafından “Büyük Fav Limanı”nın temeli atıldı.  Projeyi “nesillerin ve geleceğin projesi” diye nitelendiren el-Kazimi’nin törende yaptığı konuşmadaki şu sözleri dikkat çekici idi: “Birçok çevre, projenin başarısız olmasını bekledi ve halkı hayal kırıklığına uğratmak için söylentiler yaydı. Ülke bu yönde çeşitli sorunlarla karşılaştı. Fakat proje, planlama ve müzakere aşamalarını tamamlamamızın ardından bugün resmi olarak başlıyor. Projeyi bu yılki bütçeden finanse ettik.” 2022 Ukrayna-Rusya Savaşı Kuru Kanal’ın önünü açıyor 12 Eylül 2000’de Rusya, İran ve Hindistan arasında imzalanan anlaşmayla kurulan Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru, sonraki yıllarda aralarında Azerbaycan ve Türkiye’nin de bulunduğu 10 ülkenin daha bu projeye katılmasına rağmen beklenen işlevi yerine getirememişti. Bunda, Batı’nın Rusya ve İran’a uyguladığı yaptırımlar etkili olmuştu. 2022 Şubat ayında patlayan Rusya-Ukrayna savaşı Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru’nu güvensiz hale getirirken ambargoya maruz kalan Rus gazına alternatif olarak dünyanın üçüncü büyük gaz rezervi olan Katar gazının ve Irak gazının Avrupa’ya ulaştırılması ihtiyacı, düşük maliyetle taşıma imkanı sağlayacak olan Kuru Kanal Projesi’nin önemini daha da artırmıştı. Kuru Kanal konusunda Türkiye-BAE işbirliği görüşmeleri Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Şubat 2022’de Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığı ziyarette iki ülke arasında çeşitli alanlarda 13 anlaşma imzalandı. Anlaşmalar arasında Türkiye ile BAE arasında taşımacılığın önemini ortaya koyan bir ulaşım anlaşması da yer aldı.  Bunu takiben, 27 Mayıs 2022’de BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah Bin Zayed Al Nahyan ile Ortak Basın Toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Körfez’i Avrupa’ya bağlayacak çok önemli ulaştırma projeleri üzerinde çalışıyoruz. Irak üzerinden gelecek demiryolu projesi ve karayolu projesi ilgili kurumlarımız bu konuda görüşmelerini devam ettiriyorlar.” açıklaması, BAE’nin Kuru Kanal Projesi’nde ortaklarından birisi haline geldiğini gösteriyordu. 24 Kasım 2021’de BAE veliaht prensi Muhammed bin Zayed’in Türkiye ziyareti ile iki devlet arasında yeni bir sayfa açılmıştı. 2023 Kuru Kanal, “Kalkınma Yolu” oluyor Başlangıçtan itibaren “Kuru Kanal” olarak isimlendirilen proje, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin 21-22 Mart 2023 tarihinde Ankara ziyaretinden sonra “Kalkınma Yolu” olarak adlandırılmaya başlandı. Erdoğan’ın “Projeyi bölgemizin yeni İpek Yolu hâline dönüştüreceğimize inanıyorum” sözleri, Kalkınma Yolu’nun Kuşak ve Yol Girişimi ile entegre edilmesi hedefini gösteriyordu. Başbakan Muhammed Şii el-Sudani başkanlığında 23 Mayıs 2023’te toplanan Irak Bakanlar Kurulu, Kalkınma Yolu projesine başlanması da dahil olmak üzere bir dizi karar aldı. Bakanlıklara kendi aralarında koordinasyon sağlanması talimatı verildi. Kalkınma Yolu’nun lansmanı Irak Başbakanı Muhammed Şii el-Sudani 27 Mayıs 2023’te düzenlenen Kalkınma Yolu Konferansı’nda İran, Ürdün, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan, Suriye, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden ulaştırma bakanlığı temsilcilerine Kalkınma Projesi’ni anlattı. Sudani, “Bu projeyi sürdürülebilir petrol dışı ekonominin bir direği, Irak’ın komşularına ve bölgeye hizmet eden bir bağlantı ve ekonomik entegrasyon çabalarına bir katkı olarak görüyoruz.” dedi. İran destekli bazı milletvekilleri, başbakana gönderdikleri mektupta, bu projede Türkiye ile ortaklık yapılmasına karşı çıkıp Bir Kuşak Bir Yol’un asli parçası olan Çin ve İran ile işbirliği yapılmasını istediler. Bu talep hükümet yetkilileri tarafından reddedildi. Türkiye projeye ağırlığını koyuyor Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 22-24 Ağustos 2023’te Bağdat ve Erbil’e geniş kapsamlı bir ziyaret gerçekleştirdi. Siyasi görüşmelere ilaveten Irak’taki etnik-dini bütün kesimlerin temsilcileri ile de görüştü. Ziyaretin sonrasında iki ülke arasında yoğun bir diplomasi trafiği başladı. Fidan’ın Irak ziyaretini Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Cumhurbaşkanlığı Irak Özel Temsilcisi Veysel Eroğlu’nun ziyaretleri takip etti. Bir Kuşak Bir Yol Projesine rakip IMEC ilan ediliyor 9-10 Eylül 2023 tarihlerinde Hindistan’da gerçekleştirilen G20 Zirvesi’nde açıklanan “Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) Projesi” Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fransa, Almanya, İtalya ve Avrupa Birliği (AB) liderleri tarafından ortaklaşa duyuruldu. Bu koridorun Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne rakip olarak tasarlandığı düşünülüyordu. BAE, Suudi Arabistan, Ürdün, İsrail üzerinden Avrupa’ya uzanacak demir yolu ve liman ağlarından oluşan bu koridorun odağında İsrail yer alıyor ve Türkiye by-pass ediliyordu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ülkesini bypass eden projeyi “Türkiye’siz koridor olmaz” diyerek eleştirmişti. IMEC aynı zamanda, Kalkınma Yolu’nu gözden düşüren bir koridor olarak görülüyordu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 13 Eylül 2023’te yaptığı açıklamada Irak, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Türkiye ve Katar’ın Kalkınma Yolu Projesi konusunda yoğun görüşmeler içerisinde olduğunu söyledi. Fidan yürütülen görüşmeleri, “Şu anda özellikle yine G20’de Cumhurbaşkanımızın katıldığı görüşmelerde gündeme gelen ve desteğimizin teyit edildiği başka bir koridor projesi de Irak üzerinden, Basra Körfezi’nden gelip, Irak üzerinden geçecek olan Kalkınma Yolu Projesi. Türkiye, şu anda bununla meşgul. Özellikle Irak, BAE, Türkiye, Katar bu konuda yoğun görüşmeler içerisinde. Cumhurbaşkanımız özellikle BAE Devlet Başkanı (Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan) ile yaptığı görüşmede, önümüzdeki birkaç ay içerisinde bu konudaki nihai resmi çalışmaların en azından evrak üzerinde bitirilip pratiğe geçmesi konusunda mutabık kaldılar. Bu ön görüşmeyi Irak makamlarına da ilettik” sözleriyle açıkladı. Irak-Kuveyt arasında yaşanan kriz 15 Eylül 2023’te Irak Federal Mahkemesi, 2012’de imzalanan ve Irak ve Kuveyt parlamentoları tarafından 2013’te onaylanan iki ülke deniz sınırının belirleyen ve seyrüseferi düzenleyen Hor Abdullah Anlaşması’nın geçersizliğine hükmetti. Kuveyt, Irak’a protesto notası verildiğini duyurdu. Söz konusu anlaşma öteden beri Iraklı bazı siyasetçiler, milletvekilleri ve uzmanlar tarafından, “Hor Abdullah’ı Irak’ın egemenlik alanından çıkardığı” gerekçesiyle eleştiriliyordu. Irak’ın Basra Körfezi’ne sınırı sadece 58 km’den ibaretti. Tartışmalı bölge   Hor Abdullah, Basra Körfezi’nin kuzeyinde Kuveyt’in Bubiyan ve Verbe adaları ile Irak’ın El-Faw Yarımadası arasında yer alan ve Hor ez-Zübeyr (Zübeyr Körfezi) ile Irak içlerine kadar uzanan bir suyoluydu. Bubiyan ve Verbe adalarının Irak karasularına yakın mesafede bulunması, Bağdat’ın derin limanlar inşa etmesini, dev gemileri kabul etmesini, geniş bir ekonomik bölgeye sahip olmasını ve geniş bir deniz kuvveti oluşturmasını engelliyor. Öte yandan Iraklılar, Kuveyt’in inşa ettiği Mübarek el-Kabir limanının Irak’ın uluslararası nakliye yollarına erişimini keseceğini de savunuyorlar. Aksa Tufanı Kalkınma Yolu’nun önünü açıyor Kalkınma Yolu süreci devam ettiği sırada, 7 Ekim 2023’te Aksa Tufanı ile başlayan, İsrail’in Gazze’yi işgali ve Filistinlilere uyguladığı soykırım sebebiyle IMEC projesi uygulama imkanını hızla yitirdi. Proje zaten pratiklik ve maliyet açısından soru işaretleri taşıyordu. Bu gelişme, Kalkınma Yolu’nun gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 15 Ekim 2023’te Asia Nikkei’ye verdiği röportajda[i], Türk, Irak, BAE ve Katar yetkililerin Ekim ayı içinde Irak Kalkınma Yolu olarak bilinen bir proje üzerinde çalışmak üzere bir araya geldiğini açıkladı. Bakan, fizibilte aşaması tamamlanan projeye BAE ve Katar’ın güçlü destek sağlayacağını ve Avrupa bankaları, petrolle ödeme ve Türkiye’nin kendi yatırımları dahil olmak üzere ek finansman araçlarının da değerlendirildiğini sözlerine ekledi. Uraloğlu, Türkiye’de Suudi Ulaştırma Bakanı Salih bin Nasser Al-Jasser ile bir araya gelerek krallığı projeye katılmaya davet ettiğini de söyledi. Husi saldırıları ile Kızıldeniz rotası kesintiye uğruyor Yemenli Husilerin, İsrail’i ateşkese zorlamak için 19 Kasım 2023’ten itibaren İsrail menşeli olan ya da İsrail’e yük taşıyan gemilere karşı düzenlediği saldırılar Kızıldeniz seyrü sefer güvenliğini sekteye uğratarak uluslararası deniz ticaretini olumsuz yönde etkiledi, Ümit Burnu’na yönelen taşımacılık maliyetleri artırdı ve teslim süresini uzattı. Bu gelişme, Kalkınma Yolu Projesi’ne daha da önem kazandırdı. 2024 7 Şubat 2024’te Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve beraberindeki heyetin Bağdat ve Erbil’deki gerçekleştirdiği görüşmeler Kalkınma Yolu’nun güvenliğini sağlamayı da kapsıyordu. 14 Mart 2024’te, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yanı sıra Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu ve Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’dan oluşan Türk heyeti Bağdat’a giderek Iraklı muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirdi. Kalkınma Yolu Projesi’nin güvenliğinin sağlanması konusunda son mutabakatlar yapıldı. Irak’la Ortak Harekât Merkezi kurulması konusunda anlaşma sağlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Nisan 2024’te Irak’ı ziyaretinde Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani Kalkınma Yolu Projesi’nin batıyla doğuyu birbirine bağlayacak “ekonomik nehir” olduğunu söyleyerek, “Türkiye ve Irak’ın istikrarını sağlayacak güvenlik işbirliğinde mutabık kaldıklarını, Irak ve Türkiye’nin güvenliğinin bölünmez bir bütün olduğunu” açıkladı. Ziyaret sırasında Türkiye ile Irak arasında, Su Alanında İşbirliği Çerçeve Anlaşması ve Stratejik Çerçeveye İlişkin Mutabakat Zaptı ile ayrıca 24 işbirliği anlaşması imzalanırken aynı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Irak Başbakanı Sudani’nin himayesinde, Irak, Türkiye, Katar ve BAE arasında Kalkınma Yolu Projesi’nde İş Birliğine İlişkin 4’lü Mutabakat Zaptı imzalandı. Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, ardından 7 Ekim 2023’te İsrail’in Gazze’yi işgali ve soykırım yapması, bu devletlerin merkezinde bulunduğu ulaşım koridorlarını işlevsiz hale getirirken Kalkınma Yolu bu güzergâhların güvenilir, düşük maliyetli, yatırım yapılabilir bir alternatifi haline geldi. Dileriz Kalkınma Yolu, planlandığı şekilde ve zamanında başarıyla tamamlanır.

Leave A Reply

Your email address will not be published.

Siteden backlink almak için : https://join.skype.com/invite/KPVoMIIOqxat
montenegro buy car montenegro sale car montenegro rent apartment montenegro sale apartment