Bor madeni yalanı! Muhalefetin kirli oyunu işte böyle deşifre edildi
Star yazarı Resul Tosun, bor madeni hakkındaki yanlış bilgilerin muhalefet tarafından algı operasyonu olarak kullanıldığını belirtti. Tosun, ETİ Maden’in yaptığı açıklamalarla, bu iddiaların gerçek dışı olduğunun ortaya konulduğunu ifade etti. Türkiye’nin enerji alanındaki başarısının Başkan Erdoğan’ın liderliğinde gerçekleştiğini vurgulayan yazar, bu başarıların bağımsızlık yolunda atılmış önemli adımlar olduğunu kaydetti. Tosun, muhalefetin karalama politikalarına karşı Türkiye’nin ilerlemesinin durdurulamayacağını söyledi. İşte Resul Tosun’un yazısı: “İnsan bilmediği konularda ilk duyduğu bilgiye inanma eğilimindedir. Muhalefetin algı operasyonları iktidarı destekleyenleri de şüpheye düşürmektedir. İşte bunlardan biri dünyadaki rezervinin %75’i Türkiye’de bulunan BOR madeni hususundaki dedikodulardır. Sosyal medyada, ‘9 trilyon dolar değerindeki Bor madenimiz ABD’ye 40 milyon dolara satılacak. Yazıklar olsun kaptırana, verene, susup seyredene!’ şeklinde bir yazı dolaşıyor. Maalesef iktidarı destekleyen kimi mecralarda da bu yazı yayınlanmakta ve takipçiler meselenin aslını merak etmektedirler. Bu iddia yeni değildir. Bu iddiaya ETİ Maden 27 Mart 2023 tarihinde çok net cevap vermişti. Ancak bu cevabın yeterince yaygınlaşmadığı ve şüpheleri izale etmediği anlaşılıyor. ETİ Maden yaptığı açıklamada son 20 yılda 1.3 milyar dolar yatırım yaparak dünyadaki bor üretiminin %50’isine sahip olduğunu belirtmiş ve durumu şöyle özetlemiştir: “Bilindiği üzere Bor madenlerinin üretimi, işletilmesi ve pazarlanması görevi kanunlarla ETİMADEN’e verilmiştir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın ortaya koyduğu vizyon ve hedefler doğrultusunda Bor madenlerimizi sürdürülebilir işletmecilik yaklaşımıyla ülke ekonomisine kazandıran ve 5 milyar TL ödenmiş sermayeye sahip DÜNYA BOR LİDERİ ETİ MADEN, 2022 yılında tarihinin en yüksek üretim, ihracat ve satış değerlerine ulaşarak yaklaşık 2,6 milyon tonu ihracat olmak üzere toplam 2,67 milyon ton bor ürünleri satışı karşılığı yaklaşık 1,32 milyar doların üzerinde satış geliri elde etmiş ve Dünya bor pazarında ülkemizin payını da %62 seviyesine çıkarmıştır.” “Ülke ekonomisine yaptığı katkıyı sürekli artıran ETİ MADEN, önümüzdeki dönemde ‘Bor ile Geleceği Tasarlamak’ vizyonu ile ‘üretirken kazanmak’ anlayışıyla üretim ve satış faaliyetlerini sürdürülebilir kılarak, bor karbür, ferrobor, lityum ve nadir toprak elementleri gibi özellikle ileri teknoloji yeni ürünlerin üretilmesine odaklanmaktadır.” “Ödenmiş sermayesi 5 milyar TL ve yıllık cirosu 1,32 milyar doların üzerinde olan ve son 20 yılda yaklaşık 1,3 milyar dolar yatırım yaparak aktiflerini büyütmüş bir kuruluşun 40 milyon dolara satılacağına yönelik paylaşımlar eksik ve yanlış bilgilere dayanan tamamen gerçek dışı iddialardır.” Bir yığın teknik bilgilerin bulunduğu açıklama şöyle sonuçlanıyor: “Sonuç olarak, ETİ MADEN’in ve bor madenlerinin herhangi bir ülke, firma ve şahsa satılması veya devredilmesi gibi bir durum söz konusu olmayıp, bu konuda yürütülen herhangi bir çalışma da mevcut değildir..” https://www.etimaden.gov.tr/duyurular/kamuoyu-duyurusu-27MART Muhalefetin icraatları karalama politikasına karşı hayata geçirilen projeler ve yatırımlar sık sık hatırlatılmalıdır. Unutulmamalıdır ki 2002’de 32 bin megavat olan enerjide kurulu güç 2022’de 100 bin 607 megavata ulaşmıştır. 2002’de 276 olan baraj sayısı 2019 sonu itibariyle 861’e çıkmıştır. 2002’de 105 olan hidroelektrik santral sayısı Temmuz 2021 itibariyle 735 olmuştur. Karadeniz’de bulunan doğalgaz, Gabar’dan çıkartılan petrol, Yusufeli barajı ve Akkuyu projelerini, rüzgar ve güneş enerjileri alanındaki yatırımları hatırdan çıkarmamak gerekir. Enerjide bu güce kavuşmanın ilk şartının bağımsızlık olduğunu hatırlatmak isterim. 22 sene içinde siyasi, ekonomik ve savunma sanayiinde gelinen aşamanın, Başkan Erdoğan’ın bağımsızlık istikametindeki liderliğini hatırdan çıkarmamak lazım. Vesayet sistemine son verilmeseydi ne savunma sanayiinde ne de enerjide bu başarı elde edilemezdi. Atılan her adıma karşı çıkan içerdeki güç odakları vesayet sisteminin ortadan kalkması sebebiyle etkili olamadı. Türkiye sahip olduğu yeraltı zenginliklerinin yanı sıra enerji yollarının güzergâhı olarak da enerji merkezi olma istikametinde önemli mesafeler kat etti. Batının kültür köleleri haline gelmiş aydın geçinen kesim, Türkiye’nin yapamayacağını iddia ettiği otomobil piyasaya sürüldüğü halde, fabrikasının olmadığını söylemekten utanmadı! İçerdeki beyni işgal edilmiş aydın(!)ların yanı sıra dışardaki engellere rağmen enerjide ilerleyen bir Türkiye var bugün. Düşünebiliyor musunuz, Akkuyu için parası ödenmiş malzemenin Türkiye’ye ihracına Almanya resmen ve fiilen engel oluyor! Türkiye duruyor mu? Elbette ki durmuyor her engeli aşa aşa ilerliyor. Eğer Türkiye bugün nükleer santral yapıyorsa, denizlerde petrol arayabiliyorsa bu başkan Erdoğan’ın tam bağımsızlık yolunda vesayeti kaldırıp içerdeki engelleri aşması ve dışarıya karşı da dik durabilmesi sebebiyledir. Başkan Erdoğan’ın bu alanda başarılı olmasının bir diğer sebebi de görev yapan ilgili bakanların hepsinin işinin ehli uzmanlar olmasıdır. Hilmi Güler’den Alpaslan Bayraktar’a kadar görev alan bakanların her biri görevini layıkıyla yaparak ülkenin enerji merkezi olmasına zemin hazırlamışlardır. ‘Ustanın çekici bin altın’ diye boşuna dememiş atalar. Kalite asla bir tesadüf değildir. Daima akıllı bir gayretin sonucudur!”