Bora Ayanoğlu ile hasbihal – Günlük Yazarlar Haberleri
Nasıl da koşuşurduk bahçelerde
Şarkı söylerdik mehtaplı gecelerde
Sen bana, ben sana komşu evlerde
Kök sarmaşıklar gibi sarıldık o yaz
Londra’da radyoculuk yaptığım yıllarda en çok çaldığım parçalardan biriydi O YAZ.
Ahhh tadına doyamağımız nostalji ve ezberimizden gitmeyen o unutulmaz şarkılar… Müziğin daha samimi olduğu ve kalbimize daha çok dokunduğu yıllar…
Sizce kaybettiğimiz samimiyetle mi ilgili bu özlem yoksa gençlik yıllarına dönme arzularımızla mı? Nostalji derken, o kadar eskisin yani dediğinizi duyar gibi oluyorum. Bu biraz yaşlanmamak, yaş almak ifadesine benziyor. Benimki de farkındalığın farkında olmak gibi bişey.
Farkındalık çok güzel ve uzun bir yolculuk. Tüm gelişimimizin öğrenmelerimizin sonsuzluğunda bizi her daim ileriye taşıyan, her adımda öğreten, öğrenmeye zorlayan bir bilinç…
Ve bu bilinci eğiterek, geçmiş zamanda sıkışıp kalmak ya da gelecek için sürekli endişelenmek yerine, şimdiki zamanı nasıl yaşayabileceğimizi keşfedebiliriz. Unutmayalım ki, geçmiş ve gelecek arasında kurduğumuz sağlıklı bağlantı ile devamlılık algısını şekillendirebiliyoruz.ŞARKILAR
Bu haftasonu günümüzden biraz uzaklaşmak , keyifli cumartesi sohbetlerimize çok değerli Bora Ayanoğlu’nu da dahil ederek farkındalığımızı güncellemek istiyorum. Erken dönem Türk Pop Müziğinin en önemli isimlerinden biri.
200’e yakın şarkı ve 60’in üzerinde film müziği bestesi ,50’nin üzerinde film ve tiyatro oyunuyla besteci – Söz Yazarı – Yorumcu – Aktör.
Fabrika kızı , Ay Yüzlüm (Yunus), Güller ve Dudaklar, O Yaz , Kırık Aynalar en sevdiklerim. Çoğumuzda anısı vardır bu parçaların. Mutlaka her dönemin kendi müziği ve sanatçıları var ve her müzik tarzı çok değerli ancak nostalji deyince kelime anlamıyla bile olsa etkilenmemek mümkün diil. Çünkü eski şarkılar, genellikle geçmiş anılarla ilişkilendirir ve duygusal bir bağ kurmamızı sağlar hayatımızda.
Yani 10 yıl sonra da bu şarkıları dinlediğinizde aynı zevkle , aynı tadı alarak dinleyeceğinizi biliyorum. Sevgili Bora Ayanoğlu ile kişisel gelişim üzerine bu hafta gerçekleştirdiğim sohbete geçmeden önce, artık vaktim sadece güzel torunlarıma diyen değerli sanatçının şu cümlelerinin altını çizmek istiyorum. “68 kuşağıyız ve birbirimize çok destek olduk. Birbirimizin kulvarlarına hiç girmedik. Herkesin kendi tarzı vardı. O yüzden başarılı olduk. Şimdi bir şarkı çıkıyor arkasından bütün şarkılar birbirinin aynısı oluyor.” “Bizim dönemin şarkılarının özelliği sevgiyle yazılmış ve bu sayede kalıcı olmasıydı. Belki de artık unutulmaya yüz tutmuş gönül sıcaklığını tekrar hissettirmesi dinleyenleri etkiliyor.” Ne güzel ifade etmiş öyle değil mi ?
Yüzde yüz katılıyorum özellikle de son yıllarda oluşan bir akımla beraber birçok genç sanatçının 90’ların çok sevilen parçalarını yeniden yorumlayıp, “cover” ederek tekrar seslendirmesi epey gündemde iken… Röportajı ilginize sunuyorum…■ 1- Bugüne dek başarılarınıza ulaşmanızı engelleyen en önemli faktör ne oldu?
Başarıya Türkiye şartlarında kendimce ulaştığımı düşünüyorum.■ 2-Zorlu durumlar kararlarınızı nasıl yönlendiriyor?
Zor durumlarda farklı yollardan devam etme çarelerine yöneliyorum. Hayata farklı bakıyorum. Beni engelleyecek hertürlü manianın üzerinden atlayıp, ilerlemeye çalışıyorum.■ 3-Olumsuz duygularınızla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Ben de insanım. Tabii olarak insanı korkularım vardı. Ama öyle bir durumda sanatıma odaklanarak atlatmayı bildim.■ 4-Her zaman yapmak istediğiniz ancak fırsat bulamadığınız bir şey var mı ?
Her sanatçı gibi sanatımın dünyanın heryerinde yankılanmasını isterdim. Ne yazık ki sadece Avrupa’da kendine yer bulabildi. Eh, bu da birşey değil mi?■ 5- Hayatınızın dönüm noktası olarak nitelendirdiğiniz anlar var mı? Neden?
Hayatımdaki dönüm noktası diye birşey hatırlamıyorum.
Sülalemin ve ailemin sanatçı olması, benim için normal bir yaşam tarzıydı. Oğlum Bolkan’nın doğumu ve ikiz torunlarım Arya ve Bora’nın doğmasının hayatıma heyecan ve mutluluk kattığını söyleyebilirim.■ 7- Bugünkü kariyeriniz dışında, hangi alanlarda kendinizi gelişmek isterdiniz?
Kariyerimin dışında olmak istediğim pek bir iş olmadı.
Beni heyecanlandıran insan sevgisiydi. Beni ateşleyen, insan haklarını korumak mücadelesiydi.■ 8- Hedef listenizde daha neler var?
Kimseye yük olmadan yaşayabilmek.■ 9-Peki bugünlerde üzerinde çalıştığınız ya da istediğiniz bir proje var mı?
Artık emekliyim. Üç insanın ürettiği kadar eser ürettim. Yorgunum. Artık yorucu işlere veda ettim.■ 10- En büyük hayaliniz hala şarkılarınızın filarmoni orkestrası tarafından çalınması mı?
Bir senfonik orkestra, film müziklerimden ve şarkılarımdan bir konser sunarsa tabii ki sevinirim.■ 11-Fabrika kızı’nın içeriğinde derin bir anlam yer aldığını “dünyayı kadınların düzelteceğine inananlardan” olduğunuzu çok kez vurguladınız. Sizce neden dünyayı kadınlar kurtaracak?
Kadınlar çocuk doğurur ve büyütür. Bu çocukları, besleyip, büyütebildiğine, bir aileyi de idare edebildiğine göre,o harika beyniyle ve tabii ki eğitimli olmak şartıyla, bu dünyaya barış getirecek hertürlü içgüdüye sahiptir.■ 12- Sanal bir alem içinde yaşayan gençlerimize ne tavsiye ediyorsunuz?
Sanal dünya gençler için bir gerçek dünya halini almış artık. Dünya da sanal dünyaya doğru eviriliyor. Aileler de çocuklarının sanal dünyasına evrilmelidir, ancak iyisini ve kötüsünü bu şekilde takip ve ayırdebilirler çocukları için. Ne yazık ki insan yetiştiremiyoruz.■ 13- 2 torununuza verdiğiniz en önemli nasihat nedir?
Torunlarıma verdiğim nasihat, “Yaratıcı ve dürüst olun, o zaman yaşamın tadını çıkarırsınız” olmuştur.