Bir döneme tanıklık etmeye hazır mısınız?
KAYNAKBetül Memiş / Cnnturk.com “Kelimeleri gerçeklikten ayırmak isteyenlere rağmen müzik, kendi adını koymadan var olamaz. Münferit bir yeteneğin münferit bir yetenekten fazlası olduğunu söylemeyi sağlayan kelimeler olmadan var olamaz. Bir dünya düzeninin, bir zihin kuvvetinin, hayattan kaynaklanan bir devinimin ya da insanlar arasındaki bir bağın ifadesi olduğu için bir ruh eğitimidir müzik.” der Fransız düşünür Jacques Rancière (Metis Yayınları, Zehra Cunillera çev.) “Sanatın Yolculukları” adlı kitabında ve ekler: “Lakin bağlayıcı kuvvet (kalp) sanatı olması hasebiyle müzik, aynı zamanda sanatların yalnızlığına son vermeye de yazgılıdır.” Üstadın, sanatı “özerk bir deneyim alanı” olarak altını çizdiği kitabına bilahare bakmanızı salık veririm.Şimdi gelelim bizim coğrafyanın sanat yolculuğundaki mihenk taşlarından biri olan üstada; (Hasan Ferid Alnar, Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun ve Necil Kâzım Akses’ten oluşan) “Türk Beş”leri arasında yer alan, İstanbul Şehir Orkestrası’nın kurucusu, klasik müzik alanında büyük bir öneme sahip, Cumhuriyet tarihinin ilk kuşak bestecilerinden, piyanist, eğitimci ve orkestra şefi Cemal Reşit Rey… 1904 ve 1985 yılları arasında bu dünyayı şereflendirmiş olan Rey, müziğe sunduğu çağdaş boyutun yanı sıra, orkestra şefliği, operetleri, marşları, öğretmenliği, radyo programcılığı ve müzik kurumları kuruculuğuyla dünya müzik kültürünün bir temsilcisi ve 19. yüzyılı 20. yüzyıla, Osmanlı’yı Cumhuriyet’e, Doğu kültürünü Batı kültürüne bağlayan bir simge…Projede, 50’ye yakın eser ve yüzlerce nota sayfası2024 yılına veda ederken güzel ve açıkçası benim gibi pek çok sanatseveri veyahut meraklısını heyecanlandıran bir haber geldi: “Cemal Reşit Rey’in eserleri geleceğe taşınıyor: “CRR Dijital Arşiv Projesi”… İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı, Türk müzik tarihinin en önemli öznelerinden Cemal Reşit Rey’in eserlerini geleceğe taşımak amacıyla kapsamlı bir projeye imza attı! Cumhuriyet Dönemi’nin öncü bestecilerinden Rey’e ait (CRR Konser Salonu çatısı altında bulunan yapıtların) el yazması notaları, oluşturduğu konser programları, kişisel notları ve mektupları bir araya getirilerek tasnif ediliyor ve dijital ortama aktarılıyor. Projeyle ilgili çalışmalar, müzikolog Dr. Sungu Okan’ın koordinatörlüğünde, müzikolog doktorant Aslı Uzdil ve Doç. Can Okan’ın katılımıyla gerçekleşiyor. Projede, 50’ye yakın eser ve yüzlerce nota sayfası işlenmekte olup, arşivin tümünün CRR çatısı altında toplanması hedefleniyor.Ne yazık ki arşiv geleneği bir türlü olamayan / oluşturulamayan memleketim coğrafyası için bu proje kesinlikle -geç kalınmış olsa da- muazzam bir emek ve paylaşım. Bu bakımdan da emeği geçenlere bir kez daha şükran! Proje, Rey’in müzikal mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma hedefiyle ve Atatürk Kitaplığı iş birliğiyle yürütülüyor. (Es notu: Arşivin restorasyon, korunma ve dijitalleştirilme süreci, İBB Atatürk Kitaplığı’nın uzman ekibi ile iş birliği içinde sürdürülecek.) Bir kaynak niyetliğindeki proje aynı zamanda o dönemin İstanbul’daki sosyo-kültürel dinamiklerle etkileşimini ve bir nevi Yeditepeli şehir İstanbul’un müzik geleneğini inceleme fırsatı da sunuyor.Bu çalışmalar, 20. yüzyıl İstanbul kültür tarihine ışık tutacak ve Cemal Reşit Rey’in mirasını geniş kitlelerle buluşturacak. Projenin en önemli özelliklerinden biri, Cemal Reşit Rey’in sahnelerimizde en çok ilgi gören yapıtları olan “Lüküs Hayat” ve “Deli Dolu” gibi operetlerinin el yazması notalarının korunması ve dijitalleştirilmesi. Ayrıca, yıllar içinde dağılmış ve eksik kalan yapıtların yeniden gün yüzüne çıkarılması da bu projenin heyecan verici yanlarından biri. Proje, bu anlamda CRR çatısı altında olmayan ve yıllar içinde farklı arşivlere dağılmış Cemal Reşit Rey’in diğer eserlerinin de bir araya getirilmesini hedefliyor.Türk müziği tarihine katkıda bulunmakProjenin ilk meyvesi olarak ve CRR Konser Salonu’nun kuruluşunun 35. yılı vesilesiyle, 29 Kasım Cuma akşamı “Cemal Reşit Rey’e Saygı Konseri” gerçekleşti. Konser öncesi fuayede gerçekleşen söyleşide, müzikologlar Evrim Hikmet Öğüt ve Sungu Okan çok sesli Türk müziğinin öncülerinden Cemal Reşit Rey’in arşivinin tasnifi ve dijitalleştirilmesi projesini anlattı. “Cemal Reşit Rey’e Saygı Konseri”nin repertuvarı, Cemal Reşit Rey’in 76 yıl önce hazırladığı “Emekli Sahne Sanatkârları Yurdu” yararına verilen konser programının içeriğinden oluştu.Duyanlarınız olmuştur veyahut habere denk düşenleriniz: Oxford Sözlüğü, 6 aday sözcük arasından 37 binden fazla kişinin katılımıyla yılın kelimesini belirledi; “beyin çürümesi”… Fanilik mesaisinde “beyin çürümesi”ne mahal vermemek adına, “Müzik, bir milletin kimliğidir. Halkın özünü ve ruhunu melodilerde bulabilirsiniz.” diyen Cemal Reşit Rey’in dile getirdiği peşrevden yazının vedasını “Cemal Reşit Rey’e Saygı Konseri” öncesi konuşan Sungu (Okan) Hocama bırakıyorum: “Cemal Reşit Rey’in müzikal mirasını dijitalleştirme süreci, öncelikle tüm materyalin tür, içerik ve ilgili kişiler gibi temel kategorilere ayrılmasıyla başladı. Şu anda ise elimizde bulunan belgelerin durumunu daha ayrıntılı bir şekilde değerlendirebildiğimiz bir aşamadayız. Örneğin, hangi belgelerin ya da notaların tamamının korunduğunu, hangi kısımların eksik olduğunu tespit ediyor ve bu eksikliklerin nasıl giderilebileceğini tartışıyoruz. Bu süreç, sadece Rey’in eserlerini koruma açısından değil, aynı zamanda Türk müziği tarihine katkıda bulunmak adına da heyecan verici bir görev. Her bir belgeyi, detayı atlamadan incelemek için titiz ve kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Bu proje ile Cemal Reşit Rey’in eserlerini hem araştırmacılar hem de yeni nesiller için daha erişilebilir kılmayı ve Türk müziği tarihinde önemli bir referans noktası oluşturmayı hedefliyoruz.”